otuz bir; gereksiz (kesinlikle gerekli) kemer

Bắt đầu từ đầu
                                    

dirseklerim yardımıyla yatakta doğrulup ona baktım çaresizce. evet, onunla birlikte olmak istiyordum fakat heyecandan hiçbir şey yapamıyordum resmen. o benden daha tecrübeliymiş gibi davranırken ben yanında tam bir pısırık gibi kalıyordum.

"ah, sanıyorum ki biraz korkaksın minho."

dediği şeye tek kaşımı kaldırarak baktığımda, 'ne var' dercesine ellerini salladı ve yatağa oturup sırtını yaslayarak bacaklarını uzattı. tam önünde olduğum için ayağa kalkmak istedim ama yine jisung'un beni yönetmesiyle birlikte çoktan onun kucağına çıkmıştım.

dizlerimden aldığım destek ile ağırlığımı ona vermedim, jisung da nefesini sinirle dışarıya verip elleriyle belimi kavradı ve beni kucağına oturttu.

gözlerimin normalden daha büyük bir hal aldığını hissedebiliyordum, buna engel olmam o an için asla mümkün değildi çünkü jisung'un kitabında durmak diye bir şey yoktu. bunu, birkaç dakika yüzümü inceledikten sonra boynuma yönelip o bölgenin tamamını deli gibi öpmesiyle anlamıştım.

yaşadığım duygu karmaşası ve zevke dayanamaz hale geldiğimden dolayı istemsizce kalçamı oynatmaya başladım. o da bunu fark ettiği gibi ellerini belimden daha da aşağıya kaydırdı ve bir süre sonra sürtünmemi o yönlendirmeye başladı.

annesinin duymaması için yoğun bir çabayla içime attığım inlemelerim kesik kesik ağzımdan çıkarken, jisung dudaklarını köprücük kemiğimden çekip bana kısa süreli bir bakış attı ve sanki onun düşüncelerini okumuşum gibi üzerimdeki tişörtü bir çırpıda çıkardım. ve bu bana yetmemiş gibi kendimden sonra dayanamayıp onunkini de çıkarmaya başladım.

ikimiz de üst bedenlerimiz çıplakken bir süre birbirimize baktık ve jisung beni gözleriyle tabiri caizse yedikten sonra tekrardan dudaklarını benimkilerle birleştirdi.

bu sefer bir önceki gibi değildi, daha nazik ve yumuşak öpüyordu beni. karşılık vermem için bana zaman tanıyordu ve ben yine ses çıkarmamak adına sadece mırıldandığımda benden uzaklaştı ve fısıldayarak konuştu. "benim için olan bir şeyi benden saklama."

anlamadığımı belli eder bir şekilde ona baktım, "neyden bahsediyorsun?"

kafasını geriye götürüp yasladı ve dilini ağzının içinde gezdirmeye başladı. "inlemelerinden bahsediyorum."

sabit surat ifadesiyle söylediği şey karnımın içinde kelebek istilası oluştururken yarım bir şekilde gülümsedim ve o da bunu görünce gülmeye başladı. şu süreçte jisung ne yaparsa yapsın gözüme seksi geleceği için gülmesi de beni bir hayli yükseltiyordu şahsen.

daha fazla sabredemeyip tekrardan dudaklarına kapandığımda bir elim omzunda dururken diğer elimi kemerine götürdüm. evde neden kemer takıyor olduğu da ayrı bir konuydu tabii.

parmaklarım zor da olsa kısa süre içerisinde kemeri pantolondan kurtardığında nefesim de kesildiği için alt dudağımla ilgilenen jisung'dan ayrıldım ve artık görüş alanımda olan pantolonun düğmesini açmaya başladım.

"acelecisin?"

jisung'un boğuk sesiyle sorguladığı şeye katılmıyordum, kim bilir kaç dakikadır öpüşmekten ileriye gidemiyorduk çünkü.

"marifetlerini görmek istedim sadece."

fısıldayarak kulağına doğru konuştuğumda kalçamdaki elleri bulunduğu bölgeyi daha da sıktı ve zaman kaybetmeyip eşofmanımı çıkarmaya çalıştı. ben de istediğimi almış bir yüz ifadesiyle gülümsedim ve ayağa kalkıp altımdaki tüm kumaş parçalarından kurtularak tekrardan kucağına oturdum.

yanaklarımın kırmızının en son tonunda olduğuna yemin bile edebilirdim o an. belki de bir süredir hayalini kurmaktan öteye gidemediğim insanın üzerinde, çıplak bir şekilde deli gibi ona sürtünürken aldığım zevk ile aynı oranda kızardığıma yemin bile edebilirdim, gerçekten.

tek koluyla yataktan aldığı destek ile o da altındaki şeylerden kurtulduğunda biraz duraksadı. bu hareketi gerçekten bunu yapıyor muyuz biz, diye düşünmemi sağlarken beni tek hamlede altına alıp öpücüklerine kaldığı yerden devam etti.

bir süre sonra eve kardeşi geldi, belki de annesiyle çoktan uyudu ama biz durmadık. saatlerce odasının duvarlarının kolay kolay ses geçirmiyor olması için içimden tanrı'ya yalvardım. ve jisung, varlığını sorguladığım o kemeri ile birlikte ellerimi bağladıktan sonra yapamazsın diye alay ettiğim, jeongin'in yapması için şiirler okuyarak onu motive ettiği şeyi gecenin sonunda yaptı.

-

acemılık dıye ben buna derım ıste.

bu bolum hakkında konusmıcam. konusmayalım. ne gerek var. bı sonrakı bolum fınal baybay🚶🏻‍♀️👋🏻 🌈

 bı sonrakı bolum fınal baybay🚶🏻‍♀️👋🏻 🌈

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.
poor or rich ✓Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ