"Dün geceyi senin yaptığını biliyorum. Birine söyleyecek değilim." Sert bir tonda söylendiğinde arkama yaslandım.

"Ben yapmadım," dedim, milyonuncu kez söylüyordum. Birisi kanıtlayana kadar da söyleyecektim. Kanıtlanmayacağını bildiğimden söylemekten çekinmiyordum da.

"Herkes senin yaptığını düşünüyor Beren. Dün gece yanına gelip özür dilemelerinin sebebi de konuyu kapatmak istemeleri. Bende kapatacağım... Ayrıca diğerleri sadece senin yaptığını düşünüyor, ben biliyorum." Biliyorum derken vurgulamıştı, kendinden emin olduğunu göstermeye çalışıyordu.

"Ne biliyorsun?" diye sordum, ofladıktan sonra. "Yangını Karakan'ın adamı çıkarmış Beren, Aziz aşağı götürürken gördüm." Kaşlarımı çattıktan sonra kahveme uzandım.

"Karakan'ı görmeyeli uzun zaman oldu... Ayrıca onu bu aptal şey için arar mıyım sanıyorsun?"

"Beren bana bari yalan söyleme. Oradaki herkesin sen dedikten sonra her şeyle uğraşacağını biliyorsun." Emir, gözlerini bir an olsun benden çekmiyordu. "Çok büyük hata ettin, Baran abi onları iki dakika harcar, hem Karakan'ı hem de adamlarını." Çok soru sormak istesem de kendimi tutmaya çalışıyordum. Şansıma Emir hala konuşmaya devam ettiğinden konuşmaya fırsatım olmuyordu.

"Karakan da Baran Kamranoğlu ile uğraşılmaması gerektiğini biliyordur bence. Sen dedin diye yapıyor. Bana sorarsan, onun da başını belaya sokmuş olabilirsin."

"Emir, Baran kimin yaptığını öğrenince sende rahatlarsın." dedim, ilgisiz gibi görünmeye çalışıyordum. "Karakan kendi başına Baran abiyle uğraşacak olsa, üç kişiyi içeri sokup yangın mı çıkarır? Hem de üç kişi bizim eskilerden... Ayrıca salak değilim Beren, senin adını vermeyeceklerini sen de bende iyi biliyoruz. Bu hep böyle oldu, sana öylesine Küçük Madam demediler."

"Madam'a güvenecek halim yok Emir, bir anda hepimizi bırakıp gitti. O günden beri de ne ona ulaşmaya çalıştım, ne de birine sordum... Sana bile konusunu açmadım, sen de biliyorsun. O defteri kapattık."

"Tamam Beren ya, sana bunu söylemeye gelmedim zaten-"

"Bekle, neden Baran ile uğraşılmayacağını söyledin?" Emir, gözlerini sonundan benden çekip kahvesine uzandı. "Yoksa?"

"Yoksa mı? Kesin! Bilmiyorum da gerçi... Kimse bizi onların arasına sokmadı, anlatmadılar bile. Ama Baran abim kesin içindedir. Bu gücünün bir dayanağı olması lazım, Kerim'in işini halletti, seni polisten kurtardı... Herkes onu biliyor ve her dediğini yapıyor. Ben İzmir'deyken de öyleydi."

"Haklısın," dedim, mırıldanır gibi. Aklıma gelse de her şey gibi bunu da ertelemiştim. "Onu önceden de tanıyan sensin işte Emir, hiç sormadın mı?"

"Sordum. Hem de iki kere. Hiçbirinde cevap alamadım. Zaten söyleyecek hali var mı? Aslında Karakan'a sorsak söyler de..."

"Söylemez. Dediğin gibi, kimse bize bir şey anlatmıyor."

"Karakan sana bayılır, bu kadar işi onunla ayarladığına göre tekrar arayıp sor," dedi Emir, kaşlarını kaldırıp indirerek.

"O ayrıldığında bile sorduğum hiçbir soruya cevap vermedi. Ayrıca kaç yıl oldu, konuşmuyorum."

"Acaba Madam'ı tanıyor mudur Baran abi,"

HERANNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ