Seungmin kafasını salladı. Gözlerini silmiş, bu sırada da Minho yerinden kalkıp ona sarılmıştı. Kuzenine destek olmak için sırtını okşarken bir süre boyunca Seungmin orada sakinleşmiş ardından da Hyunjin ile konuşmak için şirketten çıkmıştı.

Odasında tek başına kalan alfa içindeki sıkıntıyı atmak için ayağa kalktı ve odadan çıkarak eşinin yanına ilerledi. Jisung masasının başında kağıtlarını yaymış, çıkardığı projenin eksikliklerini elindeki kalemle tamamlamaya çalışıyordu. 

"Selam."

Aniden duyduğu sesle kafasını kaldırdığında Minho kapıyı kapattı. "Müsait misin?"

Kafasını salladı. "Selam sevgilim, müsaitim öyle tek tük şeylerle uğraşıyordum. Gelsene."

Kendisi de ayağa kalkmış, Minho'nun bir sıkıntısı olduğunu bildiğini için anlayışla elini uzatmıştı. Minho tuttuğu elinden onu kendine çekip kollarını vücuduna sardığında Jisung da boynuna sarıldı reddetmeden.

Bir süre sarılmışlar ardından da "Anlat bana," diyerek geri çekilmişti. "Neyin var, ne oldu bakayım? Seungmin ile ilgili mi?"

Minho koltuğu oturduğunda Jisung da koltuğun kol kısmına oturmuş, ona bakmıştı. Sorunun Seungmin ile ilgili olduğunu onayladıktan sonra iç çekerek eşine baktı. "Biliyorsun," dedi. "Betalar hamile kalabiliyor, hamile bırakabildikleri gibi."

Jisung anladığını belirtircesine kafa salladığında devam etti. "Seungmin hamile kalamıyor, hormonları dengesizmiş."

Omega bunu beklemiyordu, kalbinin bir yandan kırıldığını hissederken bir yandan da kaşlarını kaldırmış, dudaklarını birbirine bastırmıştı.

"Seungmin geçenlerde kendinden şüphelendiği için hastaneye gitmiş kontrol için ve orada öğrenmiş bunu. Kendisi için değil Hyunjin üzülecek diye üzülüyor."

"Ama Hyunjin üzülse bile çocuğu olmayacak diye ondan vazgeçmez ya da sevmeyi bırakmaz ki. Kıyamam ona, bu yüzden mi sinirleri bozuktu, keşke sarılabilsem."

"Öyle öyle de Seungmin'in psikolojisi ile bunu idrak edemeyiz ki o an."

Minho'nun mırıldanışı Jisung'un ona sarılması ile kesilirken Hyunjin de eve giren sevgilisine bakmış, bilgisayarlarının başından kalkıp açık kod sistemini umursamadan yanına gitmişti. "Seungmin?" deyip yaşlı gözlerine kaşlarını çattığında Seungmin ona baktı. 

"Biraz konuşabilir miyiz?"

"Konuşalım." dedi reddetmeden. Günlerdir Seungmin'in canını sıkacak şeyi sonunda öğreneceği için gergin hissediyordu biraz, kontrol edemediği feromonları evi doldururken Seungmin beta olduğu için bunu anlamayacaktı, buna sevinip yanına oturdu. 

"Hyunjin," dedi Seungmin ona bakıp. "Bir çocuğun olsun ister misin?"

Alfa kafasını salladı. "Elbette."

Duyduğu sözcük Seungmin'in dudaklarını ısırmasına yol açtı, Hyunjin onun tekrardan ağlayacağını fark ettiği gibi kollarını kaldırıp omuzlarına sardığında Seungmin eğilerek onun göğsünde ağlamaya başladı.

"Hyunjin benim hormonlarım dengesizmiş, ben çocuk sahibi olamazmışım. Doktor tedavinin çok az bir ihtimalle etki edeceğini söyledi, sen baba olmak istiyorsun günün birinde ama ben hamile kalamıyorum." İç çekti. "Ya bıkarsan..."

Hyunjin'in koluna tutunmuş, ilk defa karşısında böylesine ağlarken Hyunjin öğrendiği şeyle yutkundu. Bir anlık kendi düşüncelerinde kaybolsa bile Seungmin'in hıçkırıkları zihninin içine sızdı, hızla geri çekilip ellerini yanaklarına attı ve kendisine bakmasını sağladı.

"Seung, güzelim bana bakar mısın? Ben senden vazgeçer miyim hiç?" Dudaklarından öptü. "Hormonların bozuk olabilir, bu normal bir şey. İlla çocuk doğuracaksın diye bir şey yok, bana bir çocuk vermek zorunda da değilsin ve biz de ebeveyn olmak zorunda değiliz."

"Ama sen çocukları çok seviyorsun..."

Hyunjin onu bir kere daha öptü. "Seni de çok seviyorum ve tek gözyaşın için kimseyi tanımazken sen karşımda hıçkırarak ağlıyorsun. Evet, ebeveyn olmak istiyorum ama seninle beraber olmak istiyorum. Senin de istemeni istiyorum, bir çocuğumuz olması için bizim genimize sahip olmak zorunda değil dünyada bir aileye ihtiyaç duyan milyonlarca çocuk var."

"Bıkmaz mısın benden? Ben diğerleri gibi değilim, feromonlarından anlayamıyorum duygularını veya aramızda mühür gibi bir şey yok, seni etkileyecek bir kokum da yok."

Hyunjin kıkırdadı dolan gözleri ile. "Hey, sen kimsin ve benim sevgilime ne yaptın? Nerede betalığını sonuna kadar savunup beni kendine dik başlılığı ile aşık eden Seungmin?"

Seungmin başını eğdi. "Bilmiyorum, birazcık gezmeye çıktı sanırım o."

Alfa bununla beraber gülmüş, kollarını boynuna sarıp saçlarını okşamaya başlamıştı. "Bana sıradan bir insanın nasıl eşsiz olabileceğini sen öğrettin Seungmin," dedi.  "Duygularımı feromonlarımdan anlamayabilirsin, yoldan geçen biri benim ne hissettiğimi feromonlardan anlayabilir ama sen beni tanıdığı için neler hissettiğimi anlayabiliyorsun, bu benim çok hoşuma gidiyor."

Şakağını öptü. "Mühür denen saçmalığa da gerek yok, bunu çoğu omega sevmiyor keza arkadaşlarımızın hepsi de öyle sadece doğanın gereği diye. Beni etkilemek için bir kokuya ihtiyacın yok, ben senin farklı farklı parfümlerinin isimlerini aklımda tutmayı ve bitince onları almayı seviyorum. Beni kokunla değil gözlerinle etkiliyorsun, gülüşünle etkiliyorsun, kokuya ihtiyacın yok."

Seungmin, her geçen saniye duyduğu şeyler sayesinde Hyunjin'e daha çok aşık olduğunu hissederken gözyaşları durmuş, gülmüştü. "Parfümlerimin hepsinin adını biliyor musun gerçekten?"

Hyunjin kıkırdadı. "Numarasına kadar hemde. Her gün evden çıkmadan hangisini sıksam diye bana danışmanı seviyorum ya da seninle randevuya çıkacağımız zaman benim en sevdiğim kokuyu, nar çiçeğini, sıkmanı da çok seviyorum. Bundan dolayı mı uzak duruyordun benden hı?"

Beta başını salladığında alfa gülmüş, uzanıp sevgilisini öpmüştü. "Sana yemin ederim ki gram üzülmedim," deyip sevgilisini ikna etmeye çalıştı. "Bir çocuğumuz ola da bilir olmaya da bilir, illaki doğurmak zorunda değilsin ve inan bana önümüzde daha çok zaman var. Daha evleneceğiz, seni Hwang Seungmin yapacağım."

Seungmin lafını böldü. "Hayır, ben seni Kim Hyunjin yapacağım."

Hyunjin güldü. "Benim sevgilim geri gelmiş, Hwang daha çok yakışıyor bebeğim, haşmetli haşmetli." Bir kez daha sarıldı ona. "Ve bir çocuğumuzun olmasını gerçekten istediğimiz zaman oluruz. Bu yüzden kendine sıkıntı yapıp üzülme, gel seveyim seni."

Onu boğacak gibi sardığında Seungmin mutlu bir şekilde bağırıp kahkaha attı. Elleri anında Hyunjin'in beline gitmiş, tişörtüne tutunmuştu. Kendine geldiğini hissediyordu şimdi.

"İyisin değil mi?"

Kafasını salladı. "İyiyim. Biz iyi miyiz peki?"

Hyunjin gülümsedi. "Süperiz."

***

Kendi yazdığın karaktere aşık olamazsın seo

Kendi yazdığın karaktere aşık olamazsın seo

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
star lost, minsung ✓Where stories live. Discover now