Omega geri çekilip çantasını arka koltuğa bıraktı, kliması açık olan araba onu serinletirlen Minho da geri geri bahçeden çıkmış, yola koyulmuştu. "Bitti bitti," dedi şarkı açarak. "Yorgun da değilim o kadar ağır şeyler kalmamıştı, kıyafetleri düzenledik, nevresimleri falan geçirdik, o kadar güzel oldu ki evleri Min! İkisi adına çok mutluyum."

Minho da aynı Jisung gibi hissediyordu. Özellikle de Felix'in birkaç yıldır Changbin'e platonik olduğunu bildiği için küçük kardeşi adına gerçekten çok seviniyordu. "Ben de çok mutluyum cidden," deyip sinyal vererek şerit değiştirdi. 

"İkisi adına çok mutluyum ama Felix adına biraz daha çok çünkü biliyorsun o minik için Changbin ile şu anda evlenmek akla hayale gelmeyecek kadar büyük bir şeydi, hayatında biz vardık ve bir de uzaktan sevdiği Changbin." Jisung ilgiyle onu dinlerken devam etti. "Biliyorsun," dedi.  "Felix'in bir ailesi yok, onlar küçüklüğünden beri Jeongin ile beraber benim ailemleler ve şimdi kendi ailesini kuruyor bu yüzden büyüdüğünü hissediyorum, onun adına çok mutluyum istediği aileye sonunda sahip olduğu için."

Jeongin ile Chan'ın düğün günü de duygusallaşan Minho'yu hatırlayan Jisung buruk bir gülümseme ile elini tuttu eşinin. Gerçekten kardeşlerine çok değer veriyordu ve desteğini hiçbir zaman eksik etmiyordu. 

"Haklısın sevgilim." deyip uzandı ve trafik ışıklarında olmanın rahatlığı ile dudaklarını yanağına bastırdı. "Küçük bebeklerin büyüdüler ve ailelerini kurdular, bu mutluluğu sen de onlar da hak ediyor. Kalbini yerim senin."

Son cümlesi anında Minho'nun kıkırdamasını sağlamış, Jisung da onu güldürmenin zaferi ile bir kez daha öpüp geri yerine yerleşmişti. Minho ile beraber bir süre sonra bir mağazanın önünde dururlarken Jisung sırıttı, Minho yine ne yapacağını biliyordu ve Jisung'un kıyafetlerine bayıldığı mağazaya getirmişti onu.

İkisi beraber içeri girerlerken Jisung anında gözleri parlayarak kıyafetlere baktı, Minho oturmuş onu izlerken o hoşuna giden takımları giyip deniyor, eşine gösteriyordu.

Minho'nun telefon konuşması yapmak için çıktığı bir vakit Jisung aynadan kendine bakarken "Kararsızsanız bir önceki takımı öneririm," dedi müşterilerden biri ansızın dahil olup. Jisung şaşkınca ona döndüğünde adam "Sırtınız," demişti. "Sırt detayı teninizi güzel gösteriyor."

"Ah..." Bunu beklemeyen Jisung gerilirken hafifçe eğilerek "Teşekkürler," deyip sırt dekoltesi olan elindeki takımı sıktı. Bunu giyip çıkmıştı ama sırtı çok açıktı ve Minho'nun konuşmak için dışarı çıktığını öğrenince de fazla üstünde tutmadan geri üstünü değiştirmişti.

Ne yazık ki hala arkadaşları ve eşi dışında hiçbir alfayı sevmiyordu çünkü dünyalarında omegalar alfalar tarafından her an her şekilde kullanılabilen ve yine de değer görmeyen varlıklardı.

Kabine geri dönmek yerine Minho'nun oturduğu pufa oturup onu beklemeye başlamıştı, sırtı açık takımı kenara bıraktı. Zaten pek beğendiği söylenemezdi, bu yüzden giymeyi düşünmüyordu.

Telefonundan Hyunjin ve Jeongin ile mesajlaşıyordu, tarzlarına en çok güvendiği iki arkadaşı onlar olduğu için denediği şeylerin fotoğraflarını onlara da atmıştı. Sırıtarak övgüleri okurken "Karar veremediniz hala sanırım?" diyen sesi duyunca telefonunu kapatıp kafasını kaldırdı ve karşısındaki alfaya baktı.

"Evet veremedim ama sizden bir yorum istediğimi sanmıyorum, teşekkür ederim yine de belirttiğiniz için ama eşimi bekliyorum, onun fikirlerini almak istiyorum."

Telefonunu ters çevirip alyans takılı olan eliyle onu tutarken adamın bakışları önce eline inmiş ardından da Jisung'un yüzüne geri çıkmıştı. Açık açık rahatsız olduğunu belli ederken "Özür dilerim," cümlesini duydu. "Sizi yalnız sanmıştım, hadsizlik ettim."

star lost, minsung ✓Where stories live. Discover now