Emniyet kemerini çözmeden önce tenha bir park yerine park ediyor. "Sana bir soru sormak istiyorum."
Ellerini kucağına koyup ve başını sallarsın. "Peki."
Sanzu koltuğuna yaslanır ve sana gülümser. "Benden hoşlanıyor musun?"
"Ha?" Bunalıyorsun, yüzünde sıcak bir kızarıklık beliriyor.
"um..Ben..." Ona cevap veremiyorsun, o yüzden başka bir soru soruyor.
"okulda bir erkekten hoşlanıyor musun?" Başını eğerek soruyor.
Başınızı sallamadan önce kolunuzu ovuşturursunuz. "Hayır, erkeklerin çoğu sinir bozucu."
Kıkırdayarak omurganızdan aşağı hafif bir karıncalanma gönderiyor.
"Doğru. Artık büyük bir kızsın. Erkeklerle çıkmana gerek yok," diye temin ediyor Uyluğunu okşamak için uzanırken.
Sözlerinden hafifçe gülümser ve kızarırsınız. Seni iyi hissettirmek için ne söyleyeceğini her zaman biliyordu.
"Teşekkür ederim Sanzu. Ama babanın aynı fikirde olmadığını biliyorum," dedin kollarını kavuştururken.
Bilinçaltında dudaklarını yalamadan önce eli yumuşak etinizi nazikçe sıkıyor. "Belki de onu ikna etmelisin. Büyük bir kız, büyük kızların işlerini nasıl yapacağını bilmelidir, değil mi?"
Heyecanla başını sallamadan önce bunu düşünüyorsun. "Evet! Ama um...ne gibi?"
Düşünceli bir şekilde mırıldanır. "Öpüşmeyi biliyor musun?"
"o-oh..um biraz," dudaklarını büzerek kabul ediyorsun.
Çenenizi tutmadan önce sırıtıyor. "O zaman neden göstermiyorsun?"
Bu fikir karşısında nefesiniz kesiliyor ama aynı zamanda sizi biraz da heyecanlandırıyor. Mikey'nin bundan hoşlanmayacağını bilsen de Sanzu'ya her zaman az da olsa hislerin vardı.
Olumlu bir baş sallamadan önce bacaklarınızı birbirine sürtün. İkiniz de eğilip öpüşmeden önce eli yüzünüzü okşuyor.
Sınıfında o çocuğu öptüğün zamandan çok farklı . Sanzu'nun tarafında daha fazla deneyim vardı ve eli sizi yerinde tutmak için saçınızı kavradı.
Daha da acıkmadan önce ilk başta nazikti, ağzınızı yutmak için sizi daha da yakına çekti.
Dudaklarına karşı boğuyorsun, kalbinde bir ateş fışkırıyor. Bacaklarınız artık daha sık birbirine sürtüyordu ve elleriniz Sanzu'yu yakalayıp geri çekmek için pembe saçlarına gitti.
Sanzu seni öpmeye devam ederken sırıtıyor. Sanırım afrodizyaklar işe yaradı. seni almadan önce biraz aldı ve şimdi ilaç vücudunda dolaşıyor, şüphesiz seni muhtaç hale getiriyordu.
Sonsuzluk gibi gelen bir sürenin ardından sonunda ikiniz de uzaklaşıyorsunuz ve Sanzu yüzünüzün kızardığını görebiliyor.
"İyi hissediyor musun, bebeğim?" Bilmiş bir sırıtışla fısıldıyor.
Kirpiklerinin arasından ona bakmadan önce soluyorsun. "..m-daha fazla lütfen."
Dudaklarınızla ateşli bir şekilde buluşmadan ve kucağına oturmanızı teşvik etmek için kolunuzu çekmeden önce alçak sesle homurdanıyor.
Elleri, külotunuza erişmek için eteğinizi kaldırırken, giysilerini pençelemeden önce çabucak takip ediyorsunuz.
Onları aşağı çekiyor ve sen derin nefes alıp vererek kemerini çözüyorsun. Neden bu kadar sıcak ve heyecanlı hissettiğini tam olarak bilmiyorsun ama Sanzu ile seks yapmak senin sık sık fantezindi.
Sanzu, iç çamaşırınızdan amınıza yapışan uyarılmanızı görünce dudaklarını yalıyor. "Siktir, şu prensese bak. Çok ıslak ve benim için hazır."
Onun sözlerinden sızlanırsın. "A-acele et, daha fazla bekleyemem."
"Biliyorum," diye mırıldandı ereksiyonunu serbest bırakmadan ve pompalamadan önce. O da yapamaz.
Aniden gömleğini çekip dantelli sütyenini ortaya çıkarmadan önce kapalı gözlerle ona bakarsın ve senden küçük bir çığlık koparır.
"Bunlar muhteşem göğüsler bebeğim," Sen öfkeyle kızarırken sırıtıyor.
Horozunun ucuyla girişinizi dürterken sizi ayakta tutmak için kalçalarınızı tutuyor. Titrek nefeslerle beklersiniz, yavaş yavaş alacağını düşünürdünüz, ama sizi çabucak yere indirip sizi bir bez bebek gibi kullanmaya başlayınca ağzınızdan boğuk bir çığlık çıkar.
"Lanet olsun, gerginsin," diye inliyor memnuniyetle.
"O-ow! Dur, bu acıtıyor!" Kollarından tutup göğsüne vururken yalvarırsın. Parmakları teninizi adeta bereliyor ve içine kazıyordu.
Sana bakarken hırlıyor. "O zaman biraz çalış."
Burnunu çekiyorsun, elleri yanına düştüğünde kendini yukarı ve aşağı kaldırmadan önce gözyaşların gözlerinin üzerinde parladı.
Sanzu yanaklarınızı sıkmak için uzanıyor ve sizi kendine çekiyor. "Yüzüne bakmama izin ver."
Gözyaşlı ifaden, onun horozunu senin içinde attırıyor ve o da ötüyor. "Al bakalım. iyi hissettiriyor, değil mi?"
Başını sallamaya çalışıyorsun ve o seni aşağı çekerek dudaklarına ıslak, özensiz bir öpücük konduruyor. Tıpkı Mikey gibi kokuyorsun. ve göksel kokudan inlemeden edemiyor.
Artık daha hızlı çalışıyorsunuz ve inlerken ve hıçkırırken duvarlarınız daha çok sıkışıyor, karnınızın derinliklerinde bir orgazm oluşuyor.
"S-sanzu," yüzünü göğsüne gömerken hıçkırıyorsun ama seni geri çekmek için çabucak elini boğazına sarıyor.
"Lanet yüzüne bakmak istiyorum," diye hırlıyor ama amcığın komuttan sadece daha da sıkılaşıyor.
"Bana aitsin, başka kimse anlamıyor mu?" Boynunuzu sıkarken ağır bir nefesle talep ediyor.
Başını sallıyorsun, göz kapakların kapanıyor. "M-mhm, sadece sen, sadece sen..."
Ağzınız gevşer ve boşaldıktan sonra ağzınızdan ses çıkmaz. Sanzu, kendi yüksekliğine ulaşmak için hızla uzaklaşmadan önce, titreşen duvarlarınızdan küfürler savurur.
"Siktir, boşalacağım. İçine boşalmalıyım evet? Seni güzel ve hamile bırakayım. Çocuklarımı doğurmak ister misin? evet yaparsın-" Cümlenin sonunda nefes nefese kalıyor çünkü sen çok sikilmişken sana katılmadan önce ve hatta söylediği bir kelimeyi anlamanın mutluluğu içindeydi.
Gözleri geri dönüyor ve gergin bir iç çekişle içeri giriyor, sıcak tohumu sizi dolduruyor. Elini senin alt sırtına koyduğunda, titriyor ve iyileşmek için göğsüne düşüyorsun.
Mikey bugün ne olduğunu öğrenseydi kesinlikle onu öldürürdü. Her şeyi mahvetmediğinden emin olmak ve çeneni kapalı tutmak zorunda kalacak.
Çünkü onun çocuklarına sahip olman... bu bir rüyanın gerçekleşmesi olurdu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Çevirim dedim güzel bölümdü amk okuyun oy verin yorum yapın
