Vakit bir hayli geç olmuştu, takırdayan kapının sesi ile beklenen kişi gelmişti. Bedeni yorgun gözleri kan çanağı, kolları ve burnu güneş yanığı... Tişörtünün kollarında ter izi, pantolonunun dizleri ve kalçaları hizasında toz ve kir ile ekşi ter kokusu beraberinde abisinin görüntüsü tam karşısındaydı. Ona nerelerdeydin demesine gerek kalmadan karşısındaki cüsse günün macerasını anlatmaya başladı. Bu yorgun ve terli hayvan bedeninin altında macera, eğlence, keyif ve merak duyguları adeta makinenin güç kaynağını oluşturmuştu.
Günün özetinden sonra ilerleyen vaktin yorgunluğu bedenleri odalara çekmişti. Abisinin duşa ihtiyacı vardı belli ki ama gün ışıdığında ekşimiş kokunun gitmemesi duşun geceden alınmadığını ispatlıyordu. İçinden şunu sordu "bu adam bunca şeye nasıl yetişiyor?" Bu soruya cevap bulamamıştı ve daha fazla üzerine düşünmeyecekti çünkü okulundaki yoğun ders temposu haricinde başladığı kursun projelerini de yetiştirmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pencere
Science FictionBilinmeze giderken adres sorulmaz. İçinde gezmek fiili varsa adresler değişse de eylemler benzerdir. Yola çıkarken rahat ayakkabıların ve sırt çantan yolculuğunu kolaylaştırabilir.
