6. Oyunun Kuralları

En başından başla
                                    

"Ne düşünüyorsun yine?" diye sordu.

"Kendimin ne kadar aptal olduğunu," diye cevap verdim.

"Bu konuda hemfikiriz," dediğinde bu sefer ben kaşlarımı çattım.

"Marsel!" dedim sinirle.

"Tekrar söylüyorum
Odama böyle girmemelisin!"

"Sence bunu umursamış gibi mi görünüyorum?"

"Umursamalısın! Giyiniyor olabilirdim."

"Giyiniyor olmadığına göre sorun yok!"

"Zeynep bu saatte ne istiyorsun?" diye sordu.

"Pansumanını değiştirmem gerekiyor."

"Buna gerek yok," desede komodinin üzerindeki sargı malzemelerini aldım. Oflayarak yatakta oturur pozisyona geçti. Elime aldığım makas ile eski sargı bezini keserek çıkardım. Marsel'in beni izlediğini biliyordum. Yaranın olduğu yere tendirdiyöt döktüğümde bakışlarım yüzünü buldu. Yüzünde tek bir mimik oynamadan beni izlemeye devam ediyordu. Temiz sargı bezini alarak kolundaki yarayı sarmaya başladım. Pansumanı değiştirdikten sonra Marsel'e bakarak gülümsedim.

"Bak hemen bitti. Şimdi uyuyabilirsin."

"Zeynep," dedi iç çekerek. Marsel hep böyle farklı bir tonda adımı söylediğinde iç organlarım yer değiştiriyor gibi hissediyordum.

"Hep böyle.. Sarar mısın yaralarımı?" diye sordu. Bakışları yine yutkunmama sebep oldu. Gözlerine baktım ve gülümsedim.

"Sararım. Yaralarını hep sararım," dedim ve kollarımı boynuna sardım. Marsel'in buna tepkisi gecikmedi. Kollarını belime sardı.

"Tek sen.. Yaralayan da saran da bir tek sen ol istiyorum. Beni senden başkası kanatamaz. Senden başkası da kanayan yerden saramaz."

"Seni yaralamak istemiyorum," diye itiraf ettim. Kollarım hala boynunda sarılıydı.

"Sen beni bile isteye yaralamazsın," dedi sesinde hissettiğim emin bir ifade ile.

"Sen yine de bana çok güvenme," dedim gülerek. Kollarımı boynundan çektikten sonra tekrar yataktan kalktım ve komodinin üzerindeki ilacı alarak bardağa su koydum. Uzattığım ilacı ve suyu aldı. İlacı içtikten sonra yataktan kalktıktan sonra bardağı yerine bıraktı.

Bir süre ikimiz de öylece birbirimize baktık. "Ben gitsem iyi olacak," dedim dudaklarımı büzerek.

"Teşekkür ederim," dediğinde sadece belli belirsiz kafamı salladım. Marsel'i odasında bırakarak kendi odama gideceğim sırada sesini duydum.

"Zeynep.. Biraz daha kalsana yanımda," dediğinde gülümseyerek ona döndüm.

"Biraz önce odamda ne işin var diyordun ya!" dedim.

"Zeynep," diye söylendi. Gülerek geri döndüm ve yatağın kenarında durdum.

"Kay kenara," dedim. Yüzüme bakmaya başladı. Ne dediğimi duymuştu ama algılamamıştı.

"Anlamadım," dedi bir anda.

"Sen.. Bu kafa ile nasıl o kadar testten geçip ajan oldun ben de onu anlamadım," dedim yarı alay kokan bir gülümseme ile.

"Sen bana aptal mı diyorsun?" dedi kaşlarını çatarak. Sözleri ile küçük bir kahkaha attım. Marsel kafasını sallayarak bana baktı. Bir aydınlanma yaşamıştı.

"Zeynep kalan iki gram aklımı da sen alıyorsun," dedi kenara kayarak.

"İki gram aklı kim bıraktı sende?" diye sordum.

GÖNÜLÇELEN (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin