𝐓𝐨𝐤𝐲𝐨 𝐑𝐞𝐯𝐞𝐧𝐠𝐞𝐫𝐬 𝐓𝐞𝐩𝐤𝐢 / 𝐎𝐧𝐞 𝐒𝐡𝐨𝐭𝐬

👰Bir düğünde buketi yakaladığınızda .Part.1👰

Chifuyu

Güzelce döşenmiş bir masada erkek arkadaşınızın yanında oturuyor, okuldan eski arkadaşlarınızla sohbet ediyor, damadın sunağın önünde ne kadar ağlamaklı olduğu hakkında şaka yapıyordunuz. Yaklaşık üç saattir devam eden düğün törenine rağmen, herkesin morali hala yüksekti. Yemek güzeldi, kokteyl saati herkesin kan dolaşımına çoktan yerleşmişti ve işe alınan DJ olağanüstü bir iş çıkarıyordu.

Resepsiyon sırasında, düğün çifti Hina ve Takemichi, ilgili kişinin ayakkabısını kaldırarak soruları yanıtlamak gibi çeşitli oyunlar oynuyorlardı. Çiftle röportaj yapanlar Nahoya ve Souta'ydı ve kalabalığı nasıl çalıştırdıklarını gerçekten takdir ettiniz. Ama şimdi konuklar bir süredir oturup sohbet ettiklerine göre, Hina'nın arkadaşlarının çoğunun sabırsızlıkla beklediği şey nihayet gelmişti: buket fırlatma.

Hepiniz dans pistinde toplandınız, çoğu heyecanlı liseli kızlar gibi kıkırdarken, daha isteksiz olanlar arkadaşları tarafından sürükleniyordu. Mitsuya'ya birşey vermen gerekiyordu. Hina'nın elbisesiyle gerçekten kendini aşmıştı. Bekleyen kalabalığın önünde durmak için hareket edip yüzünü diğer tarafa döndüğünde, ışıltılı nakış beyaz bir gökyüzünde milyonlarca minik yıldız gibi görünüyordu.

"Tamam millet, hazır mısınız? Hile yapmayacağız, hiçbiriniz buketi özel biri yakalasın diye komplo kurmadınız, değil mi?" Draken mikrofonu kapmıştı ve konuklar arasında gerginlik yaratıyordu. Öfkeli "Hayır!" kalabalığın içinden savunmak için ellerini kaldırdı.

"Tamam tamam emin ol. Pekala beyler, hanımınız şu anda dans pistinde duruyorsa umarım düğünü karşılayabilirsin çünkü kararlılığı herkesin gözünde görebiliyorum." Odadan gergin bir kıkırdama geçti, yalnız gelen bazı adamlar arkadaşlarını alaycı bir şekilde dirseklediler. "Pekala, o zaman Hina, eğer onurlandırmak istersen." Geri sayım sırasında gelin çiçekleri havaya kaldırıp bekleyen kızların kollarına attı.

Gençken birçok dövüşün parçası olmasına rağmen, Chifuyu masadaki koltuğundan kimin galip geldiğini göremedi. Bu, Hakkai'nin arsız bir sırıtışla omzuna dokunup onu yavaş yavaş çözülen insan denizinin ortasına doğru işaret edene kadardı. Ona gülümsüyordun ve uzanmış ellerinle çiçek buketini tutuyordun ve gururla gösteriyordun. Yüzünün ısındığını hissedebiliyordu ve takım elbisesinin ceketini çıkarmak için duyduğu ezici dürtüyle savaştı.

"Ahhh bebeğim, yakaladım!! İnanabiliyor musun?" diye cıyaklarsın, kendini onun kollarına atarsın. Atılmış durumuna rağmen, seni hala kolayca yakaladı ve etrafında döndürdü, seni daha da kıkırdattı. Eski Toman üyeleri (hala) erkek arkadaşının sırtını sıvazlayarak düğünün ne zaman yapılacağını sorarken, arkadaşların akın ediyor, çiçekleri yakalamayı başardığın için seni tebrik ediyorlardı.

Düğün bittikten sonra ikiniz de eşofmanla kanepede oturmuş rastgele bir romantik komedi izliyordunuz. Önündeki sehpanın üzerinde, sevimli bir vazoda güzelce düzenlenmiş, günün yakalayıcısı vardı.

"Biliyorsun Matsuno, lütfen sadece bir buket yüzünden baskı hissetme, tamam mı?" , sen mırıldandın. Fırsat verilseydi onunla hemen evlenecek olsanız da, hayatınızdaki bu büyük adım için gerçekten aynı sayfada olmak istediniz.

"Bunun için fazla endişelenme (y/n). Aslında sonrasında ne kadar heyecanlandığını görmek beni mutlu etti. Çok sevimliydi. Ve güven verici. Geçen doğum gününde sana o kolyeyi aldığım zamanı hatırlıyor musun? Elbette, hatırlıyorsun, temelde onu hiç çıkarmadın. Devam etmesi için başını eğiyorsun. "Eh, o gün sahip olduğum tek şey bu değil."