13. Bölüm: Yeni Bir Büyülü Dünya

Start from the beginning
                                    


“Lav taşları bunlar. İçlerinde bol miktarda lav elementi bulunuyor, kış aylarında ve su ısıtmakta oldukça işe yararlar.” Her gördüğü kırmızı taşı almaya devam eden Orkun Petek’in sorusuna cevap vermeyi ihmal etmemişti.


Elementler, ruhsal enerjinin başka formuydu. Yani ruhsal enerjiden oluşuyorlardı.


Onlar deliğin derinliklerine ilerlerken deliğin girişinde ayak sesleri yankılanmaya başlamıştı. Kısa süre sonra ayak seslerinin sahipleri onlara ulaşmıştı. Gelen kişiler Kılıç Kalbi hanesinden Lider Murat ve Hane Büyükleriydi.


Ufak bir baş selamının ardından lav taşı toplayarak deliğin derinliklerine ilerlemeye devam eden Orkun diğerlerinin de kendisine eşlik ettiklerini gördü.


O ‘Onlar da lav taşlarının değerini biliyor olmalılar.’ diye düşündü.


Lav taşları Orkun’un Petek için yaptığı açıklamadan farksız özelliklere sahip değildi. Soğuk ya da sulu bir ortamda içlerindeki enerji harekete geçiyor ve etrafa ısı yayıyorlardı. Ortalama olarak avuç büyüklüğündeki bir lav taşı 2-3 gün ısı yayabiliyordu.


Orkun bilerek ilerleme hızını düşürmüştü. Mevcut yetişimiyle bir tehlike ile karşılaştığında çaresiz kalırdı ancak yanında güçlü bireyler olursa daha güvende olurdu. Ayrıca statüsü yüzünden kolay kolay tanıdık kimseler ona karşı hamle yapamazdı, bu yüzden Lider Murat ve ekibi ile ilerlemeyi tercih etmişti.


Yaklaşık 200 adım ilerlemişlerdi ve sıcaklık bir hayli artmıştı. Ama sıcaklık henüz normal bir insanın dayanabileceği sınırları aşmamıştı.


Bir 300 adım daha ilerlediklerinde deliğin derinliklerinde kızıl bir ışık parlamaya başlamıştı. Bu sırada 3-4 hane lideri daha onlara eşlik ediyordu. Yavaş yavaş tüm güçler bir araya toplanıyordu.


    
Kızıl ışığa yaklaşmaya başladıkta sıcaklık bunaltıcı olacak kadar artmıştı, buna bağlı olarak görünmez bir baskı oradakilerin üzerine çökmüştü. Bir 200 adım daha ilerledikten sonra kızıl ışığın kaynağı ortaya çıktı.


Onlarca metre genişliğindeki deliğin bittiği uç noktanın yaklaşık 50 metre altında yüzlerce metre çapında bir lav göledi vardı. Deliğin uç noktasında yerlerde çeşitli bitkiler büyümüştü.


‘Vahşi Lav Otu, Kızıl Misk Çiçeği hatta Lav Toplayan Misket Elması bile bulunuyor burada.’  


Orkun deliğin lav göledine ulaştığı noktada yetişen bitkileri gördüğünde şok oldu.


Biraz önce zihninde tanımladığı bitkiler Ruhani Kılıç Hanesinde bile nadir sayılan şifalı bitkilerdi. Özellikle Lav Toplayan Misket Elması içerdiği yoğun lav elementi ve bir miktar ateş elementi ile onu tüketen yetişimcinin lav ve ateş elementlerine karşı bir miktar bağışıklık kazanmasına ve yetenek kullanırken onları kullanabilmesine olanak sağlıyordu.


Bulunan tüm kaynaklar oradaki her güce eşit bir şekilde dağıtıldı. Orkun 2 tane Vahşi lav otu, 5 tane Kızıl Misk Çiçeği ile birlikte 8 Lav Toplayan Misket Elması aldı.


Orkun yeniden bakışlarını lav göledine çevirdiğinde bu sefer şok oldu. Etrafına baktığında diğerlerinin de kendisi gibi şok olduğunu gördü.


Bulundukları kısmın tan karşısında ufak bir düzlük vardı. Bu düzlük göletten sadece 10 metre kadar yüksekti. Bu 10 metre yükseklik, düzlükte değişik birçok bitkinin yetişmesini sağlamıştı. Aradaki yüzlerce metrelik mesafeye rağmen net bir şekilde görülen parlak kırmızı meyvelerle dolu ağaç, koyu mor parıldayan bir bitki ve benzer birçok kaynak onlara el sallıyor gibiydi.


Bunların dışında oradakileri daha da şok eden şey yüzlerce metre genişliğinde ve bir o kadar uzunlukta görülen düzlüğün sonunda turuncu renkli bir girdap vardı. Bu girdap orada bir Büyülü Dünyanın oluştuğunu belli ediyordu.


Büyülü dünyanın farkına varan Orkun’un yüzünde geniş bir gülümseme belirdi.


‘Yüz, bin, on bin hatta milyonlarca yıllık bir Büyülü Dünya olabilir mi? Gerçekten büyük kazanacağım.’  


Düşündükleri gerçekten mantıklıydı. Yeraltında bulunan büyülü dünyalar kolay kolay açığa çıkmazdı ve bu büyülü dünyanın varlığı da dağın içinde biriken gazın patlamasıyla açığa çıkmıştı. Yani 100 ya da 1 milyon yıllık olması fark etmezdi. Kimsenin girmediği bir büyülü dünya içinde her zaman değerli kaynaklar bulunurdu.


“Lord Orkun, acaba kılıcınızı ödünç verebilir misiniz?” Orkun zihninde çeşitli planlar oluştururken düzlükteki değerli kaynakları gören Lider Murat yanına yaklaşmıştı.


Orkun bir an onun ne demek istediğini anlamadı sonra onun karşıdaki düzlüğü işaret ettiğini görünce yüzünde geniş bir gülümseme oluşurken onay verir gibi başını salladı. Ancak oradaki kimse yüzündeki gülümsemenin profesyonel bir sahte gülümseme olduğunu bilmiyordu.


Orkun kılıcının üzerindeki sahipliğini kaldırdı ve kılıcı Lider Murat’a verdi.


Lider Murat kanını damlatıp kılıcın sahibi olduktan sonra ruhsal enerjisiyle kılıcını karşıdaki düzlüğe yolladı. Göledin üzerinden sorunsuzca geçen kılıç parlak kırmızı renkli meyvelerle dolu ağacın meyvelerinden birini koparıp ona saplandı ve onlara doğru uçtu.


“Lav Kökeni Armudu mu?” liderlerden biri şok içinde haykırdı. Kılıcın ucundaki meyveyi tanımıştı.


Olgun bir Lav Kökeni Armudu Meyvesinin bir Ruh Lordunun bir üst alem olan Ruh Kralı alemine geçişini kolaylaştırdığı biliniyordu. Daha doğru söylenirse kişinin yeteneği kısıtlıysa ya da birkaç kez Ruh Kralı olmak için çabalayan ve vücudu hasar gören bir yetişimci bile olgun bir Lav Kökeni Meyvesi ile kesinlikle Ruh Kralı alemine adım atabiliyordu.


Lav Kökeni Armudunun bu etkisi onun milyonlarca altın değerinde olmasını sağlıyordu. Ağacın üzerinde onlarca meyve vardı ve oradaki her güç 1 tane meyve alsa bile müteşekkir olurdu.


Lider Murat ilk meyveyi Yeşil Kuğu Ticaret Şirketi Lideri Hakan’a verdi. Bu davranışı herkese net bir cevap vermiş oldu.


‘Herkes biraz pay alacak!’


Kolayca alınabilen tüm meyveleri toplayan Lider Murat toplamda 28 Lav Kökeni Armudu toplamıştı. Orkun da dahil olunca toplam 6 lider orada bulunuyordu. Liderlerden dördü 4 meyve alırken kılıcın sahibi Orkun ile Lider Murat 6 meyve almıştı. Orada bulunan kimsenin buna itirazı olmadı.


Başka hiçbir kaynak elde edemeyen liderler Orkun kılıcını geri aldıktan şehre geri dönmeye karar verdiler. Onlarla geri dönmeye karar veren Orkun delikten dışarı çıkmadan önce yüzünde muammalı bir gülümseme ile deliğin derinliklerine baktı.        
 

[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını Where stories live. Discover now