Bizi yaka paça dışarı artıklarında yere düştüm inleyerek. Barın kapısını kapattılar. Ellerimi yerden çektiğimde kanadığını gördüm. Dylan'a döndüm ardından.

İnleyerek yerden kalkarken hızla yanıma geldi. "İyi misin?" İttim onu.

"Uzak dur benden." Kendim ayağa kalkıp yürümeye başladım. Onun yüzünden bardan kovulmuştum, onun yüzünden yumruk yemiştim, onun yüzünden ellerim kanıyordu şuan. Rezil etmişti bizi resmen.

Kolumdan tutup beni kendine çevirdiğinde tekrar ittim onu. "Zarardan başka bir şey değilsin Dylan!" diye bağırdığımda durdu. Yüzüne düşen sarı sokak lambasının ışığıyla bana baktı.

"Eline bakayım, dudağın da kanı..."

"Bakma!" diye bağırdım bu sefer de. "Senin yüzünden olduğunu görmüyor musun! Neyin peşindesin sen?!" Elini ittim kolumdan. "Buraya geliyorum, ilk askerlik arkadaşınmışım gibi davranıyorsun..." Yüzünü buruşturarak geri çekildi.

"Ah, başlama yine."

"Sonra saçma sapan davranıp resmen dalga geçiyorsun benimle, ardından seninle yatmamı bekliyorsun." Elimi salladım ona doğru. "Kafan falan mı iyi?"

"Benden ayrılan sensin ve birleşmemizi istiyorsun ama peşinden koşan yine benim." Gözlerimi devirerek ona arkamı döndüm ve eve yürümeye başladım. "Tek bildiğin kaçmak zaten." dedi yanımda yürürken.

"Kes sesini." dedim öfkeyle. "Sadece içine sıçtığın günümü güzel bir uyku ile bitirmek istiyorum." Sustu, bir şey demedi. Sessizce eve yürümeye devam ettik.

Geldiğimizde açtı anahtarla. Direkt onu sollayıp yukarı çıkacaktım ki elimi tuttu yavaşça. "İnat etme, bakayım işte eline." Derin bir nefes alarak ona döndüm.

"Sonra beni rahat bırakacak mısın?" Başını salladı hızla.

"Sonra seni kesinlikle rahat bırakacağım." Beni yukarı çıkarmasına izin verdim. Kaldığım odaya girdik. Beni yatağa oturttu ve odadan çıktı.

Geri gelip batikon ile avuç içlerimi temizlerken onu izliyordum. Koyu kahverengi saçları önüne düşüyordu ve güzel gözüküyordu, olması gerekenden fazla. Avuç içlerimi ne ara sardığını anlamadım bile. Bana baktı, dudakları kıvrıldı yavaşça ve pamuğu patlamış dudağıma yaklaştırdı.

"Bana daldın, değil mi?" İtiraz etmedim. Ama hâlâ bugün için ona sinirliydim.

"Sana dalmam, seni affettiğim anlamına falan gelmiyor. Ottan boku çıkardığın için, kusura bakma ama yanlış anlama diye söylüyorum." Gülerek başını iki yanına sallarken ilk yardım aletlerini yere indirdi. Ardından bana yaklaşıp elini omzuma koydurdu. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

"Bu gece bana bunun cezasını vermek istemez misin?" Kulak mememi dişlerinin arasına aldığında sertçe yutkundum. "Tommy tarafından cezalandırılmak istiyorum."

"Neyin peşindesin Dylan?" dedim hafif gülümseyerek. Elini kaldırıp pantalonumun üstünden aletime koydu. Ardından dudaklarını boynuma yaklaştırdığında ana kapılıp onun için araladım biraz daha.

"Bunun." dedi eliyle okşamaya devam ederken. Kollarından tutup onu yatakta altıma aldım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Altındaki pantalonu kendisi çıkardı hızla. Benim kemerimi de çözdüğünde dudaklarımızı ayırdım ve kendim çıkardım. Tekrar dudaklarına bastırdım ardından dudaklarımı. Dilimi gönderip onunla buruşturdum.

Elleri kalçalarıma kaydığında dudaklarımdan bir mırıldanma döküldü. Çekmece açıp krem çıkarttığında alıp kenara koydum yavaşça. Dudaklarımı küçük öpücükler bırarak boynuna indirdiğimde bacaklarını araladı.

Onu hazırlamama izin vermedi ve saçlarımdan tutarak kendine çekti beni. Kulağımın altını öptü. "Amacın beni cezalandırmak değil miydi?" diye sorduğunda şaşkınca gözlerine baktım.

"Bunlar bana geri dönecek mi peki?" diye korkuyla sorduğumda güldü. Zaten onu zar zor alıyordum kendime, beni artık ilişki sırasında hazırlamazsa ne olur kestiremiyordum.

"Hayır bebeğim."

"Canın yanarsa?" diye sorduğumda saçlarımı okşadı.

"Yanmaz, hadi." Başımı salladım ama yine de kremle hafif yardımcı oldum ona. Ardından yavaşça içine dolduğumda başını inleyerek geriye attı ve dişlerini sıktı.

"İyi misin?" diye sorduğumda başını salladı. Ardından dudaklarımı öptü tekrar.

"Devam et." Ben de tekrar dudaklarımızı buluşturdum ve hareketlenmeye başladım yavaşça içinde. Hissettiğim zevkle daha sert öpmeye başladım dudaklarını. Ardından hareketlerimi hızlandırıp sertleştirdikçe dudaklarıma bıraktığı inlemeler de arttı.

"Çok iyisin..." dedi inleyerek. Tekrar çekiştirdim dudaklarını zevkle. Odada aynı tok sesler duyulmaya devam etti Dylan'ın inlemeleri eşliğinde. Birkaç dakika sonra hafif geri çekilip dolduğunu anladığım için ona yardımcı oldum ve bana doğru boşaldı.

Yorgun vücudunun üstünde hareketlerime devam ettim zevk patlamalarıyla. Kollarını boynuma dolayıp dudaklarımı öpmeye ve kirli sözcükler söylemeye devam etti. Birkaç dakikanın ardından büyük bir inleme ve zevk patlaması ile içine bıraktım kendimi.

Nefes nefese yavaşça bir süre daha gelgit yaptım ve durdum, içinden çıkmadan başımı omzuna yerleştirdim ve gözlerimi kapattım toparlanmak için. O da nefes nefese beni bekledi.

Kendime geldiğimde içinden çıkıp yanına bıraktım kendimi. Kapalı gözlerinin ardından toparlanmaya çalışmasını izledim. "İyi misin?" diye sorduğumda gözlerini açtı yavaşça. Kolumu üstüne atıp ona sarıldığımda elini kolumun üstüne koydu.

"Mükemmelim." Bana çevirdi başını. Belimden tutup beni kendine yapıştırdığında başımı hafif kaldırıp gözlerine baktım. "O zaman biz..." Dudaklarını boynuma bastırdı.

"O zaman biz ne?" diye sordum ve dişlerini geçirdi hafifçe boynuma. İnledim.

"Barıştık mı?" Güldüm.

"Hayır." dediğimde dudakları dururken geri çekildi hızla. Şokla bana baktı.

"Ne demek hayır?" Omzumu silktim.

"Baya baya barışmadık." Kaşları havalandı. Bana bakmaya devam etti.

"Beni resmen kullandın." Güldüm. "Beni resmen becerip atıyorsun şuan."

"Hayır." dedim yüz ifadesine gülerek. "İlk seviştiğimizde de barışmamıştık hâlâ. O zaman da ben alttaydım."

"Orda da sen barışmamak istemiştin!" diye itiraz ettiğinde daha çok gülmeye başladım.

"Dylan, beni cidden bununla kandırabileceğini düşündün mü?" Düşünmüş olmalı ki ofladı. "Barışmadık daha."

"İyi ya." dedi doğrulup yerden kıyafetlerini alırken. "Ne halin varsa gör." Atarlı haline güldüm tekrar. Pantalonunu giyip sinirli bir şekilde bana döndüğünde gülümsemem silindi.

"Gerizekalı." diyip yanaklarımdan sertçe kavradı ve öptü sıkıca. Geri çekilip ayağa kalktığında tekrar güldüm. Odadan çıktı.

Ellerimi başımın altında birleştirip sırıtarak tavana bakmaya başladım.














Benim Paris'imde Dylan ve Thomas var aga, Talulah kimmiş.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. Sonra görüşürüz!

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now