7. Doğru Ve Yanlış Paradigması

3.8K 319 437
                                    

Hepinize merhaba,

Yeni bölümle sizlerleyim.

Yeni geldik ama sizi bekletmek istemedim.

İyi okumalar diliyorum.

❣️

Odama geldiğimde hızla kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya yasladım. Biraz önce söylediğim sözleri düşündüm. Marsel kardeş olmadığımız için bizim birbirimize karşı duygularımız olabilir dediğinde onu onayladım. Ona olabilir dedim. Kalbim deli gibi atıyordu. Kapının arkasından çekildim ve kendimi banyoya attım. Üzerimdekilerden kurtuldum ve ılık ile soğuk arasındaki suyun altına girdim. Sular kafamdan aşağı döküldükçe biraz olsun rahatlığımı hissettim. Sonra suyu soğuk hale getirdim ve bütün bedenimin soğuk su ile titremesine sebep oldum. Suyu kapattım ve bornozu alarak üzerime geçirdim.

Soğuk su mu yoksa içimdeki garip his yüzünden mi hala titrediğimi anlamasam da su iyi gelmişti. Odaya geçerek üzerimi zorlukla giyindim ve yatağın üzerine kendimi bıraktım. Hala dizlerim titriyordu. Kesinlikle aptalca tepkiler verdiğime karar verdim. Sadece aptalca tepkiler vermiyor aynı zamanda kendimi komik duruma da düşürüyordum. Neyseki bu aptallığım kimsenin olmadığı ve kendi başıma kaldım zamanlar ortaya çıkıyordu.

Kafamı yastığa koydum. Sanırım hisler konusunda artık bir tereddütüm yoktu. Marsel açık açık bana hisleri olduğunu söylemese de hareketleri ve sözleri ile bunu bana hissettirmişti. Kendi duygularım ise... Onun dudağının kenarını öptüğüm an netleşmişti. Ona karşı hislerim vardı. Ama ben ona karşı ne zamandan beri hislerim olduğunu bilmiyordum. Bir kişiye üç günde bir şey hissetmek bence çok olur şey değildi. Onunla kardeş olmanın dışında hiçbir alternatif aklımda olmadığı için duygular konusunda bilinçaltım kesinlikle belirsiz kalmıştı. Marsel'in en küçük adımı ile de sanki gün yüzüne çıkmayı bekliyormuş gibi beni bile şok eden bir hızla kalbimi yerinden oynatacakmış gibi hissettiriyordu. Ama duygular konusunda acele etmek çok büyük aptallık olurdu.

Ya ben Marsel'in bana olan ilgisini fark ettiğim için boşluğa düştüğüm için olmayan duyguları varmış gibi düşünüyorsam ne olacaktı? Kendi duygularımdan emin olmak zorundaydım. Kendi duygularımdan emin olmak için ise yapmam gereken şey Marsel ile daha fazla zaman geçirmekti. Evet bence bu çok iyi bir fikirdi.

Duygular kısmını sorunsuz atlattığımda en büyük mesele ile başa çıkmam gerekiyordu. Babam ile. Marsel'e benim ile bir gönül ilişkisine rıza göstermediğini söyleyerek aksi durumda hakkını helal etmeyeceğini söylemek kabul ediyorum ki en çok onun için zordu. Marsel babamın ilk göz ağrısı ve bence en kıymetlisiydi. Aralarının benim yüzümden bozulduğunu düşünmek kendimi daha kötü hissetmeme neden oluyordu.

Babam ile konuşmam gerekiyordu. Babam ile biran önce konuşmalı ve bu konuyu tatlıya bağlamalıydım. Eğer bir karar verilmesi gerekiyorsa bu karar bize ait olacaktı. Aksi benim için kabul edilemezdi. İçten içe işlerin bu kadar ileri gitmeyeceğini düşündüm. Babam amcam ve annem ile kamelyada konuşurken rıza gösterdiğini söylemişti. Hatta bunu Marsel'e de söyledim gibi bir cümle kurmuştu. Tek dileğim Marsel'in bunu bir gurur meselesine dönüştürmemesi oldu. Zaten babam rıza gösterdiğini söyledikten sonra Marsel'in işi gurura dökmesine izin vermezdim.

Sabah yataktan kendimi daha dinç ve mutlu hissederek kalktım. Siyah bir etek ve beyaz tişört giyerek hazırlanıp aşağı indiğimde annem ve babam kahvaltı yapıyorlardı. Yaz tatili olduğu için Mira ile Doruk ve Kayra istedikleri kadar uyuma hakkına sahipti. Merdivenlerden indim ve masada oturan babamın boynuna kollarımı sardım.

"Günaydın babaların en yakışıklısı."

"Günaydın benim güzeller güzeli Zeynep'im," dedi yanağımı öperek. Annemin yanına gittim ve ona da sulu bir öpücük verdim.

GÖNÜLÇELEN (+18) Where stories live. Discover now