"Saat dokuzda şirketimizin ilk defa ortaklık yapacağı Park holding ile toplantınız var, saat birde ise öğle yemeği vakti. İki buçuk da stajyerlerin sunumu dinlenecek ondan sonra günlük programınızın gerekli kısımları bitiyor."

Tableti kapatıp geri odadan çıkarak sekreterine vermiş, kendilerine iki kahve söylemişti. Jisung gülerek elini çenesine yasladı. "İki buçuktan sonra boş musun yani?"

"Aslında öyle değil sevgilim." deyip masasına oturdu Minho. "İki buçukta stajyerlerin stajlarını tamamlayabilmesi için hazırladıkları sunumları dinleyeceğiz birkaç mimar, ben ve şirketimizin bu bölümüne bakan departmanları dahil. Bu da yaklaşık bir buçuk, iki saat sürecek. Ondan sonra da sadece önemli kısımlar bitiyor, benim akşama kadar yapmam gereken daha gereksiz bir sürü iş var."

Programının bu kadar yoğun olması ile Jisung iç çekmişti, merakla kaşlarını kaldırdı. "Peki ben de sunumları dinlemeye gelebilir miyim, belki bazı şeyleri not alırım kendi staj senem için."

Minho kafasını sallayıp vücudunu eğdi ve dudaklarını boynuna bastırdı. "Hım, gelebilirsin. Saat kaç? Sekiz buçuk. Yirmi dakikalık vaktimizde ne yapabiliriz, bir bakalım."

Koltuğunda oturan omegayı belinden tutarak kaldırmış, kendisi oturup onu da dizine çekmişti.  Elini beline sarıp diğer eliyle de bilgisayarını açarken Jisung ona güldü. Gözlerini ekrana dikmiş, Minho'nun neler yaptığını izlemişti.

Bir süre sonra o kahvesini yenilemek için odadan çıkmıştı, kupasına dikkat ederek kapanmak üzere olan asansöre koşarken asansörden uzanan bir el onun ricasını duyarak kapıların kapanmasına engel olmuştu. 

Jisung gülümseyerek içeri girdi ve minik bir baş selamı verdi.  "Teşekkür ederim."

Şüphesiz karşısındaki adamın alfa olduğunu söyleyebilirdi, takım elbiseli alfa gülümseyerek rica ederken Jisung da önüne dönmüş, tuşa basacaktı ki adamın da aynı kata gitmek için bastığını görünce ellemedi ve önüne dönüp kahvesini yudumladı. 

Kış günlerinde sıcacık kahve içmek kadar güzel bir şey yoktu, dudaklarına mutluluk dolu bir gülümseme yerleşmiş, asansör durduğunda ise birbirlerine minik bir baş selamı verip inmişlerdi. 

Jisung Minho'nun odasına girip toplantı için hazırlanan alfaya baktı. "Ofisin bir alt katı tamamen kahve kokuyor Min, galiba evimizden sonra en çok orada vakit geçirebilirim."

Minho masasının üstündeki telefonunu cebine atarken eşinin dediğine güldü, evet bir alt katta büyük bir mutfak vardı ve katı hoş bir kahve kokusu sarmıştı.

"Sen ne yapacaksın?" diye sorduğunda Jisung tabletini çıkardı. "Çizim yaparım diye düşündüm, belki Seungmin ve Hyunjin de gelir?"

"Seungmin toplantıya gelecek ama Hyunjin de onunla beraber artık her yere promosyon olarak geldiği için haklısın, Hyunjin gelebilir." İkisi buna karşılıklı gülerlerken Minho "Öyleyse," deyip geri çekilmişti. "Ben gidiyorum şimdilik."

Jisung elini salladı. "Kolay gelsin balım!"

Alfa ona göz kırparak odadan çıkınca o da koltuğa oturmuş, dediği gibi çizim yapmaya başlamıştı. Çok değil yaklaşık on dakika sonra da odanın kapısı aniden açılmış, içeriye Hyunjin girmişti. 

"Şirkette geldim, boş boş oturuyorum bir de demesinler mi Lee Minho'nun eşi de gelmiş bugün şirkete diye, dedim benim best kankim, kalktım, koştum, geldim."

Jisung oturduğu yerden kollarını açtı. Alfa bunu anlayıp anında koşarak arkadaşının kolları arasına girmiş, birbirlerine güzel bir sarılma vermişlerdi. "Big boss," deyip yanağından makas aldı Hyunjin şirketin sahibinin koltuğunda oturan arkadaşına takılarak.

Omega gülüp onun elini itti. "Big boss şu an toplantıda, senin sevgilin de big boss sayılır gerçi."

Hyunjin sırıtarak masaya yaslandı. "Kocam bana şirketinden hisse verecek. Canım zengin kocam."

Jisung onun dediğine büyük bir kahkaha patlattığında aralarına aniden dahil olan Seungmin "Paramda gözünün olduğunu biliyordum Hwang Hyunjin," diyerek odaya girmişti. 

Hyunjin kahkaha attığı zaman Seungmin de kıkırdayıp elini kaldı. "Selam Ji, seni iki dakika oradan alabilir miyim, bir dosyayı flasha atmayı unutmuşuz da."

"Tabii ki."

Jisung anında kalkıp Seungmin'e yer verdiğinde Seungmin sandalyeyi çekip oturmuş, toplantıyı bu dosya için yarım bırakmıştı. Hızlıca dosyayı belleğe atıp ayaklandı ve Hyunjin'in yanağından makas alarak "Hisse işini düşünürüz," diyerek göz kırpıp odadan çıktı. 

Hyunjin arkasından bağırdı. "Canım kocam!"

Seungmin duyduğu şeyle güldü, yüzündeki sırıtış düşmeden toplantı odasına girmiş, belleği teslim etmişti.  Minho'nun yanına oturup kulağına doğru yaklaştı. "Akşama geliyor musunuz?"

"Hım." dedi Minho. Gözleri sunumda iken kuzeni ile konuştu. "Jisung çok hevesliydi, kıramadım. Yoksa ben hayatta evden çıkmam."

"Aşıksın."

"Hem de nasıl."

Seungmin babasından, Minho dayısından yediği bakış ile gülüşünü tutarak toplantıya dönmüştü. Seungmin kuzeni adına mutlu oluyordu çünkü Minho bu zamana kadar şirkete, okula, ailesine ve onlara yetişmekten kendine vakit ayıramayan biriydi. Babasını kaybedişi ona fazladan sorumluluk yüklemişti bunca sene ve şimdi o yorgunluğu atacak biri vardı yanında. 

Aşık aşık Jisung'u anlatması, sürekli gülerek gezmesi, Jisung'un minik yasakları ile uykulu bir şekilde işe gelmesi, yemek yemesi, daha sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamıştı, bunlar adına mutlu oluyordu. 

Çünkü biliyordu, onların bile olmadığı zamanda Jisung eşi olarak onun yanında olurdu. 

Minho'nun odasında dedikodu yapan iki arkadaşın lafı açılan kapı ile kesilirken içeriye Minho, gülerek konuştuğu ve bugün Jisung'un asansörde karşılaştığı adam ve Seungmin girmişti. 

Hyunjin ve Jisung sanki öğretmen gelmiş gibi ayağa kalkarlarken Minho eşine göz kırpmıştı. Jisung ona gülümsedi, Seungmin de kapıyı kapatmış "Jaehyun,"  demişti alfa. "Tanıştırayım, Jisung eşim, Hyunjin arkadaşım aynı zamanda Seungmin'in sevgilisi."

Jisung adının Jaehyun olduğu alfa ile göz göze gelirken adamın "Merhaba," diyerek elini uzatması ile kibarca gülümsemiş, elini sıkıp selam vermişti. Hyunjin de gülerek tokalaşınca Jaehyun kıkırdadı. "Annemler hep bana çok erken evlendin, kim var senim yaşıtın evlenen diyorlardı sonunda kanıt olarak seni gösterebileceğim Minho."

Minho ve Jisung onun bu dediğine güldüklerinde Jaehyun bir süre daha kalıp Minho ile gülerek muhabbet etmiş ardından da dersinden alması gereken bir omega olduğu için ayrılmıştı. Hyunjin ve Seungmin de giderlerken Jisung kaşlarını kaldırdı.

"Şimdi bir sonraki işin için kaç dakikamız kaldı?"

Minho saatine baktı. "Ups, muhabbeti fazla kaçırmışım.  On dakika içinde çıkmam gerekiyor sevgilim, bir şey mi oldu?"

Omega yerinden kıpardandı, "Hayır," dedi eşine ilerlerken. Devam etti. "On dakikamız varsa, bunun dokuz dakikası benimsin Min."

Ona gülen eşini umursamadan ellerini kaldırıp yanaklarına koymuş ve odanın ortasında kendine çekerek dudaklarını dudaklarına kapatmıştı.

Vakti iyi kullanmalılardı sonuçta.

***

Jae'yi kıskançlık için sokup olay yaratamayıp u dönüşü ile onu evli yapan bir ben bırakalım buraya 🤌🏻

Bulamıyorum kıskançlık sahnesi imdaaattttt

star lost, minsung ✓Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu