6. Bölüm

15.7K 948 874
                                    

...

“O adamın dönüşüm geçirmesinin üstünden nerdeyse 4 saat kadar geçti sanırım.. Ve ben hâlâ dışarıya çıkmaya korkuyorum.

Biliyorum çıkıp onu dinlemem gerekiyor aslında, çünkü beni bozayıdan kurtardı. Bayıldığımda eve getirdi, bana nazik davrandı ve beni öptü.. Aslında ben onu öptüm. Bana zarar vermez yani, değil mi..?

Değil mi?

Ama daha ne kadar burada saklanacağımı bende bilmiyorum.”

İçerden takırtı sesleri gelir.

“Sanırım geldi. Her ne olursa olsun onunla konuşmalıyım. Sonuçta olanları anlatacağına söz verdi.” kalktığı gibi tekrar oturdu. "Ama korkuyorum.. İstesem de istemesem de eninde sonunda buraya girmek isteyecektir. Onun evi burası." deyip elleriyle yüzünü kapadı.

Şu an resmen kararsızlığı ve korkusuyla savaşıyordu Liyan. Ama galibiyet yalancı cesaretinden yanaydı.

Son bir nefes alıp verdikten sonra kalkıp, ipeksi sarı saçlarını kulağının arkasına alarak yavaşça kapıya yöneldi. Kapı kolunu yavaşça çekip, önce etrafa biraz göz gezdirdikten sonra mutfağa doğru korkakça birkaç adım yürüdü.

Mutfak ocağının başında bir adam vardı ancak bu o aynı adam değildi. 

Gelen kişi kahverengi saçlı en az diğer adam kadar uzun boylu biriydi. Daha yüzünü görmeden bu kişinin de yakışıklıktan payını en az bugün gördüğü diğer herkes kadar aldığını düşündü.

Adam arkasına dönüp koyu mavi gözlerini kısarak, "Merhaba ben Zack." dedi içten bir tebessümle.

Liyan tebessüme karşılık çekingen bir tavırla, "Ben de L-Liyan." sesi istemsizce kısık çıkmıştı.

"Otursana Liyan. Bende sana yiyecek bir şeyler hazırlıyordum." dedi ve bir bardak portakal suyunu oturmasını işaret ettiği yere doğru, önüne koydu.

Tereddütle masaya yanaştıktan sonra oturup bir süre sessizce bardağına bakarken, "O nerede?" diyerek öylece sordu.

Hala tezgâhın üzerinde birşeylerle uğraşan Zack, "Kim, Jeff mi? O sana giyecek birşeyler almak için çıktı. Malûm, üstün toz toprak içinde." diyerek cevapladı onu.

Demek adı Jeff'miş!

O ana kadar Liyan nasıl göründüğünü hiç mi hiç düşünmemişti. Saçları dağınık, üstünde koşu için giydiği atleti ile takım olan üstü, altında tayt ve markalı çorapları vardı. Ayakkabılarının nerede olduğunu bilmeyip halinden utansa da bu biraz sonra geçti. Zack'in hâl ve tavırlarından iyi biri olduğu varsayımını çıkardı.

"Zack, o Jeff denen adam bana birşeyler anlattı. Biz mühürlendik, ruh eşiyiz dedi, bu ne demek?"

Zack bir süre yeni doldurduğu kahve kupasına ayakta bakıp, "Liyan bu biraz ağır gelecek ama bizim ırkımızda mühürlenmek birine isteğin dışında bağlanmak demek. Bundan kaçış yok. Eğer eşlerimiz ölür veya ortadan kaybolursa bu bizim sonumuz olur, yavaş yavaş benliğimizi kaybederiz." dedi.

'Irk' dediğinde aklına tonla soru işareti hücum etmişti. Demek Zack’da onlardandı.

"Her iki taraf içinde bu kural geçerli mi peki? Yani mühürlü olduğu kişi ya bir insansa?"

Dört kişilik masada tam karşısına oturup, "O zaman insan olan kişi eşini kaybederse bir daha asla başka bir kurtadama mühürlenemez." dedi. 

Liyan hafifçe başını salladı.

MECBURİ MÜHÜR ~ Beş Diyarın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin