XXV sımul dasod

20.1K 1.7K 1K
                                    

(∩`-')⊃━━☆゚

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

(∩`-')⊃━━☆゚.*・。゚

başlamadan önce ufak bir not
cinsel çekim, biriyle birlikte olmak için yanıp tutuşma halidir. O kişiyle vücutlarınızın birleşmesi için karşı konulmaz bir istek duyarsınız. bu durumun normalde sahip olduğunuz kişilikle, doğru an olup olmamasıyla bir ilgisi yoktur.

Etrafında dönüp durduğum hikayenin içinde nereye savrulduğumu, sonunda ağaçtan düşen elmaların kimlerin kapısına yuvarlanacağını, bu hikayenin kötü adamının kim olduğunu ve bunun bir çocuk masalı mı yoksa hayatın gerçeklerini zihnime çarpacak bir tolstoy klasiği mi olduğunu bilmiyordum. Kirlenmenin gençlik dizilerinde anlatıldığı kadar zevkli olup olmadığından habersiz tüm benliğimle onun tarafından kirletilmek istiyordum.

Kim olduğumu sorguluyordum, sabah yemek masasındaki sanat dergisinin kapağında Géricault olmadığı için babamla aramda The Raft of Medusa üzerine bir sohbet geçti, hâlâ Kim Taehyung'um. Picasso'nun mavi dönem eserlerinden birini canlı görebilmek için kendimi ateşe atabileceğimi söyleyerek o masadan kalktım. Hâlâ olduğum kişiyim, Andre Gide okurken elimde olmadan tüm cümleleri zihnimde kazıyarak geldiğim yolun sonuna ulaştım hâlâ Kim Taehyung- ama ben olmayan bir şeylerin yakama yapıştığını biliyorum.

Gide'yi okuyorum, dar kapıdan girmeye çabalayın. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır, dar kapıdan girmek için kendimi kaybettiğim kadar kaybediyorum.

Üç saattir ders çalıştığım okul kütüphanesinin koca kitaplıklarının arasında converselerimi yere sürterek aradığım kitaba göz gezdirirken ayakkabılarımın bağcıklarının açıldığını görüşümle ortada öylece durmamak adına bedenimi biraz kenarı çekmiş, bağcığımı bağlamak için aşağı doğru bir hamlede bulunmuştum. Hamlem arkamdan belime sarılan bir el tarafından kimsenin uğramadığı ansiklopediler bölümündeki raflardan birine çekilerek yarım kaldığında sırtımın hafifçe çarptığı kitaplarla gülümser ifademle karşımdaki Jungkook'a bakmıştım. Yine de bu gülümseme yüzümde çok uzun süre yer edinmemişti.

"Jungkook, etrafına bak."

Fısıldayarak söylediğim şeyle, ellerinden birini başımın etrafından geçirerek arkamdaki kitaplığa yaslamış; gözlerini yüzüme odaklamıştı. Evet- şuan bir dramanın tam ortasındaydım ve kitaplıkların arasında onun tarafından sıkıştırılmıştım. Antrenmandan çıktığını üzerindeki kolsuz formasından görebiliyordum, bu formanın gözlerime kazandırdığı tek şey onun nereden geldiğini anlamak değildi. Göğsü aldığı nefeslerle inip kalkarken, gerilip gevşeyen güzel omuzlarını görebiliyordum. Terlediği için alnına yapışmış saç tellerini, onu incelediğimi fark ettiğinde ukala bir tavırla kıvrılan dudağını da.

paper and scissors ∤ taekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang