3.BÖLÜM•MASKE

Start from the beginning
                                    

Lema yüzünün yıkanmasıyla kendine gelirken gömleğinin kollarını geriye sıvamış, kendisiyle bir bebek gibi ilgilenen Agâh beyi görünce utanarak gülümsedi.

"Kusura bakmayın, sizi uğraştırmış olmalıyım."

Agâh bey onu duymamış gibi havluyla onun yüzünü nazikçe kurulamaya başladığında Lema şaşkınca onu izliyor ve kalbinin heyecanla hızlı hızlı çarpmasına engel olamıyordu. Bir babaya sahip olmak böyle bir şey miydi?

"Duymamış olayım. Seninle seve seve uğraşırım güzelim." Agâh beyin dudakları yukarı kıvrılmışken söylediği cümlelerle ve hareketleriyle Lema'nın babasına aşık bir kız çocuğuna yavaş yavaş dönüştüğünden habersizdi.

Agâh bey ve Lema yemek salonuna girdiklerinde Lema herkesin onları beklediğini anlamıştı. Derin bir nefes verirken üstündeki bakışlarla ister istemez geriliyordu. Reha ve Deha'nın arasında kalan boş sandalyeye oturduğunda masadaki sessizliğin sebebi herkesin gözünü bile kırpmadan onu izliyor olmasıydı. Lema boğazını hafifçe temizleyerek konuştu.

"Günaydın."

Herkes sırayla 'günaydın' demeye başlarken Agâh beyin oturmasıyla herkes yemeklere saldırmaya başlamıştı. Lema bir kuş sütünün eksik olduğu kahvaltı masasına şaşkınca bakarken Reha ve Deha'nın iki elden tabağını doldurduğunu gördü. Geniş ve büyük olan masada Lema'nın uzanamayacağı her şeyi onun tabağına koyuyorlardı.

"Bu çok fazla bana." Reha ve Deha doldurmaya devam ettiğinde dehşet içinde sesi yükseldi.

"Mümkün değil bitiremem!" Duyduğu kıkırtılarla Lema sessizce homurdanırken Akarcalı'ların yeni oyuncağı olduğunu anlamıştı.

"Doyduğunda bırakırsın abim. Reha, Lema'nın tabağına gözleme de koy aslanım. Akel hepsini bitirecek yoksa." Eflah'ın dediğiyle Lema'nın gözleri Akel'in tabağına kaymıştı. Gözlemelerden oluşmuş küçük tepeye bakarken yanaklarının içini dişleyerek gülmemeye çalıştı.

"Ha ha ha. Bu mükemmel bedenimin daha da mükemmel olması için yemek yemeye ihtiyacı var. Siz ne anlarsınız?" Akel gözlerini devirerek konuştuğunda haylaz bakışları sık sık Lema'ya uğruyordu.

"Kahvaltını ederken bize biraz kendinden bahsetmek ister misin? Seni daha iyi tanımak istiyoruz." Agâh bey sakin olmaya çalışsa da heyecanlı çıkan sesiyle Lema hafifçe güldü ve hevesle başını salladı.

"Kendi YouTube kanalım var. Buz pateni yapmayı çok seviyorum ve şimdiye kadar da iki filmde oynadım. Birkaç reklam da yer aldım ve modellik de yaptım.Kendimce bir kitlem var." Lema bunları hızlı hızlı söylerken bir yandan pankekine Nutella sürüyordu.

"Bunları zaten biliyoruz. Sosyal medyayı sallıyorsun!" Berge'nin sitemle söylediği cümleler Lema'nın hoşuna giderken çikolatadan gözükmeyen pankekinden kocaman bir ısırık aldı.

"Bu tiple fenomen olmuş bir de. Şu tatlılığa bak gören aşık oluyordur." Berge kısık bir sesle sitemini sürdürürken gözleri kendinden geçmiş gibi çikolatalı pankek yiyen kızdaydı. Lema çikolatalı pankekinin arasına çilek sıkıştırdığında anlatmaya devam etti.

"Resim çizmeyi, müzik dinlemeyi, dans etmeyi..."diye sayarken başını tabağından kaldırdı ve ışıldayan gözlerle onlara baktı. "Kısaca eğlenebildiğim her şeyi severim!" Herkes kahvaltısını bırakırken hepsinin gözleri yüzünün her yerine çikolata bulaştırmış olan Lema'daydı. Burnunun ucuna bile nasıl bulaştırdığını kimse anlamazken üstünde ki ayıcıklı pijamalar da tuzu biberi olmuş,onu tam bir çocuk gibi göstermişti. Saniyeler sonra bir kahkaha tufanı masada yankılanırken  Lema şaşkınca onlara bakmaya başladı.

KAN BAĞIWhere stories live. Discover now