BÖLÜM 11

1.4K 99 12
                                    

Oy vermeyi unutmayıın.

------------------------------------------------------------------------------------------

"Çağan Efe Ak. Vurulduğu nedeniyle buraya getirilmiş" Berzan danışmanla konuşurken buğulu gözlerim arasında etrafıma bakınıyordum. Vuruldu haberi geldikten sonra Berzan yanında olan korumaları aramıştı kolundan sıyırdığını söylemişlerdi. Berzan ne kadar evde durup gelmesini bekleyelim dese de hastaneye gitme fikrimde karalıydım ve gelmiştik de.  "Bir dakika beyefendi hemen bakıyorum... Evet. Şu anda müşahede odasında. 2. kata çıktığınızda hemen karşınızda olacaktır." 

"Peki tamam sağ olun. Yenge.." Berzanın yönlendirmesiyle 2. kata çıktık. Müşahede odasının önündeki korumalar bizi görünce yüzleri değişik bir hal almıştı. "Berzan abi Ağam yengeyi getirmemeni iletmişti." 

"Sıkıntı değil. söylerim ben." müşahede odasının önünden çekildiklerinde içeri girdik. İçeride doktor, bir kaç koruma ve Çağan vardı. Doktor onun önünde olduğu için görmemişti bizi. Korumalar anında bize döndüğünde doktorda geri çekilmişti. Bizi karşısında gördüğünde anında yüz hatları gerilmişti.

Arkasında ki korumalara bakıp bize döndü. "Tuanayı getirmemeni söylemiştim Berzan! Ne işiniz var burada" hafif yan dönmüş kolunu gizlemeye çalışıyordu. 

"Abi-" 

"Ben istedim" dedim berzanın sözünü kesip. "Ben istedim beni getirmesini onun bir suçu yok" derin bir nefes verdi arkasındaki korumalara döndü. Korumalar hepsi bir bir dışarı çıktı sonra arkalarından doktorda..

"İyi misin abi?" dedi Berzan Çağana yaklaşırken. "Biraz sözümü dinlesen daha iyi olacağım Berzan!" her ne olursa olsun sanki Berzan onun için ayrıydı. Her anlamda öyleydi. Ona güvenmesi, güvenerek benim yanıma göndermesi, ona kızamaması.. 

"Peki sen inatçı hanım? Neden benim sözüm dinlenmiyor" hafif bir tebessüm edip hemen kendimi düzelttim. "Abartma sende ya! Sanki kötü bir şey yaptık merak etmekte mi suç" gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Sarı loş ışıkta pekte belli olmayan Ela gözlerinin dikmiş masum bir şekilde bana bakıyordu. Hafifçe gülerek önüne döndü. Of of..

"Ceketimi ver Berzan." berzan hafif telaş içinde koltuğun üzerinde duran ceketi aldı. "giydireyim mi abi?" 

"He Berzan ben şöyle gömleğimin kolunu tutayım sende giydir olur mu?" onların bu hallerine gülmemek elde değildi. "Ne dedim sanki ya!" dedi berzan isyan edermişçesine. "Yenge sen söyle ne dedim ben şimdi." dedi berzan isyanına devam ederek. 

"tamam berzan sen haklısın hadi oyalanmayın geç oldu." Çağan ceketini giyip ayağa kalktı. Yüzünü buruşturduğunda canının yandığını anlamıştım. "İyi misin?" kafasını kaldırıp bana baktı. Kafasını sallayıp yanımdan geçip dışarı çıktı. 

"Buyur yenge." berzanı onaylayıp bende çıktım. Çağan korumalarla konuşurken yanından geçip merdivenlerden inmeye başladım. Hastaneden çıktığımda derin bir nefes verip onları beklemeye başladım. çıkışa doğru giderken birinin omzuma dokunmasıyla hemen arkamı döndüm. Halili görmemle ufak çaplı bir şok geçirsem de hemen kendimi düzelttim. "Merhaba" 

"Merhaba?" 

"Hastaneden çıkarken gördüm de bir sorayım dedim."

"Ha şey ufak bir kaza oldu da onun için. Senin ne işin var burada? Yoksa Ülkü-"

"Hayır hayır. Ülküye bir şey olmadı. Hatta o da bu aralar seni soruyordu. Ben bir arkadaş için geldim. Ziyarete."

"İyi o zaman. Geçmiş olsun. Ülküye selamlarımı ilet-"

"Buyur birader?" Halilin arkasından çıkan Berzanı görünce göz devirdim. "Sen kimsin ?" Berzan halilin önüne geçti. "Ben kim miyim?" Berzan sağa sola baktıktan sonra bir anda Halile kafa attı. Halil yere düştüğünde berzan daha ileriye gidecekken hemen kolundan tutup geriye çektim. "Berzan ne yapıyorsun!" onu bırakıp Halile döndüm. "Halil iyi misin?" benden destek alıp ayağa kalktığında Berzan kolumdan tuttu. "Yenge bu oruspu çocuğu seni rahatsız etmiyor muydu?" derin bir nefes verip saçlarımı geriye attım. "Ya bir işe de karışmayın be! Bir işe de karışmayın!" yerde duran çantamı alıp Halilin kolundan tuttum. "Burnun kötü görünüyor gel pansuman yaptıralım." 

"Hayır gerek yok. Sen git daha fazla olay olmasın."

"Olmaz gel hadi hastanenin önündeyiz zaten." fazla itiraz etmedi canı acıyordu belliydi.  Hastaneye girdiğimiz anda Çağan karşımda durdu. "Ne işi var bu gevşeğin senin yanında" dedi Halile bakarak sonra bana döndü. "Ve nereye gidiyorsun?"

"Ağzını topla gevşek mevşek hayırdır?" gözümü kapatıp derin bir nefes verdim.

"Toplamazsam ne olur lan-" Çağan üstüne yürüdüğü sırada onu durdurup önüne geçtim, kulağına yaklaştım. "Allah için git Berzanın yanına ben geliyorum. Daha fazla olay olmasın." geri çekildim. Beni baştan aşağı süzdüğü sırada çenek kasları daha da kendini belli etmişti. Benden gözlerinin çekip arkamda duran Halile dikti. "Senle işim bitmedi." hastaneden çıktığı sırada derin bir nefes verdim birde bu ikisinin kavgasını çekemezdim. 

halili pansuman odasında götürmüştüm. Acilen gitmem gerektiğini söyleyip çıkmıştım odadan. Hastaneden çıktığım sırada berzanı gördüm arabanın önünde. Adımlarımı hızlandırarak arabaya yürüdüm. Arabanın önüne gelince Berzan yüzüme bakmadan arabaya bindi. derin bir nefes verip sertçe kapıyı açtım. Arabaya binip sert bir şekilde de kapıyı kapattım. 

Sarı loş ışık yavaşça sönmeye başladığında arabanın içi zifiri karanlık olmuştu. En sevdiğim.. Şu an ikisinin de tribini çekemezdim. Gerçekten çok yorulmuştum. Ama öyle lafta değil gerçekten çok yoruldum..

***

Korumalar kapıyı açtıklarında o önden ben ise arkasından girmiştim. Elimde ki çantayı portmantoya astım. Üzerimde ki kabanı çıkarırken hala gözlerimle onu takip ediyordum. Yavaşça geçip koltuğa oturdu. Gözlerinin kapatıp kafasını arkaya yasladı. "Ağrın mı var?" dilini damağına vurdu. "Peki" yavaşça yukarı çıktığımda konuşmaya başladı. "O şerefsizle bir daha konuşmanı istemiyorum." 

Durup gözlerimi kapattım. Yavaşça ona döndüğümde hala gözleri kapalı ve aynı pozisyonda duruyordu. "O niye?" 

"Ben sadece söyledim bir daha konuşmanı istemiyorum." 

"Ben de nedenini söylemeni istiyorum?" 

"Nedeni bende kalsın. Gün gelince öğrenirsin. Zaten biliyorsundur da." 

"Evet az çok ne dediğini biliyorum. Halilin hala beni seviyor olmasından bahsediyorsun. Bunun bende farkındayım. Ama ben onun beni sevmesine karşılıksızsam bu iş burada bitmiştir. Bu artık ne seni ne de beni ilgilendirir." 

"Seni ilgilendirmeyebilir ama beni ilgilendirir." dedi net bir şekilde. Gözlerini açıp o da bana baktı. "Sen benim karım isen bundan sonra seninle ilgili  olan her şey beni ilgilendirir." gözlerine bakmaya devam ederken kafasını çevirdi. "Şimdi son kez söylüyorum. O şerefsizle bir daha görüşmeyeceksin." tekrardan gözleri beni bulduğunda bu sefer ben gözlerimi çektim. Bir şey demeden hızla yukarı çıktım.  

Kapıyı kapatıp derin bir nefes verdim. Yavaş adımlarla yatağıma geçip oturdum. Gerçekten çok yorgundum. Üzerime baktım. Üzerimde yine bilekte biten salaş elbise vardı. Şu üzerimdekini indirecek halde değildim. Ayağımda ki sporları çıkarıp yatağa uzandım. Yatağın üzerinde duran pikeyi alıp üzerime çektim. Yarım yamalak örtülse de yinede örtülmüştü. 

Bu aralar ne kadar bir şey düşünmeden uyuyacağım desem de zihnim buna izin vermiyordu. Gerçekten uyurken aklıma bin bir türlü şey geliyordu. Ve ben hangi birini düşünsem diye uğraşırken kendimi delirmiş gibi hissediyorum. Bu gece de o gecelerden biriydi tek farkı ise bu gece ne düşüneceğimi biliyordum..

kestiik!

Naassınız? Eywallah bende iyiym.

Bölüm nasıldı?

Oy vermeyi unutmayın

Uğurbeeeee




{BERDEL} ÇAĞTUWhere stories live. Discover now