Penumbra (Pyrrhic 2) / Hyunlix ✔

17

"Şu dosyaları hallettin mi, Younghoon?"

"Yok onlara bugün bakacağım diye planlamıştım."

Diyerek elinde ki dosyaları karıştırarak içlerine bakınmaya başlamıştı.

"Senin şu asistani görmüyorum ayrıldı mı işten? Benim asistan'a ona ulaşmasını söylemiştim, bazı dosyaları yanlış yazmış."

Younghoon dosyaları karıştırmakla birlikte, diğer eliyle kahvesini eline alıp bir yudum almış ve yerine koymuştu.

"Annesi hasta, benden izin aldı birkaç günlüğüne."

"En kısa süre'de yazdığı yanlış dosyaları düzeltsin."

Dedikten sonra Hyunjin masa'dan telefonunu alıp Felix'in numarasına tıklamıştı.

"1 hafta sonra iş için geziye onu da götüreceğim, o zaman düzeltir."

"Çabuk olsun yeter."

Hyunjin şüpheli bakışlarla onu izlerken, Younghoon hiçbir şey olmamış gibi karıştırdığı dosyaları da alıp çıkmıştı.

"Kesinlikle o çocuğa karşı ilgisi var. "

--

"Efendim, bebek hareket etmeyi kesmedi mi?"

"Hayır.. oyun oynuyormuş gibi sürekli hareket ediyor!! "

Kwangsu dudaklarını ısırarak Felix'in karnına eğilip tişörtün üstünden okşamıştı, bebeği.

"Küçük efendi, bakın annenin canını acıtıyorsunuz. Sakinleşin."

Tatlı tatlı konuşmasına rağmen, bebek biraz bile ara vermemişti. Felix'de yeniden karnını tutarak bağırmıştı.

"Ahh!! Neden bunu yapıyor!?"

"Benim dokunmam onu sakinleştirmedi. Bebeği sadece babası sakinleştirebilir diye duymuştum."

"Hyunjini mi.. ngh.. çağıracağız??.."

Kwangsu hemen kafa sallamıştı evet anlamında. Koruma bile artık telaştan terlemişti, Felix şimdi ne haldeydi düşünelimezdi.

"Aslında şimdi evde olması gerekirdi, ama-"

"N'oluyor? Bebek yine hareketlenmiş diye duydum."

Korumanın sözünü bölen Hyunjin, ceketini apar topar çıkarmaya başlamıştı. Hızlıca ceketini çıkardıktan hemen sonra dikkatsizce koltuğa fırlatmıştı.

"Efendim, bizde tam sizden-"

"Felix iyi misin?"

"I-ı.. hık.. bebek beni çok acıtıyor!"

Büyük beden korumayı görmezden gelerek, tekli koltukta kıvranarak oturan Felix'in elini tutup, avucunun içini öpmüştü.

"Şşt, ben buradayım. İyi olacaksın."

"Bebek sürekli hareketli.. uh.."

Göz yaşları durmadan gözlerinden düşerken, hıçkırmaya da devam ediyordu. Hyunjin'de gülümseyip gözlerini öpmüştü.

"Çok mu acıtıyor?"

"Hıhı.. "

Büyük beden Felix'in tişörtünü kaldırıp elini göbeğine koymuştu. Hafif hafif okşarken Felix'in ağlaması da aynı şekilde, yavaşça duruyordu.

"Bebeğim? Baba burada. Babayı mı özledin?"

"Sa-sakinleşti.. hık.."

Felix elini Hyunjin'in elinin üstüne koyarak Hyunjin'i izlemişti. Hyunjin hala Felix'in karnını okşuyordu. Elinin altı hala hareketliydi, bu yüzden elini çekmemişti.