Azad kaşlarını çatıp bakışlarını odada gezdirdi. Gördüğü Simayla hırıltılı bir nefes alıp "senin burada ne işin var kim seni içeri aldı"dedi.

Alev kendisini fark etmeyen Azad'la dişlerini sıkıp elini yumruk yaptı. Kaç yıldır etrafında dolaşıp onu fark etmesi için uğraşmıştı ama Azad onu görmemek için diretip hiçbir zaman yüz vermemişti.

Ağlamaklı bir sesle "Azad kaç yıllık dostluğumuz ortaklığımız vardı. Bir yardım kuruluşunun davetiyle Mardin'e gelince dostluğumuza güvenerek bir kahveni içmek istedim hem yarım kalmış işlerimizi ve ortaklığımızı tekrar gözden geçiririz diye düşündüm"dedi.

Zerya gözlerini irice açıp Azad'a baktı. Ne demek oluyordu bunlar, birilerinin ona hesap vermesi lazımdı ve bu kişi kesinlikle Azad'dı.

Bir ayağıyla ritim tutarak "ben onunla ortaklık yapmanı istemediğim halde bu kadın buraya gelme cesaretini kimsen aldı Azad"dedi ve kollarını göğsünde birleştirip Azad'ın cevap vermedini bekledi.

Azad'ın dudakları kendisine hesap soran karısıyla yukarı doğru kıvrıldı. Bu beklediği bir şey değildi ama her nedense hoşuna gidiyordu. Alev'in halini görünce gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Dudaklarını bir birine bastırıp Sis'e baktı onun da gülmemek için kendisini zor tututuğunu görünce büyük bir nefes alıp "Hálin bunu bende bilmiyorum ama öğreneceğiz"dedi ve bakışlarını Alev'e çevirip "karım sorusunun cevabını bekliyor"dedi.

Alev şaşkınlıkla gözlerini açıp Azad'a baktı. Önceden şirkete gelir giderdi. Azad kendisiyle fazla görüşmesede kısıtlama getirmemişti "Azad ben önceden de sen İstanbul'la geldiğin de şirkete geliyordum. Hiçbir zaman sorun olmuyordu, buraya yolum düşünce seni görmek bir kahveni içmek istedim"dedi.

Sis sırıtır bir şekilde Alev'e bakıp "kendi ayaklarına sıkıyorsun, biraz daha devam edersen ben bile seni Hálin'in elinden alamam"dedi,  ama bakışlarını Zerya'ya çevirdiğin de gördüğü mavi alevlerle eliyle dudaklarına fermuar çekip sustu.

Zerya Alev'e bakmadan bakışlarını Azad'a çevirip "bu kadın hangi sıfatla gelip gidiyordu"dedi.

Azad kendisine sorulan soruyla gömleğinin bir düğmesini açıp "ortağım olma sıfatıyla"dedi Alev'e dönüp "ortaklığımız bittiğine göre gelmen için bir nedende yoktu, Mardin'in kahvesi güzeldir ve istediğin yerde içebilirsin bunun için buraya gelmene hiç gerek yoktu"

Bakışlarını karısından çekmeden "Erdem" diye bağırıp tekrar Alev'e döndü. Bazı şeylerin farkındaydı ama Alev gibi bir kadını hayatına alacak kadar aptal değildi. Karısından önce hiçbir kadına ilgi duymadığı gibi hiçbir kadını hayatına da almamıştı.

Asistanı Erdem telaşla içeri girince öfkeli bir şekilde "bu hanımefendinin odamda ne işi var"dedi.

Erdem bakışlarını önce Zerya'ya çevirdi, sonrada Alev'e döndü. Başına gelecekleri bilmiyordu. Azad'ın öfkesine maruz kalmak istediği en son şeydi.

"Efendim Alev Hanım sizinle acil görüşmesi gerektiğini ve sizin bundan haberiniz olduğunu söyledi. Toplantı da olduğunuz için sizi rahatsız etmek istemedim ve beklemesini söyledim"dedi.

Zerya buna daha fazla dayanamayacağını anlayıp ayaklarını yere vurarak adımlarını kapıya yönlendirdi.

Azad karısının gideceğini anlayınca onu belinden tutup "madem geldin hiçbir yere gitmiyorsun" dedi.

Zerya bıkkın bir şekilde "bırak beni gelmem hataydı" deyince karısının sırtını bedenine yapıştırıp odadaki kimseyi umursamadan  gülümsedi ve onun boynunu öpüp kulağına "sakin ol "dedi.

Mardin'e Tutsak. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin