2. Bölüm

5.6K 354 107
                                    

Miribaaaa

Yine ben geldim. Tişikkürler tişikkürler..

Saygılar hürmetler efenim buyrunnn

2. Bölüm: Uçak


- Sallama şu çantayı... Sinan!

Annem sevgili erkek kardeşime istiflediği konserveleri kırmaması için ufak bir azar çekerken, ben babamın kolunun altında mutlu mutlu ilerliyordum.

Desibeli yüksek 2 hafta geçirmiştik.

Ama nasıl haftalardı öyle. Resmen her bir günü ayrı stres doluydu. Annem evde terör estirmiş hatta ilk hafta protesto ayağına yemek bile yapmamıştı evde. Günlük rutini; uyanmak, reçelli ekmek yemek, bana sataşmak, odasına kapanmak, öğle yemeği olarak "kendine" noodle yapmak, bana sataşmak, dizi izlemek, yine "şahsına" pizza sipariş etmek, bana sataşmak ve uyumaktan oluşuyordu. Trip atıyorum diye geçinip güzel bir tatil yapmıştı Gül Hanım.

Sayesinde tüm ev işi bana kalmıştı.

Yemektir, bulaşıktır, çamaşırdır, temizliktir falan bir hafta köle gibi çalışmıştım evde. Tamam Sinan ve Pelini kendi kölem yapmış olabilirdim ama yine de bu canıma okunduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Neyse.

Sonuç olarak şuan havaalanındaydık. Yarım saate Silopiye gidecek olan, Allaha şükür aktarmasız, uçak birazdan piste inecekti. 2 haftadır uçak bileti ev kirası falan babamı bayağı bir sömürmüştüm.

Babam kirayı ilk duyduğunda balon balığına dönmüştü. Valla bence de pahalıydı ama anacığımın olaya el atmasıyla, hatta daha çok "Şırnağa kız gönderiyoruz Adnan, olacak o kadar." Konulu uzun paragraflarıyla babamı ikna edebilmiştim.

Hatta... zar zor ikna ettiğim için... ağzımdan ufacık bir yalan kaçmıştı.

Çok küçük ama miniminnacık.

Ev eşyalı demiştim.

Eşyalı.

Olmayan eşyaların yaşını bile vermiştim babama.

Allahım sabır.

Eşyalı demeseydim asla ve katiyyen kabul etmeyecekti bu daireyi. Biliyordum. Hem eşyasız hem pahalı falan filan.

Başka ev yoktu ev.

Ta şehrin bir ucundan hastaneye mi gelecektim ben her sabah. Olmazdı öyle şey. Yolda baş ağrısından tık giderdim mazallah.

- Ahsen gel bakayım şöyle.

Annem beni babamın kolunun altından çıkarıp kendi kolları arasına aldı. Tek kelime etmedim. Yüzümdeki tebessümümü yoğunlaştırarak bende kollarımı anneme doladım. Ah be Gül sultan. Her gün suyumu çıkarıyordun ama yine de hep aklımda olacaksın. Hayır hayır üzülmüyorum. Asla.

- Güzel kızım.

İyice sırnaşarak yanağımı omzuna yasladım.

Tamam ben üniversiteyi de başka şehirde okumuştum ama mesafe hiç bu kadar fazla olmamıştı. Kafam estikçe süpriz yapıyordum keratalara. Her ay en az bir kez çalıyordum evin kapısını lakin bu sefer öyle olmayacak gibiydi.

Otobüsle gitmeye kalksam 20 saatte falan gelecektim eve. Uçakla 2 saat ise 20 saat gayet olağan bir miktardı. Yollarda helak olurdum ben. Eve ulaşamadan elenirdim.

Derin bir nefes aldım boynundan. Her zamanki mutfak kokusu gibi kokmuyordu. Parfüm sıkmıştı belki kokmasın diye bilmiyordum. Bunu da özleyecektim. Mis gibi yemek kokan bir beden. Ev gibi kokan bir anne.

BalbeyamirWhere stories live. Discover now