12. Bölüm

2.4K 215 9
                                    


Başlamadan önce Vote atmayı ve Yorum yazmayı unutmayalım.

İşe tam olarak başlayana kadaar devamm.. Çok ayrı kalamadım. Haberdar ederim sizi.

Keyifli okumalar 🤍

♠️

12. BÖLÜM

3 Gün Sonra / Ankara havalimanı


Arabanın durmasıyla gergin bir nefes bıraktı dudakları arasından. Yurt dışında yaşamasına rağmen, Türkiye'den araba tutmuşlardı. Üstelik kesin bir şekilde konuşarak, Devrim'i kendi arabalarıyla götürmek istemişlerdi.

Zeynep ve Osman Bey ısrarları sebebiyle Carmen'i iniş yapar yapmaz onların misafiri olmaya ikna etmişlerdi. Havalimanına iner inmez Devrim onları karşılayacak ve evlerine gitmeleri için yoldaş olacaktı. Ama bekledikleri gibi olmamış, Devrim kapılarının önünden külüstür bir arabayla alınmıştı.

Arabaya biner binmez gördüklerinin de etkisiyle şaşkınlığını belli etmemek için çok çaba sarfetmişti. Yine de şoförün kıvrılan dudağını aynadan görmüştü. Devrim'in arabalara düşkün olması arabada bulunan malzemenin kalitesini bile anlar duruma getirmişti.

Modeli düşüktü ama arabanın içi fazlasıyla konforluydu. Dışı külüstür içi modern bir şekilde dizayn edilmişti. Sanki özel bir araç gibi tasarlanmış, en iyi malzemeler kullanılmasına rağmen eski ve düşük bir model görünümü kazanmıştı. Sağlamdı yani araba, her ne kadar görünüşüyle orantılı olmasa da.

Devrim, üzerini düzelterek arabadan iner inmez havalimanına doğru ilerledi. Birazdan Carmen ve diğerleri iniş yapacaktı. Neyse ki zamanında yetişebilme konusunda bir sıkıntısı olmuyordu artık.

İşten kovulmuştu. Bu yüzden birine hesap verme derdi de yoktu. Evde tek çalışan kişi babasıydı artık. Bir de Onur vardı. O da şarkı söyleyerek ne kadar kazanabilirse eve o kadar destek oluyordu. Neyse ki cimri biri olmamışlardı hiç bir zaman. Elleri de fazla açık değildi. Anneleri özenle yetiştirmişti her birini.

Devrim karşısına aniden çıkan güvenlikle duraksayarak anlamsızca ona bakmaya başladı.

"Devrim beydi değil mi?" İsmini nereden biliyordu? İstemsizce kendini korumaya alarak, yerinde dikleşti ve tek kaşını kaldırarak karşısındaki adama baktı. Şuan emindi, bakışlarının sertliğinden. Ters bir durumda aniden mevzuya girişecekmiş gibi gözüküyordu.

Zaten kavgalara az mı girmişti lise yıllarında?

Okula sürekli çağrılan babasından her hafta azar işitmişti. 'Kardeşlerine böyle mi örnek oluyorsun sen?' demesi ise Devrim'in yolunu birden değiştirmesine sebep olmuştu. Onlara iyi bir örnek olmak için kavga işlerinden birden uzaklaşmış ve kendine çeki düzen vermişti.

O günden sonra artık çocuk olmadığını, babasından sonra sorumluluk alması gereken ilk kişinin kendisi olduğunun farkına varmıştı.

Keskin bakışlarla güvenliğe bakarken bariton bir ses tonuyla yanıtladı.

"Evet, benim."

"Buyrun lütfen, Carmen hanım ve Carter beyler bu taraftan çıkış yapacak." Demesiyle Devrim, gözlerini güvenliğin eliyle işaret ettiği tarafa kaydırdı. Başını usulca sallayarak o tarafa yöneldi. Bir yandan da sabır çekmiyor değildi. Yine mi Carmen'in başı altından çıkmıştı bu olay?

Ne çeşit insanlar vardı böyle? Anca filmlerde görüyorlardı böyle entrikalı işleri. Onun başına geleceğini tahmin bile edemezdi. Ama gelmişti ne hikmetse, hem de şirket sahibi bir ailenin kardeşini evlatlık almasıyla.

Carmen Marin|AskıdaWhere stories live. Discover now