-22-

1K 100 296
                                    

Merhaba!

Nasılsınız?🍬

              ✨-||31.05.2022||-

Medya: Efe Denizel & Miray Doğan

Bir Lolipopunuzu alırız artık...🍭

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.💜

Geçen bölümde sınır dolmadı bu yüzden üzgünüm. Ona rağmen size şu ana kadar ki en uzun bölümü yayımlıyorum. Sizden ricam lütfen arkadaşlar yorum yapmasınız bile, bir oy verin. Sizden çok şey istemiyorum. Sadece emeğimin karşılığını istiyorum. Beni üzmeyeceğinizi biliyorum...💖

SINIR: 10 oy, 120 yorum.

Not: Sınır dolmadan yeni bölüm gelmeyecektir!

İyi okumalar 🍭

Dün Duru'yla konuşup sözleştiğimiz kıyafetlerimi giymiş, üstümü düzeltiyordum. Altıma açık kahve tonlarında kısa şortumu, üstüme ise siyah sporcu büstiyerimi giymiştim. Hava aşırı derecede sıcaktı ve kapalı şeyler giyince insan dayanamıyordu.

Eşofmanım, yaşam tarzım olsa bile bu sıcakta hiç çekilmiyordu. Daha yeni hazirana girmişken bu sıcakların çekilmiyor olması insanı delirtiyordu. Üniversite puanım yeterse Ege ya da Marmara'da bir yerleri yazacaktım. En azından oraları sıcak bile olsa Akdeniz kadar bunaltmıyordu.

Üniversite seçimlerinde bölgenin iklim özelliklerini de esas almak gerekiyordu. Ankara'yı da çok seviyordum ama denize karşı ayrı bir çekimim vardı. Canım sıkıldıkça deniz kıyısında yürümeyi sevdiğim için ve bunca yıldır da denizi olan bir şehirde yaşadığım için denizsiz bir yerde yaşayabileceğimi sanmıyordum.

Odamda daha yeni aldığım kutusunu bile açmadığım ayakkabımın üstünde yatan Zeus'u kaldırıp ayakkabılarımı kutusundan çıkarıp giymiştim. Zeus sıcaktan bunalmış şekilde menopozlu kadınlar gibi kendini oradan oraya atıp duruyordu. Kucağıma alıp sevmek istediğimde -sıcak geldiğinden diye tahmin ediyorum- tırmıklamaya başlamıştı. Bir hafta sonra onu veterinere götürmem gerekiyordu.

Sorumsuz ben Zeus'un anası olarak kendimin sorumluluklarını yerine getirmeyip, onu dört dörtlük yaşatmaya çalışıyordum. Bir aydır benimleydi, insanlara kısa bir süre gibi gelse de aramızda ayrılamaz bir bağ oluşmuştu. İlk geldiği gün üstüme işemesi dışında iyi anlaşıyorduk. Odadaki bütün sinekleri yiyordu. Onun sayesinde biraz daha uyuyordum ama sonra aniden göbeğime atlamasıyla kalkıyordum. Deli falandı ama seviyordum afacanı.

Ayakkabılarımı bağlarken Zeus'u bağcıklardan uzak tutmaya çalışmıştım. Ne zaman ip, bağacık görse koparıyordu. Annemlere de şikayet edemiyordum yoksa bana kızarlardı. Onun yerine harçlıklarımı biriktirip renkli renkli bağacıklar alıyordum.

Saçlarımı ensemde ufak bir topuz yapıp küçük tutamlarını salmıştım. Saç işine girişirsek iki saat çıkamazdık. Ondan boşverip güneş gözlüklerimi takıp cebime attığım telefonla çıkmıştım. Çanta çok nadir taşıyordum. Özellikle de yazları. Zaten sıcaktı. Kendimi taşımaya üşeniyordum bir de çantayla hiç uğraşamazdım. Telefonumun arkasına parayı koyuyor, telefonu cebime atıp her yere gidiyordum. Kapıdan çıkmadan önce anneme seslenip çıkışa yöneldim.

"Anneee ben çıkıyorum haberin olsun."

"Kızım sen niye hayvan gibi böğürüp duruyorsun? Bu gidişle evde kalacaksın. Vah vah bizim hâlimize."

"Beni seven böğürmemle sevsin anacum. Ayrıca şu güzelliğim yeter." Yanaklarını sulu öpüp kapıya koşmuştum.

"Ay bir de sulu sulu öpüyorsun Miray. Milletin sevmediği hareketleri yapmada üstüne yok yemin ederim."

Lolipop ||Texting||Where stories live. Discover now