2🌌 Mai ve Siyah

3.8K 358 172
                                    


Selam yavrular.

Uzun zaman sonra yeni bölüm geldi. Hâlâ bekleyen varsa keyifli okumalar

Bolca kurgu hakkında yorum yapın ki fikirlerinizi bilmiş olayım.

Kim bilir belki bu sayede yarın bir bölüm daha gelir 😉

****

İnsanları iyi gözlemler, her hareketinden ne ima ettiğini rahatlıkla anlardım ama az önceye kadar kudurmuş bir kurt gibiyken birden bire geri adım atmış bu adamın ne yapmaya çalıştını anlamamıştım.

Evvela kolumu tutan eli ilk an ki kuvvetini kaybetmiş, yerini hafif bir temasa bırakmıştı. Şimdi ise derin nefesleri yüzüme vururken ilk kez taktığım peçeye şükrettim.

"Kimsin sen?"

Bir kez daha sorusunu yenilerken derince yutkunup dudaklarımı araladım. Konuşsam ayrı dert konuşmasam ayrı dertti. Eğer konuşursam aşağı katta söylediğimiz yalan ortaya çıkacaktı. Konuşmadan dursam bu adam kesin beni sikerdi. Bakışlarıyla bile bunu başarması mümkün gibi duruyordu. Şu dakikadan sonra görev hikaye olmuştu. Eğer bu evden sağ çıkabilirsem kendim şanslı sayacaktım.

"Cevap versene!"

Bağırışı ile olduğum yerde titreyip ardımdaki kapıya daha da yaslandım. Kömür karası gözleri alev alevdi. Şimdi dernekte söylenenleri daha da iyi anlıyordum. Bu adam kesinlikle korkunçtu.

Korktuğumu kabul etmek gururuma dokunsada daha fazla bu mevzuyu uzatmamak için annemden gelen yeteneğime şükrederek yavaşça gözlerimin dolu dolu olmasını sağladım. Tek ve en iyi yeteneğim buydu. İstediğim zaman ağlayabiliyordum.

Yaşlarla doldurduğum gözlerim görüşümü bulanıklaştırırken mavilerimin parladığına emindim. Ne zaman ağlasam insanlar her şeyi boşverip gözlerimin ne kadar güzel göründüğü hakkında konuşurdu ve karşımdaki adam da tam istediğim gibi gözlerime bakarken çatık kaşlarını hafifçe serbest bırakmıştı.

"Tamam... tamam ağlama-"

"Erhan!"

Kurtarıcım ışıklar içerisinde koridorun başında göründüğünden derin bir nefes çektim ciğerlerime. Bugün de paçayı sıyırmıştım.

"Ablam ne yapıyorsun böyle?!"

Hâlâ kolumu tutan ele ufak bir tokat atıp beni yanına çektiği anda direkt yeleğinin ucuna tutundum. Bu kadına hayatım boyunca minnet duyacaktım. Bütün bir görevin mahvolmasının önüne geçmişti.

"Odama giriyordu. Kim olduğunu sordum yanıt bile vermedi. Ne yapmamı bekliyordun? Dua et-"

"Paşam, ayıp denir mi öyle! Kız dilsiz... ondan yanıt verememiştir."

Son kısmı fısıltı ile söylese de çok net duymuştum. Sanırım gerçekten böyle bir durumda olsam bu sözlere üzülür, hatta fazlası ile gücenirdim.

Siyah gözler benim üstüme kaydığında arkasına saklandığım bedene biraz daha yaklaştım. Şu an kesinlikle korkmuyordum sadece korkuyor gibi yapıyordum. Sonuçta ben narin ve kırılgan bir kadındım. Eğer kadın rolünü oynuyorsan tamamen ona göre davranmam gerekiyordu. Normalde asla ama asla karşımdaki bu adamdan korkmazdım... Tamam belki benim iki katım olabilirdi ama marifet uzun boylu olmakta değil bilekteydi.

"İyi. Çekilin."

Hiç utanmadan ablasını da terslediğinde kaşlarımı çatıp dik dik suratına baktım. Eğer üniversite kampüsünde karşıma çıksa ve yine karşımda bu sözleri başka birine sarf etse tam gözünün üstüne okkalı bir yumruk geçirirdim. En nefret ettiğim, en tahammül edemediğim bütün çirkin hareketler bu adam da toplanmış gibiydi. Dernektekiler bu adam hakkında o kadar fazla şey anlatmışlardı ki onu hiç görmemiş olmama rağmen kalbimde bastıramadığım bir kin ve nefret vardı.

Faşist Yemini (b×b)Where stories live. Discover now