1. Bölüm

2.5K 91 31
                                    

Güzel bir yolda ilerlemek dileğiyle, keyifli okumalar diliyorum.

Başladığınız tarihi yazar mısınız?

6 yıl önce 23 Aralık 2016

Yağmur tüm şiddetiyle birlikte cama taneciklerini düşürürken bu havada en çok keyif alacağım şeyi yaparak kendime koca bir kupa kahve yapmıştım. Penceremin kenarındaki ufak koltuğa geçip oturduğum sırada elim istemsizce telefonuma gitmişti.

Aytaç dışında herkesten bildirim geldiğini görmemle oflayarak telefonu kapatıp yanıma koydum.

Aytaç, hayatımın aşkı diyebileceğim, her şeyim olan adam. Aytaçla 10 yaşından beri tanışıklığımız olmuş olsada birbirimize daha iki ay öncesinde açılmıştık.

İlk karşılaşmamız bodrumda bulunan yazlığımızın hemen alt sokağında bulunan çocuk parkındaydı. O küçük yaşta bile onu görmemle kalbim farklı ritimlerde atmaya başlamıştı.

Parkta tanışıp arkadaşlık kurmuş ve birbirimizin yazlık arkadaşı olmuştuk. Her yaz okullar tatil olduktan sonra ikimizde ailelerimizle yazlıklarımıza geliyor, sadece o üç ay boyunca görüşüyorduk.

İki yıllık süreç böyle geçip gitmişti, ta ki ben 12 Aytaç da 13 yaşına gelene dek. 2010 senesinin yazında yazlığa geldiğimizde Aytaçların evinde çok farklı yüzler görmüştüm. Anneme merakla sormuş olduğum sorunun cevabı oldukça hüzünlenmeme sebep olmuştu.

Aytaçın annesi Fatma abla bu kış vefat etmişti. Aytaç zaten baştan beri babasının olmadığını söylüyordu, yani annesi de gidince anneannesi yazlığı satma kararı almış.

Hem bir daha Aytaçı göremeyecek olmanın hüznü, hem de Aytaçın içindeki acısını düşündükçe oturup ağlamıştım o yaşta.

O gün Aytaçla tanışmış olduğum parka gidip salıncağa oturmuş ve geç vakitlere kadar orada sallanmıştım.

O üç ay hiç olmadığı kadar keyifsiz ve sıkıcı geçmişti benim için. Sonrasında tekrar koca bir kış geçmiş ve tekrar yazlığımıza gitme vakti gelmişti.

Yazlığa geldiğimizde yüzüm düşük bir şekilde bir yandan da koca valizimi çekiştirerek eve giriyordum ki yan taraftan sesi oldukça tanıdık olan birinin ismimi seslenmesiyle bakışlarımı yerden kaldırmıştım.

Yan bahçede, bahçeleri birbirinden ayıran direklere çıkmış bir şekilde Aytaç bana sesleniyordu.

Kalbimdeki koca kıpırtı ve heyecanla elimdeki koca valizi bırakarak ona doğru koştum. 2 yıldır görmüyordum ve oldukça çok büyümüştü. O kadar değişmişti ki, gözlerindeki o parıltı artık yok gibiydi. O zamanlar Aytaç 14 yaşındaydı, fakat yinede yaşından olgun bir şekilde duruyordu.

Anneannesi yan tarafımızdaki evi satın almıştı, ve o yaz öğrenmiştim ki Aytaç da anneannesiyle birlikte İstanbula taşınmış. Normalde annesi ile birlikte Bursada yaşıyordu.

O günden sonra yazlık dışında İstanbulda da görüşmeye başlamıştık. Çoğu zaman iki yakın dost gibi takılır, birbirimize bütün sırlarımızı anlatırdık.

Yıllar geçti, birlikte büyüdük. İkimizde iki genç birey olduk. O 19 yaşında girdiği dönemler ben daha 18'imi doldurmaya bir müddet süre varken birbirimize açıldık.

Zaten onun öncesinde sürekli kıskançlık ve iltifatlar başlamıştı.

Şimdi ise iki aydır giden oldukça güzel bir ilişkimiz bulunuyordu.

İNKİSAR Where stories live. Discover now