Üstüne taktığı susturucuyu büyük bir çeviklikle takmıştı. Bu, Dağhandan aldığı bir kaç ustalıktı sadece. Kocasını öldürmek için, kocasından yarım almıştı. Silahı elbisesinin altından, kasıklarına kadar çektiği corabın uç kısmına sakladı. Yine aynı yavaşlıkla odadan çıkarak, biraz önce yasak aşkıyla uyuduğu odaya girdi.

"Hazır mısın güzelim? Hadi çıkalım!" dedi adam heyecanla. Dağhan Kuzguna karşı kazandığı ilk ve tek zaferi olan kadının gözlerinin içine bakıyordu. "Hazırım..." dedi kadın. Sesindeki durgunluk adamın dikkatini çeksede sorgulamak istemedi. Arkasını dönüp pantolonunu giyeceği sırada, ensesine değen soğuk metal tüm tüylerini diken diken yapmıştı. "Ben hazırım Ertem, fakat sen ölmeye hazır mısın?"

Adamın kocaman açılmış gözleri titredi. Böyle bir hamleyi beklemiyor olacak ki, eli ayağı buz kesmişti. "Yaren!? Ne yaptığını sanıyorsun! Hadi indir şunu yuvamıza gidelim." acımasızlık kadının bedeninde kol gezerken, adamın söylediği hiç bir şeyi algılayamıyordu. Sadece öldürmesi gerektiğini düşünüyordu beyni. Öldür ve kaç!

"Üzgünüm, iyi uykular!" dedi kuruşunu ensesine sıkarken. Fışkıran kanlar yüzüne sıçradığında, tepkisiz suratı gerildi. Gözlerini sıkı sıkı yumarken, komodinin üstüne bıraktığı telefonu yere atarak üstüne bastı. Defalarca kez vurup ezdiği telefona tıpkı adama yaptığı gibi bir kurşun sıkarak hızla dışarıya çıktı. Çıkmadan önce çekmecesinde sakladığı mektubu, avuçları içinde sıkarak aşağıya indi.

Kafasını sağa sola çevirerek etrafta birinin olup olmadığına baktı bir süre. Kimse gözükmüyordu. Kapıda bekleyenler korumalarda yoktu. Yavaşça elindeki iğrenerek baktığı kağıdı cam sehpanın üstüne bırakarak kapıya doğru ilerledi.

Bu gece, artık sahiden bir şeyler değişti.

Dağhan Kuzgunun daha da acımasız olmasını sağladı mesela bu gece.

Ufak bir tohumun, ihanetin baş karakteri olan kadının karnına tutunmasını sağladı bu gece.

Bu gece sahiden bir şeyler değişti, birileri ölüme gitti bu gece.

Dağhan Kuzgun

Gitmişti...

Kalbim gibi tuz buz ettiğim cam sehpanın üstünde iki kelimelik mektubuna sığdırmıştı ihanetini. Beni bu gece öldürmüştü. Beni mahvetmişti.

Yaren, Sevdalı olduğum kadın...

Bu kadar kolay olmamalıydı. Sevdamın karşılığı bu olmamalıydı. Ben onu deli gibi severken, hâlâ bu yaptıklarına inanamazken o beni bu şekilde yakamazdı. "Baba!?" dedi Mazhar dolu gözleriyle. Durgun bakışlarım ona doğru döndü. İlk kez böyle görüyordu fani gözlerim en büyük oğlumu. Benim izimden yürümeye çalıştığını biliyordum ama her zaman içinde duygusal bir çocuk vardı. Ve artık soyadımın Kuzgun olduğu kadar eminim ki, o çocuk bu gece ölmüştü.

"Bitti." dedim omuzlarım çökerken. Hakkını vermeliyim ki güzel rol yapmıştı, güzel annelik yapmıştı çocuklarıma. Fakat nefretini asla gizleyemediği gözlerinden görmüştüm zaten. Bu günün geleceğinden her zaman korkmuştum. "Bitti Mazhar, her şey!" engel olamadığım göz yaşlarımı, bu gece son defa akacak diye söz verdim kedime.

İçimdeki ihanetin öfkesini büyüttüm giderek. Hiçbir kadına güvenmemeliydim. Bunu annemden öğrenmiştim zaten fakat, bana iyi gelir sanmıştım. Ben aslında ona değil, ona olan sevdamı sevmiştim.

KuzgunWhere stories live. Discover now