2.2

800 105 121
                                    

3 yıl sonra, şimdiki günümüz

Yongbok elindeki birayı, sojunun içine döküp karıştırdığında yüzündeki ifade gülünçtü. Chan ise onun karşısında onun bu durumuna içten içe üzülse de gülümsemeye çalışıyordu. "Acaba geri mi dönsem hyung?" Yongbok içtiği bardağı masaya koydu ve elini çenesine yasladı.

"Geri dönebilmek için güce ihtiyacın olmalı. Hyunjin, artık farklı gibi. Bilmiyorum, kardeşim olmasına rağmen onu anlayamıyorum." Chan konuşmaya devam ederken, Yongbok'un içi hâlâ onun adını duyduğunda kasılıyordu.

"Ne açıdan değişti? Ben yokken neler oldu? Geleli birkaç ay oldu Amerika'dan ancak hâlâ onun adını sosyal medyaya yazıp attığı gönderilere bakabilecek gücüm yok."

Yongbok, yurt dışından geldikten sonra Busan'da teyzesinin küçük otelindeki bir odada kalmaya başlamıştı. Henüz diğerlerine geldiğini söylememişti ancak dün attığı postta bulunduğu yerin fotoğrafını çekmişti. Gruplarından sadece Chris ile konuşuyordu, ona da diğerlerine söylemesini istememişti. Günleri, rüyaları hep Hyunjin'le yaşayacakları karşılaşmayı düşünerek geçmişti.

"Jeongin ile sevgili olmuşlar."

Yongbok bir süre bardağına çevirdi bakışları. Sessizce yutkunurken mırıldandı.

"Unutursun demiştim, unutmuş."
Chris onun mırıldanmasını duymadı bu nedenle devam etti.

"Hatta 1. Yıllarını kutladılar geçen hafta. Bizim de yeni haberimiz oldu."

Yongbok garip ifadeyle Chris'e döndü.
"Ama bu çok saçma nasıl bu kadar hızlı unutmuş olabiliyor? Evet çok uzun sürmedi, 1 yıl bile olmamıştır belki de ama..."

"Açıkçası bilmiyorum. Hyunjin, o hiç seviyor gibi değil. Sosyal medyaya başka bir sevgi taşıyorlar, normalde de böyle davranmaya çalışıyorlar ancak onun yüzünde mutluluk hiç yok." Chris konuşmayı bıraktığında, Yongbok'un moralinin iyice çöktüğünü farketti.

"Neden onu geri kazanmıyorsun?" Yongbok kendisine gelen tavsiyeyle kafasını kaldırdı.

"Seni tabii hemen kabul etmeyecek, biraz bağırır biraz da seni nefrete boğar." Yongbok kafa salladı. "Ama vazgeçme, biliyorum onu ben. Sana senden nefret ettiğini söylerken, gözlerine bakarsan anlarsın zaten hâlâ sana aşık olduğunu."

Yongbok son kez içtiği bardağı masaya hızla vurdu. "Ne zaman geri dönüyorum o zamaaan?" Chris gülümsedi.

"Hyunjin birkaç gündür dans kursunda öğretmenlik gibi bir şey yapıyor. Biliyorsun bu aralar hava yağmurlu, onun da şemsiyesi bayadır yok. Sürpriz yapsana."

Yongbok, kafa salladı. "Umarım herkesin ortasında beni tekmiklemeye başlamaz."

---

Yongbok yaklaşık bir buçuk saattir dans kursunun önüne bekliyordu. Yağan yağmurun altında bekliyordu. Şemsiyesini bilerek açmıyordu, ona ıslak şemsiye uzatmak istemediği için. Ellerini cebinden çıkarıp birbirine sürttü ve biraz da üfledi. Burnu şimdiden kıpkırmızı olmuştu. Uzunca beklemenin ardından onun sesini duyduğunda duruşunu düzeltti ve şemsiyeyi kolunun altına sıkıştırdığı yerden aldı.

Yüzüne koyduğu bir gülümseyle çıkış kapısında duruyorken o an ikinci bir ses farketti.

"Al bakalım şu şemsiyeyi. Hasta olunca sarılmama izin vermiyorsun."  Yongbok hemen arkasını döndü ve konuşanın Jeongin olduğunu idrak etti. O an ikisi kapıdan çıkıp, kendisinin ters yönünde yürüdüğünde Yongbok olduğu yerde duraksadı. Ne yaptığını sorguladı. Sevgilisi olan birine bu şekilde yanaşmak yanlış geldi birden.

Önüne döndüğünde ikisinin yol boyunca, tek bir şemsiyenin altında yürüdüğünü gördü. "Zamanı değil Yongbok, unutma Jeongin bunları planlamıştı. Kucuk orospu."

Yongbok hiç ciddiyetini bozmadan akşam vakti siyah güneş gözlüğünü takıp arabasına bindi. Şemsiyesini yan koltuğuna atıp yağmur olsa da arabasının üstünü açtı. Sessiz sokağı bozacak derecede hızla gaza bastığında, hâlâ onların kendisini farketmediğini görmüştü. Hızla arabayı hareket ettirdi ve onlara yanaştı. Yüzüne hafif bir gülümseme bıraktı ve sarı saçlarını dağıttı. Onların önce arkasındaydı, ardından hızla geçip giderken kafasını yan çevirdi ve o an istek dışı olarak Hyunjin ile göz göze geldiler.

Yongbok heyecanla arabayı hızlandırdı ve ıssız bir sokağa girip bir süre gülümsedi.

O esnada Hyunjin'in adımı durmuştu, Jeongin ne olduğunu anlamaya çalışıyor soruyordu.

Hyunjin yağan yağmurun altına çekilerek, Jeongin'in şemsiyesinin altından çıktı.

"Yongbok. O gelmiş."

---

@leeyongb

dostum bu kadar korkma, sadece emanet ettim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

dostum bu kadar korkma, sadece emanet ettim.

treat you better, hyunlixWhere stories live. Discover now