2010
Kameranın görüş alanına giren bir deniz. Güneş ışıkları altında parıl parıl parlayan masmavi deniz. Martı sesleri dalga seslerine karışıyor etrafa huzur dolu bir ses yayıyordu.
Kamerayı içi yemek dolu sepete çevirdi. Elini sepetin içindeki leziz keklere ulaşmak için kaldırdığında eline inen minik tokat onu durdurdu.
"Henüz değil canım"
Kayda çıkan ses, hem şevkati hemde huzuru barındırıyordu.
"Ama ben acıktım anne"
Kamerayı annesini yüzüne tutarak mızmızlandı, küçük çocuk.
"Sabretmelisin tatlım"
Annesi kıkırdayarak miniyinin başını okşadı.
*
2011
Kamerayı henüz hazır olmayan kahvaltı sofrasına çevirdi. Bu haliyle bile iştah açıcı görünüyordu.
"Anne hadi ben acıktımmm"
"Umut... Çok sabırsız bir çocuksun."
Annesinin sözüne gülümsedi. Omuzlarını dikleştirerek annesinin yanına gitti. Kamerayı annesine kaldıramya çalışmış ama mutfak tezgahı nın yanında dikilen annesine ulaşamamıştı. Yinede kendinden emin bir eşkilde konuştu.
"Çocuk mu? Ben tam tamına 7 yaşındayım."
*
Günümüz~
"Biz de balık bol lan
Attım göle olta
Çektim papa rose ve
Koydum kavanoza"
"Cem lütfen abi. Şu okul sen saçma sapan şarkı söylemediğinde de yeterince çekilmez."
Kendisini kaptırarak tekrar edip durduğu şarkıyı bölen arkadaşına göz devirerek önündeki tostdan bir ısırık daha aldı.
"Hayır şarkı söyle ona hepimiz okeyiz. Ama buna şarkı bile demem ben"
"Sinem öyle diyorsun ama sarıyorrr"
"Cem agzın dolu dolu konuşarak bize çok güzel bir görsel şölen sunuyorsun şuan"
Sinem ve Mert'in kahkahaları yükseldi. Oturduğu yerde, acı yüzünden yüzünü buruşturarak sızlandı mert.
"Oğlum güldürmeyin lan götüm acıyor zaten."
"Ah canım Mertim benim sen gazi olmuştun dimi"
"Sinem lütfen ya valla çok kötü öyle böyle değil. Anlayamazsın"
Ağzındaki lokmayı bitirip mertle dalga geçmek için öne atıldı cem.
"Oğlum istiyorsan bi doktora görün."
"Çok mu komik lan iki gündür uyuyamıyorum."
Sinem ve cem birbirlerine bakıp iyice gülmeye başladılar.
"Harbiden lan. Fındık kadar birde"
Mert cem ve sinemin sözlerine göz devirip yüzünü caprazında oturan arkadaşına çevirdi. Tam kendisiyle dalga geçen arkadaşlarını şikayet etmek için ağzını açmıştık ki, boş boş masayı izleyen arkadaşının asık suratını farketti.
"Şit durun lan Emre'ye bir şey olmuş"
Mert'in cümlesine kulak kesilen ikili geldiklerinden beri sohbetlerine dahil bile olmayan arkadaşlarını yeni farkediyorlardı.
