54. HAZAN VAKTİ

En başından başla
                                    

Sinyalin gittiğini görünce kaşlarımı çatarak kendi telefonumu çıkardım bende de durum aynıydı. Karan kendi kendine "jammer." dedi. (sinyal kesici.)

Hepimizin telefonları şu dakikadan itibaren artık çöptü.

"Abi ?" dedi Yaman hadi dercesine.
Bir şeyler yapmadan durmak mantıksızdı şuan için ve kendimizi tehlikeye atmaktı.

"Ben Yamanla yukarıya gidiyorum sende kendine dikkat ediyorsun sonrada oradan gelip beni alıyorsun." dedim Karan'a benden beklenmeyecek bir soğukkanlılıkla. O da bu halime başta afalladı ama çabuk toparlandı hatta benden güç aldı. "Tamam. Yaman'ın yanından asla ayrılma girdiğin yerden de asla kafanı çıkarma. Neler olduğuna baktıktan sonra yanına geleceğim. Seni alacağım birlikte devam edeceğiz." dedi emirlerini bir bir sıralayan yönetici gibiydi ama şuan içinde bulunduğumuz durumu yönetende o olduğu için "anlaştık." dedim.

Eli saçlarıma gitti. Bir tutamını tuttu yavaşça kısa bir an için parmakları tuttuğu saçımı okşadı. Ardından "hadi." dedi.

Ayağa kalktığımda Yaman hemen dibimde bitmişti. Yine o eğlenceli çocuk gitmiş oldukça ciddi adam gelmişti yerine.

Birlikte merdivenlerin olduğu yere eğilerek seri adımlarla yürüdük. Tahsin bizi karşıladığında Ateş de merdivenin başında korkuluklardan sarkmış bizim geldiğimiz yönün tersini kolaçan ediyordu.

Tahsin, Yaman'a "sol koridor, dördüncü kapı ters bir durumda balkonu olan tek oda atlar çıkarsınız." dedi. Bir an afallayıp doğru mu duydum diye düşündüm. "Balkondan mı atlayacağız ? O kadar yüksekten ?" dedim konuştukları şeyin ne kadar delice olduğunu vurgulamaya çalışarak.

"Yamana koymaz." dedi Tahsin omzuna omzuna vura vura sırıtarak. "E ben ?" dedim kendimi hatırlatma ihtiyacı hissederek. "Ben tutarım seni." dedi Yaman. Hala son derece ciddiydi.

Alışık olmadığım kadar ciddi.

"Hadi." dedi Karan merdivenin altında Efeyle dikilirken. Tahsin yanımızdan geçerken Ateş de silahını sağ eline alıp merdivenleri inmeye başladı. Yanımızdan geçerken "dikkatli ol tamam mı ?" dedim. Yaman yukarıya adımlarken bende arkasından bir basamak çıkmıştım ki Ateşin duraksadığını farkettim.

O durunca bende durdum ve yüzüne baktım. Bana bakıyordu. Ne oldu dercesine başımı salladığımda ikimizde şaşkındık. "Bana mı dedin onu ?" dedi.

"Evet ?"

"Olurum tamam." dedi hala tuhaf bir ifade içerisindeyken inmeye başladı basamakları.

Karan'a bakışlarım kaydığında simsiyah kıyafetleri içinde dimdik durduğunu görmek hem bana güç veriyor hemde içimi rahatlatıyordu.
Ben onu beklerken o başıyla gitmem için bir işaret yapınca ben gitmeden gitmeyeceğini anladım.

Yaman'a döndüğümde tekrar yürümeye başladı bende arkasından parmak ucunda çıktım merdivenleri.

Tahsinin tarif ettiği odaya girdiğimizde Yaman hızla etrafı kolaçan etti. Ardından kapıyı kapattı. Ben dışarıdan vuran ay ışığının izin verdiği kadar odaya bakarken Yaman "yenge yatağın yanına yere oturur musun ?" dedi.

"Tamam." dedim sakince dediğini yaparak.

Yere oturup sırtımı yatağa yasladım. Gerildiğim için sıcak bastığından deri ceketimi çıkarıp yanıma, yere koydum.

Tepemde dikilen Yaman bir süre bakışlarını üzerimde tuttu.
"Çok sakinsin." dedi.

"Çok ciddisin." dedim.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin