54.BÖLÜM: "MAHKEME DUVARLARI"

16.7K 864 499
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.

Buraya kırmızı kalplerinizi Bade ve Uraz için bırakabilirsiniz. <3

Bir daha ki bölüm vote sayıları yükselmeden gelmeyecek, uzun bir bölüm yazdım lütfen emeğe saygı.

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

54.BÖLÜM: "MAHKEME DUVARLARI"

Yüksek duvarları aşıp aydınlığa ulaşmak kimi zaman zordur. Hatta kimi zaman değil her zaman. Ben yüksekten çok korkarım, yüksekten atlamaktan. Belkide bu geçmişimin getirdiği bir korkudur. Üvey babam Rıfat Esenler, yapmaktan korktuğum her şeyi yapmam için zorlardı. Eğer onu yapamazsam yerlere çarpardı küllerimi. Anka kuşu küllerinden tekrar doğardı değil mi? Ben ne yazık ki bir anka kuşu olamadım. Yeniden doğmak yerine, yine öldüm.

Yeni insanlar hayatıma giriyor demiştim değil mi? Yeni insanlar, yeni imtihanlar. Ben yeni insan istemiyorum. Ben hayatımda olan insanı istiyorum. Ne eksik ne fazla. Karşımda babamı vuran adam, bembeyaz dişlerini gösterecek kadar gülümsedi. Onu neyin bu kadar güldürdüğünü anlamasam da ben gayet ciddi bir ifade ile baktım.

"Babamı sen vurdun." Kerim, elini usulca cebine koydu ve öksürdü.

"Bir kanıtın var mı?" Pahalı kokan o parfümü yine burnuma doldu, nefesimi tutmak istedim.

"Delillerim çok Kerim." Dedim, cüretkâr bir ifade ile.

Kerim Safrancı, bana doğru bir adın attı. Geriye gitmek yerine tam karşısında durdum. Beni korkak birisi sansın istemedim.

Eğer bir yerde, bir kişi üzerinize yürür ve siz geri adım atarsanız en büyük hatayı o an yapmış olursunuz. Karşınızda ki sizin korktuğunuzu anlar. Veya gözlerinizi kaçırırsanız. Bu korkunun en büyük belirtisidir.

"O delillerin hiçbir işe yaramayacak." Dediğinde, onun yüzüne bir yumruk geçirmek istedim.

Ve bunu da yapmak için kendimi hazırladım. Hazır ellerimde kaşınıyor, şunu yere gömünce kaşıntısı gider.

Yumruklarımı sıktım, Kerim Safrancı yine alaylı bir ifade ile bana bakarken derin bir nefes aldım ve elmacık kemiğini hedef alarak yumruğumu hiç beklemediği bir esnada elmacık kemiğine geçirdim. O kadar sert vurdum ki, resmen kemiklerin kırılma sesi geldi. O yumruk ile geriye sendeledi.

"Sen bunu çoktan hak etti." Dediğimde, güvenlikler yanımıza geldi ve birisi beni tuttu.

"Ya niye tutuyorsunuz? Adamı öldürmedim yumruk attım." Dediğimde, güvenlikten kurtulmak için çırpındım ama kurtulamadım.

ŞEHRİN TOZU | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin