6 | 𝘨𝘳𝘢𝘷𝘦𝘺𝘢𝘳𝘥.

815 92 91
                                    

__________________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

__________________

"öyle bir çocuğa güvenip onunla bir yerlere gidebildiğime göre gerçekten salak olmalıyım." y/n kendi kendine mırıldanıp söylenerek ders kitabının sayfalarını karıştırıyordu.

dün eve geldiğinde anca yaptığı şeyin farkına varabilmiş ve kendine çok kızmıştı.

bugün okula vardığında hanma'yı görmezden gelmeye, ilişkilerini eski boyutuna çekmeye kararlıydı. tabii 2. derse girmiş olmalarına rağmen ortalıkta görünmeyen hanma, amacına ulaşmasına oldukça yardımcı oluyordu.

yaklaşık 10 dakika geçmişti ve y/n sınıfın geneli gibi derse odaklanmıştı. bu odağı bozan ise kapıyı tıklamadan içeri giren hanmaydı.

herkesin kafası bir süreliğine kapıya dönse de içeri girenin hanma olduğunu görmeleriyle geri önlerine dönmüşlerdi. sonuçta bu hanmaydı. kim onun geç kalmasına laf edebilirdi?

dersin hocası iç çekerek derse devam etti ve oğlana bulaşmadı. onun hazır cevap biri olduğunu, zaten ne derse dese umursamayacağını da çoktan öğrenmişti.

hanma sırıtarak kapıyı kapattı ve en arkadaki sırasına doğru yürüdü. bu sırada sadece y/n ile göz teması kurup ona göz kırpmayı da ihmal etmemişti.

bunu fark eden y/n'nin sıra arkadaşı yoko, genç kızı dirseğiyle hafifçe dürterek fısıldadı. "aranızda ne var sizin?"

kahretsin. "ne olabilir aramızda yoko? hiçbir şey yok."

"yalan söyleme. dün de seni kolundan tutup sürükledi, itiraz bile etmedin!"

yoko fısıldayarak söylendiğinde y/n göz devirmemek için kendini zor tuttu. belki de hanma yoko'nun geveze olduğu konusunda haklıydı. "hoca kızacak, sonra konuşuruz."

sarı saçlı kızın her halinden aldığı cevaplardan tatmin olmadığı belli olsa da bir şey demeden bakışlarını önündeki kitaba çevirdi. y/n ise teneffüste kıza ne açıklama yapacağını düşünüyordu.

-

"hadi ama y/n, düzgünce anlatsana şunu!"

zil çaldığında yoko gidip başka kişileri de toplamış ve olanları anlatmıştı. onların da gelip y/n'nin başına toplanmalarıyla genç kız sıradan kalkarak bahçeye koşmamak için kendini ikna etmeye çalışıyordu.

"yoksa sevgili misiniz?"

"yok artık!"

aralarından birkaç kişi önlerindeki sırada y/n oturmuyormuşçasına ihtimalleri tartışırken yoko da y/n'nin olanları anlatması için baskı yapıyor, onun ağızından çıkan hiçbir söze de inanmıyordu.

tek dertleri dedikodu malzemesi bulmak diye düşündü y/n. onların istediği gibi bir şey söylemedikçe onu rahat bırakmayacaklardı.

hanma başta olanları sırıtarak izleyip kızın verdiği cevapları merakla dinlese de y/n'nin ellerinin titremeye başladığını gördüğünde kaşlarını çatarak oturduğu sıradan kalktı.

elleri cebinde y/n'nin sırasına yürüyüp etrafına toplanan 4 kişiye boş bakışlarla baktı. karşısındakilerden bir tanesine yumruk atsa y/n'nin korkup korkmayacağını hesaplamaya çalışıyordu.

eğlence kaynağını kaçırmak istemezdi.

"oi, siktirin gidin. kızın kafasını şişirdiniz."

yoko dünden kalan öfkesiyle kollarını göğsünde kavuşturarak yüzünü buruşturdu. "neden gidiyormuşuz?"

hanma hafifçe güldü. bu kız baştan beri sinirini bozuyordu. yoko'nun boyuyla aynı seviyeye gelebilmek için hafifçe eğildi. "bu özgüvenin nereden geliyor bilmiyorum ama o ağzını bir daha ben karşındayken açmasan iyi edersin."

çevresindekiler hafifçe gerilerken yoko, y/n'ye bakarak "onunla nasıl bir ilişkin var bilmiyorum ama onu bizden uzak tutsan iyi edersin." diyerek sınıftan çıktı. onu takip eden diğer 3 kişiyle birlikte sonunda y/n yalnız kalabilmişti. gerçi yanına oturan hanma ve sınıfta kalan tek tük insanlarla ne kadar yalnız olduğu tartışılır bir durumdu.

genç kız ne zaman tutmaya başladığını bilmediği nefesini dışarıya verdi. gözlerini kapayıp elleriyle ovuşturduktan sonra yanındaki oğlana baktı. "ne demem gerektiğini bilmiyorum."

hanma kendi sırasıymışçasına bir rahatlıkla oturduğu sırada biraz daha yayıldı. "teşekkür edebilirsin."

"sürekli yanımdaki insanlara kaba şeyler söyleyip sonra da sana minnettar kalmamı bekleyemezsin."

"ben seni sahte ilişkilerden kurtarıyorum. onlardan rahatsız oluyordun."

"tamam belki biraz ama-" y/n içeri giren yoko ile konuşmayı bıraktı. onların sorgusu zaten oldukça zaman aldığı için bir de hanma'nın olaya karışmasıyla kesinlikle teneffüs bitecek kadar zamanın geçtiğine emindi.

sıra arkadaşı oldukları için gelip yanına oturacağını düşündü. "hanma sen kalk hadi."

sarı saçlı kız sıranın üstündeki eşyalarını toplarken "gerek yok." dedi. "seninle oturmayacağım. sen artık serserilerle takılmaya başladığına göre seninle arkadaşlık edemeyiz."

y/n gidip cam tarafındaki başka bir sıraya yerleşen arkadaşının arkasından bakarken bakarken hanma ellerini çırparak "e napalım yalnız kalma bari ben çantamı alıp geleyim." dedi.

oğlanın alaycı tavrına göz devirip kafasını sıraya koyan y/n, bu sefer gerçekten ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

yıllarca zar zor elde ettiği saygı ve popüleritenin bir oğlan yüzünden yok olmasına mı üzülmeliydi yoksa bu oğlanın onun peşini bırakmayacak olmasına mı?

_____________

umarım bölümden keyif almışsınızdır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

umarım bölümden keyif almışsınızdır. bölümle ilgili düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın!

iyi günler dilerim. <3

𝙜𝙧𝙖𝙫𝙚𝙮𝙖𝙧𝙙. | hanmaWhere stories live. Discover now