diciannove

3K 256 236
                                    

✍

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

"yah, anne şüt."

"katsuki, bıraksana."

"uyumak istiyorum."

kaç saattir uyuyorsun zaten, hâlâ nasıl uykun var senin? bedenime sıkıca sarılmış, kafasını boynuma gömmüştü. hareket bile edemiyordum. enaki de başımıza dikilmiş, süt, diyip duruyordu. bıraksa da kızımın karnını doyursam.

"okulun yok mu bugün senin?"

kafasını olumsuz anlamda salladı. kaşlarımı çattım. belki de anlamadığımı sanıyordu ama son zamanlarda okulu ekip durduğunun farkındaydım. ders programını biliyordum, dersi olduğu zamanlar bile yok diyerek gitmiyordu. sesimi çıkartmıyordum fakat bu durum gittikçe sinirimi bozmaya başlamıştı.

bacağını bacaklarımın üstüne atarak beni tamamen kendisine yapıştırdı. onun kaslı kolları arasında olmak bana güven veriyor, içimi kıpır kıpır ediyordu. kafamı kül sarısı saçlarına gömerek limonlu şampuanına karışmış ıslak toprak kokusunu içime çektim. kokusu bile içimi ısıtmaya yetiyordu.

son zamanlarda ters giden hiçbir şey yoktu, mutluydum ve bu beni istemsizce huzursuz ediyordu. hiç alışıldık değildi, bir anda bir şey olacak ve bütün huzurumuz yok olacak diye korkuyordum.

"geceyi oturma odasında mı geçirmek istiyorsun?"

sızlanarak kollarını gevşetti. fırsattan istifade hemen sıyrıldım kollarının arasından. "ama ne alaka ya? eşime sarılıp uyuyamayacaksam neden yaşıyorum ben?"

gözlerimi devirerek yattığım yerden doğruldum. enaki sanki bu anı bekliyormuş gibi direk kucağıma atladı. nasıl da acıkmış, bebeğim benim. o büyük bir iştahla beni emerken ben de oturduğum yerden katsuki'ye vuruyordum.

"nasıl babasın sen? çocuğun acıkmış sen kendini düşünüyorsun."

dudaklarını büzerek enaki'nin yüzüne doğru yaklaştı, haliyle göğüslerime de yaklaşmış oluyordu. "o cenneti yaşıyor, ne diyorsun? kızımın yerinde olmak isterdim." bana gerek kalmadan enaki babasının yüzüne vurdu. tek bir taneyle kalmayıp art arda vurunca kahkaha atmadan edemedim.

"anne kız çok acımasızsınız. bu arada... izuku, senin göğüslerin mi küçülmüş?"

dehşetle yüzüne baktım. bunu söylemeye nasıl cüret edebilirdi? hızla yüzüne tokat attım. kesinlikle yürek yemişti. zaten göğüslerim ağrıyordu, bir de böyle üzerime geliyordu. benim göğüslerim hâlâ büyüktü bi' kere. fiziğimin kötü olduğunu mu söylemeye çalışıyordu? yüzünü buruşturarak yanağını tuttu. "sadece şaka yapmıştım."

"ölmeye meraklı olduğunu bu kadar belli etmemelisin. şimdi kalk, hazırlan. derse geç kalacaksın."

esneyerek örtüyü geri üzerine çekti. yine beni geriyordu, kendime hakim olamayıp patlayacaktım bir gün. "dedim ya, bugün dersim yok."

culaccino - bakudekuDonde viven las historias. Descúbrelo ahora