4.Bölüm: "Baskınlık"

1.5K 170 51
                                    

"Her ne olduysa vahşi hayvanları görmeden edemiyordum. Garip ve korkutucuydu."

***

Ormana gelmek zorunda mıydık?" diyerek söylediğimde tedirginlikle etrafıma bakındım.

Geçen ki olaydan sonra korku ve panik beni bırakmıyordu.

"Piknik yapacağız. Sakin ol, burası piknik için güvenli bir alan."

Belgin ve diğer arkadaşlarım ile piknik yapmak için ormanlık bir alana gelmiştik. Etrafta da birçok piknik yapan aile vardı. Fakat ister istemez ürküyordum.

"Tamam, hemen pikniği yapıp gidelim." dedim yere serdiğimiz örtünün üstüne otururken.

Mangal yapmıyorduk. Sadece hazırladığımız aperitiflerle yemek yiyecektik.

"Kanka, ayı ya da kaplan çıkacak hali yok ya. Burası belediyenin piknik alanı."

Maraz'ın alay içerikli konuşmasına karşı gözlerimi devirdim. "Geçen karşıma büyük bir hayvan çıktıysa burada da çıkabilir!"

Muhtemeldi.

"Yani o senin şansındı. Bir yerden kaçmış bile olabilirdi."

"Neyse tamam, konuyu dağıtalım." dedim konuşmak istemediğimi belli ederken.

"Şimdi bir mangalımız olacaktı.."

Maraz'ın ikizi Araz lafa karıştığında yüzümü buruşturdum.

"Et yemeyi nasıl seviyorsunuz?"

Et yemeyi sevmezdim. Tavuk yenmesini bir nebze göze alabiliyordum, ama et dendi mi midem kaldırmıyordu. Kendim ise bu yüzden sebze ağırlıklı besleniyordum.

"Asıl sen nasıl sevmiyorsun. Şöyle ekmeğin arasına koyacaksın, mis gibi."

Düşünmek istemiyordum.

"Lütfen etten de bahsetmeyelim."

"Kanka açtığımız hiçbir konuyu beğenmiyorsun." diyerek yakınan Akın'a karşı hepsi onay verdi.

Maraz, Araz, Akın ve Belgin.. Dördüne karşı tek kalmıştım. Bu yüzden sessiz kalarak cevap vermedim. Zaten anında başka konuya geçmişlerdi.

"Köpek sahiplenmek istiyorum, annem evde ne işi var diyor. Hayır oğlu veteriner olacak, kadın bunu umursamıyor."

"Kardeşim ya, senin annen hiç hayvan sevmiyor ki." dedi Maraz, Akın'a karşı.

"Sorma ya, hayvanlar sevilmez mi? Anneme sevdiremedik işte."

"Ayıp ediyorsun kanka, annen evde seni besliyor ya."

Akın, Araz'a yerden kopardığı otları atarken bu sözle birlikte hepimiz gülmüştük.

"Haha çok komik!"

"E komik!"

Kahkaha sesleri yükselirken görüş açıma tanıdık bir beden girdi. Pars kardeşiyle birlikte yürüyorlardı. Piknik yapmaya gelmemiş sadece geziyorlar gibiydi.

Bir anda Beran'la göz göze gelmemizle sevinçle adımı zikretmişti.

"Alçin!"

Abisinin elini anında bırakırken arkasına bakmadan buraya doğru koşmaya başladı. Bu duruma Pars sinirlenirken o da kardeşinin adını seslenmişti. Fakat küçük adam bunu takmadan yanıma gelip bana sarılmıştı.

"Tekrar karşılaştık Alçin." diyerek boynuma sıkıca sarılmaya devam ederken arkadaşlarım şaşkın bakışlarla bizi izliyordu.

"Hey küçük adam, sakin ol." dedim ve geri çekilmesini bekledim.

YIRTICI GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin