BÖLÜM 13

1.2K 89 17
                                    

Oy vermeyi unutmayıın!

Çağandan 

Karakoldayız.. Ardayla barda kızları bulamamıştık. Sonradan telefon gelince karakolda olduklarını öğrendik. "Bakın polis bey. Sadece görüp çıkacağız." Arda polisi içeri girmemiz için  ikna etmeye çalışırken bende berzanın elinden kurtulmaya çalışıyordum. "Berzan tamam bırak bir şey yapmayacağım." 

"Abi bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama sana güvenmiyorum. Polise saldırmak ne demek ya?" oflayıp gözlerimi kapattım. "Bakın beyefendi. Şu an ortalık çok karışık ve herkes içeride yakınlarını görmek istiyor. Şu anlık görüşmeleri yasakladık. Lütfen daha fazla zorluk çıkartmayın." Arda oflayarak yanıma geldi. "Yok! adam Nuh diyor peygamber demiyor."

"Bak ben şimdi nasıl içeri giriyorum." 

***

"Şikayetçiyim bu adamdan!" gülüp ellerimi polise uzattım. "Buyurun atın beni nezarethaneye" polis kısa bir süre bana baktıktan sonra kolumdan tutup ilerletmeye başladı. "Bu kadar karışıklığın içinde bir de sizle uğraşıyoruz ya." 

nezarethaneye geldiğimizde duyduğum şarkıyla yüzümü buruşturdum. Gözlerim Tuanayı ararken Ülküyle aynı nezarethane de olduğunu gördüm ve bu ses de Ülküye aitti. "Düştük mapus damlarına öğüt veren çok olur, toplasam o öğütleri buradan köye yol olur, toplsam o öğüt- anaa eniştem!" Ülkünün dediğiyle Tuana direkt başını kaldırdı beni görünce ayağa kalktı. Polis kapıyı açıp beni içeri koyduktan sonra kapıyı tekrar kilitleyip gitti. Tuana direkt gelip bana sarıldığın da ben de ona sarıldım."Aşk kuşları ya!" Ülkü yanına ki kızı omuzunla dürtüp bizi gösterdi. "Ben bunlardan başka aşk tanımıyorum." diyip kızı dürtmeye devam etti. Anlaşılan hala kafası güzeldi.

Tuana benden ayrıldığında yüzün avuçlarımın içine aldım. "İyi misin?" başını salladığında tekrar göğsüme çektim. Tuana bir anda benden ayrıldığında kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Sen nasıl buraya düştün?" aklıma geldiğinde gülmemi tutamadım. "Berzana kafa attım."

"Ne! Nasıl?" 

"Seni görmeme izin vermiyorlardı. Sonra plan yaptık berzana kafa attım o da bende şikayetçi oldu." 

"Ya tutmayın buralarda böylesini ya!" Ardanın sesi kulaklarıma geldiğinde arkamı döndüm. Polis kolundan tutmuş buraya getiriyordu. Polis kapıyı açıp içeri koyduktan sonra kapıyı kilitleyip gitti. "Vay! bizim tayfa da buradaymış." Ardaya gülüp ellerimizi birleştirdik. "Sen Berzana ne yaptın?" dedi Tuana. "Ben berzana bir şey yapmadım çocuğa yazığım geldi bende oradan rastgele bir tanesine sataştım." Ülkü ardanın önüne gelip ona sarıldığında düşecekken arda belinden tuttu. "Bak kız!" deyip dürttüğü kıza seslendi. "Bu da benim wolf bakışlım. Ya da bakma dön önüne!" Ülkü eliyle ardanın gözünü kapattı. Burada ki çoğu kişin kafası güzeldi.  En çok da Ülkünün!

Tuanayı da alıp yere oturdum sırtımı parmaklıklara dayadım. Onu da yanıma oturtup başını göğsüme yaslamasını sağladım. "Düştüğümüz hallere bak ya?" belinde olan elimle onu daha çok kendime çektim. "Boş ver ya. Hem bir değişiklik oldu. Buranın havasını güzel." karnıma hafiften vurduğunda güldüm. "Şu an benim mis gibi yatağım evimde dururken neden bu betonda uyuyorum." 

"Bir düşün bakalım neden buradasın?" kısa bir sessizlikten sonra itiraz etmeye başladı. "Kız sana tren görmüş öküz gibi bakıyordu ne yapsaydım?" dediğine gülüp çenemi başına yasladım. "Kıskandın yani?"

"Yanii. Biraz olabilir?" 

"Kız bak gözünü oyarım senin dön önüne." Ülkü hala buradakilerle atışmaya devam ediyordu. 

{BERDEL} ÇAĞTUDonde viven las historias. Descúbrelo ahora