Çiçek Rüzgarı

En başından başla
                                    

Zehra ve Farah, Alim Efendi ve Ömer'le birlikte gemiye binmişlerdi ve yolculukları başlamıştı. Gemideyken Farah, Zehra'nın saçlarını kesmiş saçları kesilen Zehra cinsiyetini belli eden vücut hatları olmasa sevimli bir erkek gibi görünüyordu. Yolculuklarının ikinci gününde gemide hayali kendi gemisinin kaptanı olmak olan Mısır'lı genç Kahir'le tanışmışlardı. Kahir, yanık teni, denizde uzun yıllar kalmasının etkisiyle sararmış saçları ve kaslı vücuduyla tam anlamıyla bir denizciydi. Hayalini gerçekleştirmek için bir gemiye ve tayfaya ihtiyacı vardı.
Seyahat ettikleri ilk haftada konakladıkları liman kentlerinde iki gün kalmışlardı  ve Zehra'nın da bu şehirleri gezme fıtsatı olmuştu. Ne İskenderun bildiği İskenderun'du ne de Kıbrıs hatırladığı Kıbrıs'tı. Günler geçtikçe bu dünyaya ne kadar yabancı olduğunu daha iyi anlıyordu. Bu zamana gelmeden önce cebinde olan köstekli saatin nasıl birdenbire ortadan kaybolduğuna anlam veremiyordu. Kıbrıs'tan tahminen bu gece demir alacaklardı ve rüzgar yanlarında olursa bir haftaya kalmadan Çanakkale Boğazı'nda olacaklardı. Ardından da İstanbul'da. Zehra'nın Alim Efendi'den öğrendiklerine göre şuan Yavuz Sultan Selim zamanındaydı. Mısır'ın fethinin üzerinden iki yıl geçmişti. Alim Efendi ve Ömer, Zehra'ya o kadar tanıdık geliyorlardı ki Zehra bazen gerçek ailesini sorguluyordu. Sahi şuan halası ve kardeşi Buğra ne durumdaydı? Ona kızmışlar mıydı? Yoksa çoktan ölmüştü de uzun bir rüya mı görüyordu? Hayır rüya görmediğine emindi. Zamanda yolculuk yapmıştı ve bunun sebebi o tuhaf kızdı. Eğer o kız olmasaydı çoktan ölmüş olurdu. O da kendisinin ardından boğaza atlamış olmasaydı şuan burada olmazdı. Yaşadığı için sevinmeli miydi bilmiyordu. Bunun ikinci bir şans olup olmadığını sorgularken anılarında o tuhaf kızı gördüğü güne, on gün öncesine,  gitti. Halasıyla kavga etmişti. Zehra'nın hayali polis olmaktı. Ama halası hemşire olduğu için Zehra'nın da kendisi gibi sağlıkçı olmasını daha doğrusu doktor olmasını istiyordu. Zehra'nın kardeşi Buğra sekiz yaşındaydı. Anne babasının şehit olmasının üstünden beş yıl geçmişti. Bu beş yıl boyunca Zehra ve Buğra halalarının yanında kalmışlardı. Zehra kendisini halasına karşı borçlu hissettiği için evin bütün işleriyle ve kardeşiyle ilgilenmiş halasına yük olmamaya çalışmıştı. Hem kendi dersleri hem de karseşinin dersleriyle ilgilenmişti. Oysa onun gibi bir lise son sınıf öğrencisinin tek yapması gereken derslerine çalışıp geleceği için bir rota belirlemekti. Zehra o güne kadar halasına bir kere bile itiraz etmemiş karşı gelmemişti. Polis olmak istediğini söylediğinde tartışmaya başlamışlardı. Kararından vazgeçmemekte direnen Zehra'ya, halası ani bir sinirle tokat atmıştı. Zehra ise birbirlerini daha fazla kırmamak için evden çıkıp gitmişti. Saatlerce yürüdükten sonra kendini boğazı izlerken bulmuştu. Ve sonra da kendini genzini yakan sulara bırakmıştı.

...

SCHRÖDİNGER

Ah bu insanlar miyav... Neden kafalarını kullanmayı bilmezler ki? Aptal Olcay, düşük seviyeli ıqya sahip Olcay! Beni kendi yılıma göndermen gerekiyordu. Köpek balıklarıyla çevrili küçük bir adaya değil!

Ah miyav neler çektiğimi bir ben miyavlarım. Keşke o portala ilk ben girmeseydim. Anlatmaya savaş bittikten sonra olanlardan başlasam iyi olacak.

Börü Han ve Yaldız'ın ölümüyle Olcay tamamen intikam ateşiyle yanıp tutuşmaya başlamıştı. Üstüne Çakır da kollarında can verince o üçgen piramit sayesinde alevlerle sarılmıştı. Tekrar hatırlamak isteyemeyeceğim bir manzaraydı. Yanmış et kokusu, havada uçuşan vücut parçaları etrafa fışkıran kanlar... Hepsinin ortasında çıldırmış bir canavar.

Savaş biter bitmez obaya ışınlandık. Kimseyi görmeden bir an önce buradan gitmek istiyordu. Haklıydı da. O portaldan içeri girdiği anda bu zaman diliminde yaşadığı her şeyi unutacaktı.

Ama ben unutmayacaktım. Olcay'ında başından beri tahmin ettiği gibi sıradan bir kedi değildim daha doğrusu ben kedi bile değildim. Ah miyav neler yaşadım bir ben bilirim. Huzurlu uykumdan bir patlama sesiyle uyanıp birden bire kendimi "Hugon"denilen insana benzeyen canlıların yaşadığı bir gezegende  bulmuştum. Dahası bir kediye dönüşmüştüm. Başta bütün bunların bir rüyadan ibaret olduğunu düşündüğüm için gayet rahattım. Olayların gerçekliğinin farkına vardığımda dünyam başıma yıkılmıştı. Evime nasıl geri döneceğimi bilmediğim için depresyona girdiğim bir zamanda Fatih'le tanıştım. Buranın dünyadan çok uzak  bir galaksideki yaşam olan tek gezegen  olduğunu söylemişti. Hugonlar insanlardan çok ileri bir teknolojiye sahipti. Dış görünüşleri insanlardan farksızdı ancak kendilerine özgü Hou denen güçlerini kullandıklarında göz bebekleri ince bir çizgi haline geliyordu. Yani yılan gözü gibi oluyordu. Yanaklarında ve vücutlarının belli bölümlerini kaplayan ejder pulları yüzünden onlara insan ve ejderha kelimelerinin birleşimi olan Human-Dragon denmiş daha sonra zamanla bu Hugon'a dönüşmüştü.

Yaşadığım şeyler anlamsızdı. Bütün bunlar çok saçma geliyordu. Her şeyi eski haline getirebilmenin bir yolunu bulmuştuk ama iki yüz seksen defa denememize rağmen başaramamamıştık. Ben her defasında umudumu yitirirken Fatih daha da cesaretlendi ve bu sefer Olcay ve arkadaşlarını canlı bir şekilde zamanlarına gönderebildik şimdi sıra zaman makinasının nasıl bir köstekli saate dönüştüğüne gelmişti. Orta çağda geri dönüşün yolunu aradığımız zaman bir zanaatkarla tanışmıştık. Zaman makinasında kullanılan metalleri eritip bir köstekli saat haline getirmiş daha sonra Fatih zaman makinası düzeneğini içine yerleştirmişti.

Galiba zaman makinasının beni buraya göndermesinin sebebi diğer yolculara yardımcı olmam gerektiğinden dolayı. Adları da sanırım Zehra ve Rüzgar'dı. Ah benim güzel adım. Gerçek adımı hatırlamıyordum. Şimdiki adımın Schrödinger olmasının sebebi az kalsın Schrödinger'in kedi deneyine kurban gidecek olmam. Neyseki Fatih zamanında yetişip beni kurtarmıştı.

Asıl hazırladığım kapak silinmiş şimdilik olaylar hakkında küçük bir fikir oluşturabilrsiniz diye bu fotoğrafı koydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Asıl hazırladığım kapak silinmiş şimdilik olaylar hakkında küçük bir fikir oluşturabilrsiniz diye bu fotoğrafı koydum. 🌸

Köstekli Saatin Sırrı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin