"işin bu aralar bizim peşimizde dolanmaya döndü ama" diye takıldım ona. Yandan karizmatikçe bir bakış atıp tekrar yola döndü.

"senin etrafında olmam demek demiri daha sıkı korumam demek" demesiyle tek kaşım anlamazca havalanmıştı.

"o ne demek"

"zeki bir avukatın konular bu olunca faaliyet dışı kalması peki" demesiyle gülmüştü. Dalga geçer gibi değildi. Devam etmesini bekledim. "şöyle ki senin etrafında olmam demiri rahatlatıyor. Aklı sende kalmıyor ve böylece işine kendini daha çok verebiliyor. Bu da onun daha dikkatli olmasını ve kendini korumasını gerektirecek bir durumun oluşmasına sebebiyet vermeyeceği anlamına geliyor sayın avukat hanım"

"yine de onun yanında olman daha doğru. Hem benim için artık bir tehlike yok"

"bir süre daha benden kurtulamayacaksın boşuna uğraşma." demesiyle omuz silkmiştim. Varlığına alışmıştım zaten.

"Ailen peki" konuyu değiştirirken yüzünde hoş bir gülümseme belirdi.

"rizede yaşıyorlar. 2 tane kız kardeşim 1 tane de erkek kardeşim var. Kızlardan biri evli 2 tane yeğenim var. Erkek olan zorla da olsa ikisi de üniversite okuyor. Yeterli mi" demesiyle muzipçe düşünür gibi yaptım.

"kaç yıldır demirlesin peki"

"5"

"demirle çalışmak nasıl peki" dememle gülmüştü.

"heyecanlı. Her an ölecekmiş gibi hissediyorum bol adrenalin sağlıyor bana" demesiyle gözlerim şokla açılmıştı. Bu halimi görüp gür bir kahkaha attı.

"Çok kötüsün"

"tepkini merak ettim. Ama ne var biliyor musun gözlerinden bir saniye bile korku ifadesi geçmedi. Gerçekten cesur bir kadınsın Asya ama kendine dikkat etmen gerekiyor. Can bedenden çıktı mı bir daha geri gelmiyor neticesinde"

"daha açık konuşmalısın" 

"demir gerçekten adam gibi adamdır asya. 5 yıldır onulayım ve tek bir an bir yanlışını görmedim. Bana düşmez ama gerçekten tehlikeli işlerde. O da seni uzak tutmaya çalışıyor ama aşk çok sınır tanımaz bilirim. Ama kendine de dikkat etmelisin. Ona nefes alıyorken lazımsın"

"merak etme büyüdüm" diye ofladım. Herkesin aynı konudan yürümesi canımı sıkmaya başlamıştı. Sanki kendimi korumaktan aciz bir bebektim. "kız arkadaşın var mı" bu konunun üstünde çok durmak istemedim. Çünkü söylenen her söz canımı fazlasıyla sıkıyordu.

Gülerek bana bakıp "tipim değilsin Asya" demesiyle gür bir kahkaha atmış koluna da hafifçe vurmuştum. "aramızda kalsın bu minik espiri yoksa demir dilimi keser"

"bana borçlandın. Cidden ya hadi cevap ver"

"aklından ne geçiyor biraz tahmin edebiliyorum. Aklından geçene koca bir hayır soruna ise de bir hayır. İlişki bana göre değil. Öyle vik vik vikleyen kızlarla uğraşamam. Sürekli ilgi bekleyen falan."

"bak sen" muzip çıkan sesimle tek kaşı havalandı.

"ne oldu"

"hiç." pastahanenin olduğu sokağa girmemizle yavaşça yerimde diklendim. "gel bir çayımı iç pastamı ye" dememle pastahaneye doğru şüpheli bir bakış atıp bana döndü.

"çok isterdim ama benim için 2 tehlikeli varlık var orda. Birinden can sağlığımı ve diğerinden de namusumu korumam gerekiyor. Kusura bakma" diye söylendi. Gülmek istedim ama tuttum kendimi.

"birinciyi tahmin edebiliyorum da ikinci kim" dememle sen çok iyi biliyorsun bakışı kahkaha atmama sebep olmuştu.

"namusumu korumak konusunda endişelerim var" derken öyle komikti ki.

ASYA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin