Aniden ellerime kelepçelenmiş elleri, ellerimden uzaklaştı. Gecenin karanlığında gözlerinin mavisine bakarak duyduğum deniz sanki taşacakcasına kabardı. Gözlerinde anlayamadığım yabancılık vardı.
O gökyüzünden aldığı gözleriyle bana bakarak:" Seni sevmiyorum " dedi .
Tepki veremiyordum.
Kalbim göğüs kafesini delip geçicekcesine çarpıyor , ruhum daralıyordu.
Dünyamı dönüyordu yoksa başım mı?
Ellerini ellerimden ayırdığı gibi gökyüzü gözlü çocuğun gözlerini, uzayın boşluğunun derinliği kaplamıştı ve o gözlerini de benden çekti. Arkasını döndü.Herkesten her şeyden hatta kendimden bile fazla sevdiğim, gözlerine baktığımda mavisinde huzur bulduğum adam mıydı bana bunları söyleyen?!
Artık huzurlu değildim.
Huzur bulduğum o mavi boğuyordu bu sefer beni.
Ucu bucağı olmayan bir okyanustaydım sanki. En dipteydim.
Daha önce hiç görmediğim mavi sarmış etrafımı.Korkuyordum o bilinmezlikten
Gerçekten korkuyordum."Neden? Neden? Noldu senin Alnilam' ına?" dedim soğuk ve bir o kadar da öfkeli bir sesle.
Bir kelebeğin çiçeğe narince konması gibi öpücükler kondurduğum dudağının arasından tek bir söz çıktı.
"HOŞÇAKAL ALNİLAM"...Kulağıma ilişen şarkı kalbimi dahada deşiyordu.
Bana düşlerimi geri ver
Gerisi hep sende kalsın
Bana son kez öyle gülüver
Yüreğim de sende kalsın
Bana hatıradır ateşin
Yanarım, yanarım
Seni başka kimse bulamaz, kayıbım
Ezberimde yüzün
Silmek öyle kolay mı?
Kaderimde bir düğüm
Çözmek öyle kolay mı?
Bana hatıradır ateşin
Yanarım, yanarım
Seni başka kimse bulamaz
Kayıbım, derinlerde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALNİLAM
General Fiction"Ben hep gökyüzündeydim ama sen beni hiç bir zaman göremedin. Parıltını saçman için çaba gösterdim ama sen bunu ayrılık sandın. " dedi ve ekledi "Bizim tekrardan doğuşumuzun adı : 'Güneşin aya tutulduğu gece' olacaktı ."