ventuno

2.4K 182 184
                                    

✍

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

izuku'nun anlatımından:

"iki filtre kahve, lütfen." maskemi düzelterek oturduğum yerde geriye yaslandım. dün gece nasıl ağladıysam başım çatlıyordu. mide bulantımı saymıyordum bile. dışarıdan yaban domuzuna benzediğime emindim. bıkkınca kafenin girişine baktım. nerede kalmıştı bu adam? o buluşma saatini süs olsun diye mi yazmıştım oraya ben? biraz daha geç kalırsa asıl katil ben olacaktım.

ah, enaki ne yapıyordu acaba? daha bir gün bile olmamıştı ama çok özlemiştim onu. lanet kadın. nefret ediyordum ondan. hiç mi anne yüreği yoktu, benden kızımı nasıl ayırabilirdi? bir daha bize bulaşmayacağını söylememiş miydi? katsuki'ye üzülüyordum. böyle bir annenin çocuğu olmak zor olmalıydı. her ne kadar imkan vermek istemesem de enaki'yi mitsuki'nin kaçırdığından emindim. katsuki hayatımıza dahil değilken sorunsuz bir hayatım vardı. ama ne hikmetse katsuki'yi hayatıma aldığımdan beri olay arkasına olay ekleniyordu. katsuki'yi kesinlikle suçlamıyordum, onun hiçbir suçu yoktu. o sadece olayların aracısı olan bir kurbandı. hepsinin arkasından kabak gibi mitsuki çıkıyordu. kadın psikopat manyağın tekiydi. götünde kurt mu vardı, anlamıyordum ki.

uzun süre önce görüşmeyi kestiğim büyükbabamla iletişime geçmiş yardım istemiştim. sayesinde enaki'nin nerde olduğunu hemen bulmuştuk. şu anda katsuki ile büyükbabam benden haber bekliyorlardı. onları aradığım anda enaki'yi kurtarmak için baskın yapacaklardı. tabii ilk önce benim halletmem gereken önemli bir şey vardı.

yavaştan geriliyordum. hayır zaten gerginim, daha da geriliyorum. önemli ve acil bir işti bu! kafayı yiyeceğim, nerde kalmıştı bu adam? arasa mıydım acaba? nerden geldiğini dahi anlamadığım birisi nefes nefese bir anda karşıma oturdu. kafasındaki şapkadan ve yüzündeki maskeden kim olduğunu çıkaramıyordum. uzun açık mavi saçları omuzlarına dökülüyordu. cılız, mini bedeninden ve yaydığı hafif tatlı feromonlardan da omega olduğu belli oluyordu. kimdi bu? "kruvasan." hasiktir, ne? tanrım, dalga mı geçiyorsun? ben daha farklı birini bekliyordum! zorlukla yutkundum. "levrek."

seslice nefesini üfleyerek geriye yaslandı. rahatlamış gibiydi. açıkçası alfa birinin geleceğini düşünmüştüm, omega bir kiralık katil beklentimin dışındaydı. yüzündeki maskeyi çıkartarak bana döndü. şu anda bunun bir tuzak olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. karşımdaki bebek poposu gibi yüzü olan bu şahsiyetin katil olmasına imkan yoktu. "sen ne tür bir değişiksin? kruvasan ve levrek de ne? başka parola olacak kelime bulamadın mı?" bir anda sitem ederek yüzüme yaklaşınca refleksle geriye çekildim. değişik mi? kendisi disney prensesi sanki, hasbam! bir anda akla gelemeyecek bir şeyler bulmaya çalışmıştım. ne güzel parola işte, nesini beğenemedi acaba? paşama bak sen. "geciktin. az daha bekletseydin." gözlerini devirdi. burada olmaktan hiç memnun değilmiş gibi bir hali vardı. karşıma hiç mi normal insan çıkmaz ya? çattım yine. herkes sorunlu. "trafik vardı."

culaccino - bakudekuWhere stories live. Discover now