Kore Savaşı Nasıl Başladı? (Şimdiye Kadarki En Saçma Bölüm)

78 5 0
                                    

Yazar: Şimdi ülkeler birbirleriyle konuşacaklar. Ama gerçekten düşündükleri şey de parantez içinde yazacak. Bunu sadece siz göreceksiniz.

15.07.1950

BM: Yine ne güzel bir gün sevgili ülkeler! (Yine sizinle uğraşmak zorunda olduğum korkunç bir gün.)

BM: Birbirimizi daha iyi tanımamız gerekiyor bence. Sonuçta İkinci Dünya Savaşı yeni bitti. Bir daha asla öyle korkunç bir şey yaşanmamalı. Bu yüzden soru cevap yapmaya ne dersiniz? ( Ne işim var benim bu salaklarla!)

Batı Almanya: Bu benim fikrimdi! Kendin bulmuşsun gibi konuşma. ( Acaba duvarın öbür tarafında ne yaşanıyor?)

BM: Sadece savaş başlatmamış sevimli ülkeler övgüyü hakeder. ( Çok kötüyüm. Kötü olmak çok iyi hissettiriyor. Hahahahaaa)

Amerika: Artık çok geç BM. Sözde bizi barışa yönlendireceksin ama bir halttan haberin yok. Çoktan yeni bir kamplaşma başladı. (Sovyetler Birliği lütfen o espriyi yapma. Evrene mesaj yolluyorum. Lütfen!)

SSCB: Hava biraz soğudu yani. (İçim dışım bir benim.) 

Amerika: (Bu espri yüzünden intihar ederdim ama ona bu tatmini yaşatmamalıyım.)

İsviçre: Nasıl bir kamplaşma acaba? (Patlamış mısır yiyerek keyif çatmakla meşgul olduğumdan bu aptallar gibi kaos yaşamıyorum.)

Amerika: Ben, Japonya, Güney Kore, İngiltere, Fransa, Batı Almanya, Kanada ve birçok ülke. (Hepsini saymaya çalışsam vakit yetmez. )

Amerika: Karşımızda SSCB, Çin, Kuzey Kore, Vietnam, Doğu Almanya, Polonya filan. (Bütün vasıfsızlar toplanmış.)

BM: Nolur soru cevap yapalım. Bütün ülkeleri çağırdım. (Kendimi bir şey başarmış gibi hissetmek istiyorum.)

İngiltere: Tamam ağlama yapalım. İlk soruyu ben, Fransa'ya soracağım. (Gerçekleri öğrenme vakti geldi.)

Fransa: (Olamaz! Onu aldattığımı söylemek zorunda kalmam umarım. Tek gecelik bir hataydı.)

İngiltere: Son sufleyi sen mi yedin? (Suçlu davranıyorsun.)

Fransa: Hayır! (Ohhh)

Batı Almanya: Şimdi ben Doğu Almanya'ya soracağım. Duvarın arkasında ne yapıyorsunuz? (Yıllardır bunu düşünüyorum.)

Doğu Almanya: Marş söyleyerek tüm gün dans ediyoruz. Senin resmin üzerine dart atıyoruz. Dolar yakıyoruz. SSCB sırayla herkesi tankla gezdiriyor. Buz hokeyi oynayıp maç bitince buzu yiyoruz. Patates havuzlarında güneşleniyoruz. Duvarı da bizi kıskanmayın diye yaptık. (Ama şimdi kıskanacaksın.)

Batı Almanya: Kıskandım. (Sorum cevaplandı ama çok kötü hissediyorum.)

Polonya: Şimdi Kanada'ya sorum var. En sevdiğin Transformers Cyberverse karakteri hangisi? (En masumları Kanada, ondan ona sordum.)

Kanada: Slipstream. (Windblade ile Slipstream'i shipliyorum. Cybertron Savaşı sırasında onun intikamını alması çok romantikti.)

Polonya: (Slipstream harcandı bence. )

BM: Kaç yaşındasınız? Çizgifilm falan? (Ezik ülkeler.)

Kanada: TV tercihlerimizi yargılamak kimseye düşmez. Biz keyif aldığımız sürece istediğimizi izleyebiliriz. (Kamu spotu bitmiştir. )

Polonya: Kanada peki en sevdiğin GGO Futbol karakteri kim? (Biz çizgifilm gurmeleriyiz.)

Kanada: Swift. (Swift harcandı bence.)

Japonya: Şimdi Güney Kore'ye sorum var. (Ondan özür dilemek için aldığım hediyeyi vereyim.)

Güney Kore: Boşuna uğraşma anne. Uzak dur benden. (Aslında niye trip attığımı unuttum ama bu gurur meselesinde başarısız olamam.)

Japonya: Sen bilirsin.

Hindistan: Çok boş bir konuşmaydı. Türkiye'ye sorum var. Bu keçiyi satın almak ister misin? (Param yok da.)

Türkiye: Evet! (Param yok ama olsun.) 

Hindistan: Bu keçiye 10 üzerinden kaç veriyorsun?

Türkiye: YEDİ (Anladınız mı ehehe. Neyse zaten anlaşılmayacak espri değildi.)

BM: (Vay be herkes Soğuk Savaş'ı unuttu muhabbet ediyor. Ne harikayım!)

Çin: Sovyetler'e sorum var. İlişkimiz biraz daha ileri gidebilir mi?

SSCB: Ama biz evliyiz? (Eşcinsel değiliz.)

Çin: Bana nükleer santral ver. (Her şeyimi sen verdin.)

SSCB: Şuan meşgulüm. (Her şeyini ben verdim!)

Kuzey Kore: Benim Amerika'ya sorum var! Bu kadar salak olmak nasıl bir his? (Ailemin romantikleşmesini ve midemin bulanmasını engellemek için araya gireyim. )

Amerika: Bana bulaşmaktan vazgeç küçük solucan! (Onu kışkırtayım da ona saldırmak için bahanem olsun.)

Türkiye: Solucan çiçeğe demiş ki, bir gün sen de solucan. (Hehehehee)

Kuzey Kore: Niye korkuyor musun? (Onu kışkırtayım da ona saldırmak için bahanem olsun.)

Amerika: Korkmak mı? Ben mi! Güney Kore hazırlan, SAVAŞ VAKTİ!! (Sana dünya kaç bucak göstereceğim.)

Güney Kore: Baba sal beni.

Amerika: Hayır! (Seni kendi amaçlarım için kullanacağım.)

Yazar: Ve Kore Savaşı böyle garip bir şekilde başladı.. ama parantez içi düşüncelerini sadece sizin görebiliyor olmanız çok iyi. Yoksa bu kışkırtıcı laflar daha kanlı başka bir savaşı tetikleyebilirdi. Okuduğunuz için teşekkürler. Lütfen bu korkunç bölüm sebebiyle okumayı bırakmayın. Bölüm olsun diye yayınladım.

Countryhumans İle Coşmacalar Where stories live. Discover now