♧♤

Bir yerlerden bir ses geliyordu ama nereden olduğunu bilmiyordum. Gözlerini açıp bakarsan anlarsın söyleyeyim dedim.

Ses kesilmek yerine daha da artınca oflaya oflaya açtım gözlerimi kapı çalıyordu, odanın karanlığına bakılırsa akşam olmuştu. Çok fazla uyuyordum ve benim beynim bunu yargılamak yerine fırsattan istifade ediyordu.
Ayağa kalkıp susmak bilmeyen kapıyı açtım.

"Siz cevap vermeyince bir şey oldu sandım." eli havada kalmış bir şekilde bana bakan elife baktım içinden bana küfrettiğine yemin edebilirdim.

"Uyuyordum bir sorun yok." Dedim elifin aksine gülümseyerek, elif te hafif tebessüm ederken, " ne için gelmiştin? Bir sorun mu var ?" Diye sordum.

Elif anlık merdiven başına bakıp yeniden bana döndü. " Hayır yemek bir iki saate hazır olur, ateş abi haber  vermemi istedi." Diyince içten güldüm.

"Demir bey bensiz yemek yiyemiyor muymuş." Diyerek güldüm, elif anlık gülsede patronuna laf ettiğim için toparlanmıştı hemen. " şu simay cadısı da aşağıda mı?" Diye sordum.

Elif hayır derse kalpten giderdim ama beni demirle asla yalnız bırakmayacağından iki eli kanda da olsa gelir.

"Olmaz mı kurulmuş baş köşeye." Dedi elif suratını düşürerek attığım kahkaha ile elif hemen etrafına baktı.
"Yani şey özür dilerim. ben ee şey-.." Elif ne diyeceğini bilemeyerek dururken yeniden güldüm.

" Saçmalama ne özrü az bile o cadıya." Dedim. elifi rahatlatmak adına simayı gömüyorduk  ama olsun sorun değil di simay ablamız buna alışık olmalı.

Elife geleceğimi söyleyerek kapıyı kapattım, köşedeki ışığı açıp banyoya girdim. Aynaya bile bakmadan musluğu açıp avucuma doldurduğum su ile yüzümü yıkadım.

Simayın evde olması çok daha işime gelirdi.

Yüzümü kuruttuktan sonra odadan çıkıp aşağı indim sesler geliyordu ama tam olarak algılayamıyordum, merdivenin sonuna gelince gördüğüm manzarayla durdum. Kargaşa tam anlamıyla koca bir kargaşa.

Çiğ köfte yoğurarak şarkı söyleyen ozan mı desem, köşede durmuş telefona bakarak ağlayan simay ve başında durmuş onu teselli eden azra, ve tüm bunları film izlermiş gibi izleyen emir? Emir mood.
Demir ortalıklarda yoktu.

Urfalıyam ezelden,urfalıyam ezelden,
Gönlüm geçmez güzelden, göynüm geçmez güzelden vaaayy.

Başına bağladığı şal ile bir yandan yoğurup bir yanda da karga sesiyle şarkı  söyleyen ozana baktım, bu çocuk kesinlikle iyi değildi.

" Aa alin uyanmış, günaydın uyuyan güzel valla gelip uyandıracaktım da görüyorsun." Dedi ozan geldiğimi farkederek. Ozanın konuşmasıyla bütün bakışlar bana dönmüştü.

Heykel gibi merdivenlerin sonunda durmuştum.

" Alin köşedeki havluyla alnımdaki teri alır mısın?" Dedi ozan kendime gelmemi sağlayarak.

Simay beni boşverip yeniden ağlamaya devam ederken neden ağladığını merak etmiştim.

" Ne yapıyorsun ya sen?" Dedim ayaklarıma komut verip ozanın yanına giderek.

SİLLAGE +18Where stories live. Discover now