2.Bölüm

254 171 17
                                    

Yine ve yine O' nu dikizliyordum camdan. O gün bahçede yeniden Ufuk' un ve sevgilisinin o mükemmel(!) öpüşmelerini gördükten sonrasının ertesi günü, Gizem' e ben gittikten sonra neler olduğunu anlatmasını istemiştim. Üzüleceğimi düşünerekten birkaç detayı atlayıp anlatacağını bildiğimden dolayı, özellikle herşeyi anlatmasını istediğimi belirtmiştim.

Kapıda ayrılmalarını bekledikten sonra içeriye girmiş ve abisi kardeşini sevgilisiyle tanıştırmış. İsmi Şevvalmiş. Komşularına oturmaya giden Zehra teyze de nihayetinde dönmüş ve o da tanışmış müstekbal geliniyle. Sonra da işten gelen Mehmet Amca da tabii.

Artık O'nu sevmekten nasıl vazgeçebilir, nasıl unutabilirdim bilmiyordum. Kolay mıydı mı ki 4 yıldır aşık olduğumdan vazgeçebilmek? Bence değildi. Ama yapmak zorundaydım. Ondan vazgeçmek zorundaydım. Çünkü o başkasını seviyordu ve bir gün de evlenecekti.

Derince iç çekip karşımızdaki binada oturan arkadaşı Berkay abiyle ayakta sohbet eden Ufuk'tan bakışlarımı kesip, havanın artık karardığında dolayı, tül perdemin arkasında bulunan kalın beyaz perdemi çektim.

Annem bana aşağıdan seslenerek yemek yiyeceğimizi ve masayı hazırlamam gerektiğini söylediği için aşağıya, mutfağa gittim.

Yemeğimizi yemiştik ve istekleri üzerine çay yapıyordum. Isıtıcıya suyu koymuş ve kaynayana kadar mutfak halısının üzerinde duvara yaslanarak oturmuş, telefonumda lisedeki arkadaşlarımla olan grupdaki mesajları okuyordum. Boş boş konuştukları için hızlı hızlı geçmiştim. Oturduğum yerden kalkıp telefonu yemek masasının üzerine koyacağım vakit, annem girmişti mutfağa.

"Elif çayı fazla demle anneciğim."

"O niye anne? Biz bizeyiz." dedim anneme anlamsızca bakarken.

"Misafir geliyor da ondan diyorum herhalde Elif!" diyerek gözlerini devirdiğinde jeton köşeli olduğundan ötürü yeni anlamıştım annemin neden öyle söylediğini.

"Ha. Peki kim geliyorlar kız?" gülümseyerek canımı sıkan o cümleyi kurdu annem.

"Zehra teyzen, Gizem ve bir de Ufuk abinin sevgilisi Şevval kızımız geliyor."

Birşey söylemeyip sessizce "Tamam anne, demlerim fazladan çayı." dedim ve kendimi sıkarak annemin mutfaktan uzaklaşmasını bekledim. Annem gider gitmez yaşlarım usul usul akmaya başlamışlardı. Ses çıkarmamaya özen göstererek hem ağladım hem de sevgili misafirler için çaylarını demledim.

Elimdeki telefonla salona geçip koltuğa oturdum. Mesaj yerine geldim ve Gizem' e mesaj yazmak için parmaklarımı telefon klavyesinde dokunmalar yapıp mesajı gönderdim.

Bize geliyormuşsunuz canım, çay demlemiştim de yanında ne isterseniz? Müstekbal yengen ne sever? Söyle hemen hazır edeyim. 🥰😘

Nedense içimde oluşan o küçük nefreti Gizem' den çıkartmak istemiştim. Belki bu mesajımla kendi kendini suçlu görebilir ve üzülebilirdi. Aslında onun yapacak bir şeyi yoktu, bunu biliyordum. Ama şuan nedensizce yaşadığım üzüntünün Gizem' in de yaşamasını istiyordum. Ancak o şekilde Şevval denen kıza olan nefret duygum kabarmaz ve artık saygı duyardım ilişkilerine. Bu bir bencillikti kabul ediyorum.

2 dakika sonra Gizem' in mesajı düşmüştü telefonuma. Açıp bakmak istemedim. Mesajı okumadan sildim de hatta. Onlar gelene kadar telefonumla vakit geçirmeye başladım. Geçen 10 dakikanın ardından zil çalmıştı. Oturduğum koltuktan kalktım ve ayağa kalkıp gelenleri karşılamak üzere dış kapıya, annemin yanına gidip hazır bir vaziyette dikilmeye başladım. İlk annem ardından ben,

SENDEN SONRA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin