Gewer'in ne dediğini çok geç anladı. Elini kaldırıp boşvermișcesine sallayıp "Awzer abim için çok korktum, o bizi çok korkuttu" söylediklerini sonra kavradı. Gewer'in sorduğu sorunun cevabı bu değildi. Eli havada asılı kalmıştı. Gözlerini kapatıp Kuruyan dudaklarını ıslattı ve havada asılı kalan elini indirdi. Dudakları bir kaç kez açılıp kapandı ama ne söyleyeceğini bilmiyordu.

Daha fazla dayanamayıp titreyen sesiyle "iyiyim" dedi ve gözlerini açtı.

Mavi hareler tekrar Mavi hareler deydi.

Gewer'in dudaklarına acı bir tebessüm yerleşti ama sesindeki tını bunu inkar eden, dinç bir tonda "hep iyi ol, iyi olup  mutlu olman beni sevindirir"

Zaten mutlu olmasını istiyordu. Onlar bir birinden vazgeçmeye mecbur bırakılmış iki hayattı.

Zerya tereddüt bile etmeden "biliyorum" diye onu yanıtladı. Biliyordu buna yasaklı adının Zerya olduğu kadar emindi.

Gewer çokça özlem dolu bakışlarla bakıyordu. Zihnin de dolaşan seslere kulak vermek istiyordu ama kalbi sağırdı.

Zihni o başkasının karısı helali sana haram çek bakışlarını, yaptığın ailene sana yakışmıyor diyordu.

Kalbi ise bu son, buna hakkın var diye kendisini ikna ediyordu.

Zihnindeki sesleri kapı dışarı edip kapıyı kilitleyip arkasına yaslanırsacasına büyük bir nefes aldı. Sanki bir yel muhtaç olduğu kokuyu ona hediye edercesine Zerya'nın kokusunu getirdi.

Zihnindeki ses kilitlediği kapıyı kırarçasına anında onun kokusu bile yasak soluma dedi.

Bir zamanlar boğulmaktan korktuğu mavilere bakıp "bu kadar kendini kasma, biz her şeyden önce ama çocuklarıyız. Kuzeniz ister istemez karșılașıp bir birimize selam vereceğiz."

Dudaklarından dökülenler diken olup diline batıyordu. Büyük bir nefes alıp içinden bir yakarış gibi bu son olsun yolun yoluma bile denk gelmesin iye dua etti.

Bir zamanlar aldığı her nefese eşlik etsin diye dilek dilediği için, bir daha yolun yoluma denk gelmesin diye dua ediyordu.

Yaşadığını iyi olduğunu bilse yeterliydi. Daha fazlasına dayanacak güç yoktu onda.

Zerya ne konuşacağını bilmiyordu. Karşısındaki adamın çok iyi tanıyordu. Sözlerinden, sesindeki tınıdan bile belliydi "kendimi kasmıyorum, uzun süre sonra görünce şaşırdım" yalandı.

İkisi de bunun bilinçindeydi.

Gewer kuruyan dudaklarını ıslatıp "bir yıla yakın bir süre, gerçekten uzun zaman oldu" diye onu doğruladı.

Daha bir yıla iki ay vardı.

Onunla geçirdiği zaman onsuz geçirdiği zamandan kat ve kat fazlaydı ama onsuz geçirdiği zaman ömründen ömür götürmüştü. Gewer için zulüm olan aylardı.

Zerya onu onaylar bir şekilde sadece "evet" diyebildi.

Kısa ve netti.

Oysa Mavi hareler mavilere hasretti. Son bakışmaları olduğunun bilinçinde daha uzun bakmak istiyordu.

Zerya onun için yasak meyveydi ve başkasının cennetindeydi.

"mutlu musun?"

Zerya gelen soruyla yutkundu ne cevap vereceğini bilmiyordu. Karşındaki adam yeteri kadar üzülüyordu ve onu daha fazla üzmek istemiyordu.

Onun sorusunu yanıtsız bırakarak "sende mutlu ol" dedi.

Gewer içinden sensiz mutluluğun imkanı varmı dedi ama dışarıdan gülümsedi.

Mardin'e Tutsak. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin