3- Kapanmayan Yara

Start from the beginning
                                    

Esefle güldüm halimi göstererek.
"Sence?"

"Bilmem. Belki... Ama sende erkekleri kendine bağlayan tuhaf bir çekimin olduğu kesin. Seni görünce yardım etmek, saygı duymak, değer vermek, konuşmak, yanında olmak istiyor insan."

Duyduklarım beni sadece daha fazla kedere boğuyordu.
"Tabi. Bu yüzden bu gece oradaki insanlar benimle dalga geçti, bu yüzden sinir krizi geçirdim, bu yüzden bir adam tarafından hastanelik edildim. Hepsi şu tuhaf çekim yüzünden. Haklısın."

"Bu gece seninle dalga geçenlerin hepsi kadındı. Bilirsin kadınlar kendilerinden daha güzel, daha güçlü, daha akıllı ve erkeklerin dikkatini daha çok çeken başka bir kadından hoşlanmaz." Çarpık bir gülümseme yayıldı yüz hatlarına.

"Bana iltifat mı ettin sen?"

"Elbette ama sadece iltifat değil; kendindeki bu tehlikeli potansiyeli fark edememiş olman iyi bir şey sanırım. Çünkü grubun solisti bile sana yardım etmek için sahneden indi, ben engelledim."

Şaşkınlıkla suratına bakakaldım.
"Nasıl yani? Stefano mu? Bana mı? Gerçekten mi?" Gözlerim canlandı birden. "Neden? Neden engelledin? Belki bu yüzden bir atak geçirdim. Onunla tanışabilmek için."

Güldü Kenan.
"Bade..."

Yüzüne baktığım an yanaklarım kızardı.
"Ciddi değilsin. Öyle değil mi?" Üzerimdeki örtüyü yüzüme kadar kapattım. "Ciddi değilsen ne diye bana bunları anlatıyorsun?"

Kenan kendi kendine konuşmaya başladı.
"Yani o bir solist sonuçta. Saçma İtalyan bir grubun baş solisti sadece. Ne kadar önemli olabilir ki?"

Örtüyü yavaşça indirdim.
"Benim için önemli." Derin bir of çektim. "Ah Stefano! O kadar çok göz göze gelmiştik ki... Sandım ki o da benden..."

Gözleri kıskançlıkla ışıldadı Kenan'ın.
"Bak şu kadere? Aptal bir İtalyan grubun kendini bir şey sanan solisti yerine Kenan'la tanıştın işte. Ne güzel."

"Bir polisle." diye düzelttim. Üstümdeki örtünün dışarı çıkan pamukçularını koparmaya uğraşıyordum. "Hem güzel bir taraf göremiyorum bunda."

"Neden? Tolga yüzünden mi?"

Tolga'nın adını duyar duymaz onun o son görüntüsü geldi gözümün önüne. Bir hışımla yatağın içinde toplanıp bağdaş kurdum.

"Hey! Bazı şeyleri bir çırpıda söyleyemezsin! O kısım benim hassas noktam." Sesimi daha çok incelttim ona kızarken.

"Çok kez duymuştum seni... Bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim sadece."

"Aslında bilirsin sen. Polis olunca her şeyi yapabileceğini düşünüyor insan."

"Doğru, haklısın diyebilmeyi o kadar isterdim ki; ama söylediğinin aksine polis olunca hiçbir şey yapamadığını anlıyor insan. Hep bir karar aşamasındasın ve bu verdiğin kararın hep en iyisi olması gerekiyor. Sonra bir bakıyorsun karar verdiğin hiçbir şey iyi değil. Çünkü bu dünya iyi şeylere göre bir yer değil."

Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamla onu onayladım.
"Tespitlerinle gurur duydum. Şimdi izninle biraz dinlenmek istiyorum. Beni yalnız bırakır mısın?"
Sırtımı ona dönüp yattım.

"Yarın tampondan sonra şu gece kulübüne beraber gidelim."

Geri dönüp yeniden yatakta oturdum.
"Ne! Aklını mı kaçırdın? Bir daha oraya asla gitmem!"

"Gidersin."

"Gitmem!"

"Gidersin!"

"Gitmem!"

Görevimiz Mutluluk 2Where stories live. Discover now