2. Dev Abi

68.7K 6.7K 2.3K
                                    


Selam canlar, 1. Bölüme yaptığınız dolu dolu yorumlarınız beni çok mutlu etti. İnanın okudukça daha çok yazmak istiyorum. Biliyorsunuz benim için her zaman sizin düşünceleriniz, satırlarla konuşmanız önemli olmuştur. Tek derdim kitap çıkarmak olsa çalıştığım yayınevi var adam bana yaz, yayınlamadan gönder çıkaralım diyor ama ben kabul etmiyorum. Eğer sırf kitap çıkarmak için yazsam o zaman bu kadar uğraşmam yazar teslim ederim. Yayınevi ister satsın ister satmasın ben parama bakar çekilirim derim ama bunu yapmıyorum. Neden? Bunlar beni mutlu etmiyor çünkü. Sizin yorumlarınız, hikâyeye desteğiniz beni her şeyden daha çok mutlu ediyor.

YÜREĞİNE SOR ikinci bölümüyle sizlerle. Umarım bin yorum tekrar gelir. Kocaman öpüldünüz.

Bir saatlik yolculuğun ardından Karaaslan konağının önüne geldiler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir saatlik yolculuğun ardından Karaaslan konağının önüne geldiler. "Sen araçta bekle," diyen adam kamyondan inip konağın kapısına doğru gitti. Yağmurun dindiği Karaaslan köyünde bu sefer havanın soğukluğu hissediliyordu. İliklerine kadar üşüyor olsa da düşündüğü tek kişi kızıydı. Sarıp sarmaladığı kızının rahatı yerinde gözükse de yine de endişeleniyordu. Acaba geldiği bu konakta kabul edilebilecek miydi? Eğer kabul etmezlerse hava kararmadan kendi ve kızı için kalacak bir yer bulması gerekiyordu. Kadınların hepsi kabul edileceğini kesin bir dille söylemiş olsalar da içinde yine de olmaz hissi vardı.

Bekledi, bekledi, bekledi.

Zaman ne kadar geçti bilmiyordu. Bildiği köpeklerin havlamasının çoğalması. Kızı seslerini duydukça kucağında kıpırdayıp duruyordu. Kamyonun ucuna kayıp konağın kapısına bakmak adına başını dışarı uzattı. Koca kahverengi kapının önünde duran iki iri adamı görünce başını hızla geriye çekip yerine kaydı.

Adları soyadları her yerde geçerdi Karaaslanların. Dostları olduğu gibi düşmanları da olabilirdi. Bu yüzden kapının önündeki iki adamı garip karşılamadı. Hem ne demişti kadınlar Kadir Bey ailesine düşkün bir adamdır, onlara zarar gelmesini asla istemez demişti. Belli ki bu yüzden kapının önünde bekliyorlardı.

Neyse ne. Onu ilgilendiren bir durum olmadığı için fazla düşünmedi. Düşünmesi gereken tek kişi kollarının arasındaydı.

"Asiye, gel kızım Fadime ana seninle görüşecek."

Acele etmeden oturduğu yerden kalktı. Kızını dikkat ederek adamın kucağına verdikten sonra sepetini alıp kamyondan aşağı indi.

"İstersen kızını sen al sepeti ben taşırım. Çocuk benim kucağımda huzursuz oluyor."

"Sağ ol abi ben ikisini de taşırım."

Sepetin sapını koluna takıp kızını kucağına aldı. Önden giden adamın arkasından ilerlerken gözleri konağın etrafında dolaşıyordu. Konak evlerden uzak tepedeydi. Henüz köy yolları yapılmamış olsa da konağa gelen yollar büyük taşlarla döşenmişti. Güzel duruyordu. Neredeyse bütün köy gözlerinin önündeydi. Kendi köyü bile buradan belli oluyordu. Bakışlarını manzaradan çekip büyük kapıdan içeriye girdi. Geniş avlunun içine adım atarken onu buraya getiren adamın peşinden yürüdü. Az önce manzarayı inceleyen gözleri konağın hiçbir yerine değmiyordu. Onun açıkgöz biri olduğunu düşünmelerini istemiyordu. Bu yüzden adımlarına dikkat ettiği gibi bakışlarına da dikkat ediyordu.

YÜREĞİNE SOR [ RAFLARDA ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin