18

10.2K 943 655
                                    

Keyifli okumalar bebeklerim...

Ve bir yumruk daha yedim ve hemen ardından bir tane daha...

***
"Sana inanmıyorum gerçekten inanamıyorum Tae! Sana çocuk dediğimde bana gözlerini deviriyorsun ama senin şu yaptığını çocuk dahi yapmaz. Sadece 20 dakika ya 20 dakika geç geldim salona. Şu suratının haline bak!"

"Ahh! Acıyor yavaş."

"Acısın!"

Jungkook bir yandan beni azarlıyor bir yandan da patlayan dudağımı temizliyordu.

İlk gün benim ona yaptığım gibi...

"O başlattı!"

Patlayan dudağımı çocuk gibi büzüp konuştum. Gözleri zaten dudaklarımdaydı. Bu hareketimle yutkunup gözlerime baktı. Sonra toparlanır gibi oldu ve konuşmaya devam etti.

"He sen hiçbir şey yapmadın yani!"

"Gerçekten yapmadım. Diğerlerine sor istersen geldi bana tüy siklet dedi!"

"Yalan mı değil misin? Bak tüy siklet olmasan bu kadar dayak yemezdin!"

"Ayrıca piç dedi!"

"Piç mi dedi?"

"Evet Lydia'nın iki günlük takıldığı piçlerden birisin dedi bana."

"Şimdi anlaşıldı."

Kendi kendini onaylar gibi başını salladı.

"Ne anlaşıldı?"

"O herif senelerdir Lydia'ya takık. Yani yanında kimi görse delirip saldırıyor."

"İyi de ben onun sandığı gibi biri değilim ki."

"Söyledin mi peki bunu ona?"

"Hayır! Ben de ona piç dedim."

Bu sefer gülüşünü bastırmak yerine seslice güldü.

O kadar güzel gülüyordu ki gözlerimi alamadım resmen. Zaten ben onun aksine hiç çekinmeden bakıyordum ona. Ne diyeceğini umursamadan gözlerimi alamıyordum güzel yüzünden.

Gülüşünü silmeden konuşmaya devam etti.

"Tae gerçekten çocuktan bir farkın yok. Şu haline bak!"

Söylediği şeyle bu sefer ben de güldüm. Aslında daha çok o güldüğü için güldüm.

"Hayır hiç mi korkmadın? Adam iki katın. Ben bu adamın elinde kalırım demedin mi?"

"Korksam burada ne işim var!"

Duyduğu şeyle kaşları havalanırken yeniden gözlerimizi buluşturdu. Bakışları patlamış dudağımı bulduğunda gülüşü yüzünde soldu. Hala temizlemeye devam ediyordu fakat bunu hissedemeyeceğim kadar yavaş yapıyordu.

"Acıyor mu?"

Sesindeki şefkati en derinlerimde hissederken bu sefer ben gülümsedim ona.

"Acımıyor geçti."

"Kremi de sürelim."

Başımı onaylayarak salladım.

Spor çantasından ona o gün verdiğim kremi çıkardı ve parmağına sıktı. Parmakları dudağıma değdiği an titrek bir nefes verdim. Yavaş yavaş kremi sürüyor gözlerini dudaklarımdan çekmiyordu.

Şu anki bulunduğumuz yakınlık kalbimi hızlandırırken ona doğru biraz daha yaklaştım.

Tanrım şu an aklımdan geçen tek şey dudaklarımı o güzel dudaklarına bastırmaktı.

PassionApp | taekook Where stories live. Discover now