Mavinin Buğusu

17.3K 154 6
                                    

Onu gördüğümde dikkatimi sadece griye çalan mavi gözlerine vermiştim. İlk bakışta korkutucu ve sert bakışları olsa da daha sonra derine baktıkça masumiyeti görebiliyorsun. Aniden açılan kapı üzerine elimdeki bardak yere düşüp tuzla buz olmuştu . Kafamı kaldırıp ona baktığımda sadece tebessüm ediyordu. Üstündeki gri hırkası içine giydiği siyah v yakalı tişörtü siyah pantolon ve dağ botlarıyla çok çekici gözükmesine rağmen gözlerim gözlerine baktığı zaman korkmamak elde değildi. Yataktan yeni kalkmış görüntüsü veren dağınık saçları onu istekle arzulamama neden oluyordu. Aman tanrım ne saçmalıyordum ben hiç tanımadığım bir adam hakkında. Sert adımlarla yanıma geldi elimi tuttu beni ayağa kaldırdı ve "MERHABA" dedi. Sesi kulağa hoş geliyordu tatlı sert bir ses tonu vardı . Elimi elinden çekip bende aynı şekilde karşılık vererek "MERHABA" dedim. Daha sonra cam kırıklarını beraber toplamaya başladık. Gözünü bir an bile benden ayırmıyordu. Cam parçalarını topladıktan sonra salona geçtik ve 2 gündür uyuduğumu ve kazadan sonra olanları bir bir anlatmaya başladı.

-Sabah sahilde koşuyordum ve senin kırmızı karavanını gördüm . O arada karşı taraftan hızla gelen bir BMW vardı. Sonra sanırım sen direksiyon hakimiyetini kaybedip çarpıştınız.

-Peki diğer sürücüye ne oldu yaralandı mı?

-Hayır . Ama senden şikayetçi olduğunu söyledi.

-peki polisler ifademi vereceğim.

-Hayır. Adam sarhoş olduğu için polisler onun şikayetini dikkate almadılar.

-Karavanım nerede ? Telefonum , kıyafetlerim , cüzdanım , kimliğim onların hepsi karavanımdaydı.

-Merak etme karavanın garajımda . Ama kullanılamaz durumda sanırım. Bu arada ben Okyanus Aras .

-Bende Deniz Çınar , ve ayrıca çok marjinal bir ismin varmış . Çok mu aramışlar.

Önce sert bir bakış attı daha sonra dudağı hafifçe kıvrıldı. Aslıda ismi çok duyulmamış olsa da tam onu yansıtıyordu. Özelliklede gözlerini. Okyanus kadar derin ve mavi.

-Kaza sırasında kafanı sert bir yere çarptın sanırım :)

-Mizah anlayışınıza bayıldım beyefendi .

Bir süre derin bir sessizlik oluştu sanırım beyefendi dememden dolayıydı ve sadece gözlerime bakıyordu.

-Gitsem iyi olacak hem size de rahatsızlık verdim . Her şey için teşekkür ederim .

-Bu halde bir yere gidemezsiniz küçük hanım .

-Neden ?

Yüzünde muzipçe bir gülümseme vardı ve dudakları hafifçe aralandı

-Ben izin vermiyorum çünkü.

-???

-???

-Şakamı yapıyorsunuz

-Şaka yapmaktan hiç hoşlanmam küçük hanım ama yaranız daha iyileşmedi.

-Yara mı?

Eliyle yaramı işaret etti ve şöyle dedi " kaza esnasında sanırım cam içinize girmiş , bu yüzden bir süre daha benim misafirimsiniz.

Göz devirerek ona bakarken ;

-İki gündür baygınsınız . ağır bir ameliyat geçirdiniz. cam parçaları küçük olsa da kalbinize ilerleyebilirmiş bu yüzdende uyanmanızı bekleyemezdim . Sizi ameliyata almaya izin verdim.

-Doğru olan buymuş zaten bende sizin yerinizde olsaydım bende aynı şeyi yapardım . Ama burada kalamam.

-Nereye gideceksiniz ?

-Bilmiyorum . Yurt dışından yeni geldim . Kalacak bir yerim yok ama bir otel falan bulurum . Param var .

-En azından geceyi burada geçirin küçük hanım.

-Peki . Teşekkürler.

Geceyi tanımadığım bir adamın evinde geçirmek bana göre değildi ama mecburdum sanırım . Bana gösterdiği misafir odasına geçerken bir an ürperdim oda o kadar boğuk ve sessizdi ki sanki kilisede gibiydim.

Odanın banyosuna geçtim elimi yüzümü yıkadım ve yara izime baktım . o kadarda kötü değildi . Yüzümde de sadece camların bıraktığı sıyrıklar vardı. Odanın kapısının çalmasıyla banyoda dışarı çıktım . Okyanus elinde bir gecelikle karşımdaydı . önce şaşırdım . daha sonra elindekileri yatağa brakıp hiç bir şey söylemeden çıktı. Bense sadece bir teşekkür edebildim.

Sabah kalkar kalkmaz aşağı oturma odasına indim . Okyanus koltukta uyuya kalmış. Ayak ucundaki battaniyeyi üstüne örtüp mutfağa kahvaltı hazırlamaya geçtim. Bana yaptığı bunca iyilikten sonra ona teşekkür için kahvaltı hazırlayacak ve sonra giyinip gidecektim . Mutfak dolaplarını karıştırmaya başladım. Omlet için malzemelerini çıkarttım . Kahvaltılıkları masaya dizdim . Reçel kavanozlarının olduğu rafa doğru ilerledim. Neredeyse her çeşit reçel vardı. Biraz onlardan koydum masaya ve omleti hazırlamaya başladım. Annemden gelen bir alışkanlık olan yumurtaları karıştırırken dans etmek benim vazgeçilmezlerimdendir. Tam o sırada arkamdan bir ses geldi

-Günaydın .

Bu Okyanusun sesiydi. ve beni siyah kısa ve oldukça fazla dekoltesi oan bir gecelikle mutfakta dans ederken görmüştü.

Şaşkınlığımı üzerimden atıp hemen bende

-Günaydın , dedim

-Erkencisin evde de mi böyle erken kalkarsın ?

-Hayır . Yani evet.

-Neden bu masa tek kişilik ?

-Çünkü sen uyanmadan gitmeyi planlıyorum.

Yavaş adımlarla yanıma geldi ve aniden beni öptü. İlk defa böyle bir duyguyla karşı karşıyaydım . Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ne yapacağımı bilemiyordum ki tam o sırada elleri kalçama doğru gitti. Ben ne yapacağımı bilemiyordum . ne olduğunu anlayamadan beni kucağına alıp duvarla kendi arasına beni sıkıştırdı. İçimden onu öpme arzusu geçiyordu ama bunu yapamazdım. Dudağımım acısıyla düşüncelerimden sıyrıldım . Dudağımı iki dişinin arasına almış adeta benimle oyun oynuyordun . Sertti ama bir o kadarda seksi . Onu itmeye çalıştım ama gücüm onun kaslı vücuduna engel olamıyordu. Bu hareketim onu daha fazla sert öpmesine neden olmuştu sonra kulağına yaklaşıp "lütfen" dedim . Ne olduysa aniden beni yere indirdi ve dudaklarını dudaklarımdan çekti.

GELEN VOTELERE VE YORUMLARA GÖRE DEVAM EDİLECEKTİR !






JUST FRIEND (Sadece Arkadaş)Where stories live. Discover now