2.7

19.8K 664 107
                                    


Okulda Yamaç'la eskiden hep buluştuğumuz ve genellikle boş olan spor salonuna girerken gerginliğimi azaltmak için çantamın kolunu sıkıyordum.

Yamaç beni gördüğü anda bana döndü. Sanki gelmeyeceğimden korkmuş gibi rahatlamışa benziyordu

"Evet, ne konuşmak istiyorsun?" okul çantamı sırtımdan çıkarıp yere attım.

Yamaç sorgulayıcı bakışlarımı üzerinde gezdirirken o da aynı şekilde soğuk bir buzu andıran mavi gözlerime bakıp gülümsedi.
"Sana da merhaba Arya."

Uzaktan Balca'nın yerini aldığını gördüm Yamaç'ın hiçbir şeyden haberi olmayan gözlerine bakarken keyifle güldüm.
"Uzatma ne istiyorsun?"

"Seni." dedi gülümseyerek.

Duraklamam bir saniye sürmüştü. Hiç utanıp sıkılmadan bana bunları söylemesi beni olduğumdan daha fazla sinirlendiriyordu.

Ciddi ses tonuyla,
"Komik değil." dedim

Yeşil gözleri pişmanlıkla yüzümü taradı. Sanki çok uzun zamandır kaybettiği şeyi yeni bulmuş gibi bir parıltı vardı gözlerinde.
"Hayır, ciddiyim."

"İlişkimize bir şans vermeyi düşünüyorum."

Söyledikleri kahkaha atmama sebep oldu.
"İşte bu komikti!"

"Sen ne sanıyorsun beni ya?"

Kaşlarımı çatıp,
"Sen gel dediğinde geleceğim, git dediğinde gideceğim öyle mi?" dedim.

"Her şeyi boşver." yutkundum. "Seni affedeceğimi de nereden çıkardın?"

Dudakları yukarı doğru kıvrılırken kendinden emin bir duruşla,
"Çünkü hala aşıksın bana." dedi.

Yüzümde alaylı bir gülümseme belirdi.
"Bence aşık olan sensin."

O gün bana mesajla söylediği sözler aklıma geldi.

"Baksana seni istemediğimi söylüyorum ama gurursuz gibi hala buradasın."

Tam cevap vereceği sırada acı içinde yüzümü buruşturup elimi bacağıma koydum.
"Noldu?"

Yamaç'ın sesiyle acı içinde kıvrandım.
"Bilmiyorum."

Ayağımı işaret ettim acıyla.
"Sanırım bileğim incindi."

"Çok acıyor lütfen bakar mısın?" diye fısıldadım.

Yamaç anında dizlerinin üzerine çöküp ayakkabımı çıkartmaya çalıştı.

O anda Balca'ya şimdi yapması gerektiğine dair el salladım. Ortada sanki Yamaç benim ayaklarıma kapanıp af diliyor gibi bir görüntü oluşmuştu. Balca 'görev tamam' anlamında baş parmağını gösterdi.

"Bir şey yok gibi görünüyor." dedi Yamaç ayağa kalkarken.

Yamaç bana baktığında tekrar yüzümde acı çeken birinin yüz ifadesi yerini aldı.
"Allah Allah çok acıyor ama!"

"Gel şöyle otur." kolumdan tutup beni ilerde ki sandalyeye çekiştirmeye başladı.

İstediğimi aldığıma göre artık oyuna devam etmemin yersiz olduğunu anladım.
"Neyse geçti." dedim kolundan kurtulurken.

Okul çantamı yerden alırken yüzümde hala sinsi bir sırıtış vardı.
"Hadi görüşürüz."

"Nereye?"

"Konuşacağımız her şeyi konuştuğumuza göre."

Arkamı döndüğüm anda sesi kulağımda yankılandı.

"Gitme, seni özlüyorum."

Sesi o kadar gerçekçi geliyordu ki bir an beni özlediğine inanmıştım.

Artık sözlerinin benim için hiçbir şey ifade etmediğini göstermek için yüzümü ona çevirip acımasızca yeşil gözlerine baktım.
"Yamaç bana sürprizleri sevmediğini söylemiştin değil mi?"

"Evet, neden?"

Elimi saatime götürüp,
"Bu akşam seni bir sürpriz bekliyor da ondan." dedim.

"Anlamadım ne sürprizi?" şaşkın bakışlarına maruz kalırken gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Sürpriz adı üstünde söylenmez." dedim arkamı dönüp oradan çıkmadan önce.







*****

Yamaç sizce hak ediyor mu? Ve söyledikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce yeni bölüm nasıldı?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!





Neden? | TextingWhere stories live. Discover now