(O.İ.B.) 8. Bölüm

50 12 10
                                    

Herkese yeniden merhaba! Nasılsınız?

Bu bölümle ilgili tahminleriniz var mı acaba? Lütfen beni yalnız bırakmayın, düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum :)

O zaman bölüme geçelim.

Keyifli Okumalar..



*******************************

Melike Şahin-Mert Demir - Pusulam Rüzgar



Ölmek için doğmuştur ya insan;
O yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever. 

-Tolstoy-






Kar taneleri soğuk araba camına tek tek düşüyor şeklini bozmadan bekliyordu silinip gitmeyi. Genç adam fotoğrafa uzun uzun bakmaya devam ediyordu. Kalbi deli gibi çırpınsa da aklı çok sakindi. Kalbi bir şeylerin farkında olup elinden geleni yapsa da aklı çabasızca olacakları bekliyordu. Neyi bekliyordu peki?

Fotoğrafı sağ dizinin üzerine özenle koyup mektubu eline aldı. Yazılar birbirine karışmıştı, belli ki hızlı ve aceleyle yazılmıştı. Başını kaldırıp camını kaplayan beyaz örtüye baktı bir müddet. Ne tepki vereceğini bilmeden durdu öylece. Parmak uçları üşüyordu, hafif bir titreme de vücudunu esir almıştı. Gözlerini kapattı, neden anılar gelmiyordu zihnine? Şimdi ne olmuştu da gelmiyorlardı?

Yavaşça gözlerini açtı, derin bir nefes alıp verdikten sonra yeniden bakışlarını elinde ki karışık yazıların doldurduğu kağıda baktı. 

"Özür dilerim Toprak, beni anlamanı bekliyorum. Oğlumla tehdit edildim, yoksa bildiğim her şeyi seve seve anlatırdım. Fazla zamanım da yok o yüzden esas meseleye gelelim; başında ne tür bela var bilemiyorum ama eskiden Buket benden çok yardım istedi, bir gece ansızın evime geldi bir türlü sana ulaşamıyormuş. Çok korkmuştu çok ağlıyordu, dayanamadım olaylara bende kendimce dahil oldum. Annenle konuşma şansım oldu, Ziya beyle asla evlenmek istemediğini Ziya beyin pis işlerine seni alet edeceğini söyledi."

Genç adamın gergin vücudundan korkunç bir ürperti süzüldü. Son kelimeler beynine mıh gibi çakılmıştı adeta! Kalbi deli gibi çarpmaya başladı, aldırış etmeden yeniden kağıdı okumaya devam etti.

"Bunları duyduğumda çok şaşırdım, Ziya beyin ofisine gitmeye karar verdim. Ofise geldiğimde Mercan ve orta yaşlarda bir adam Ziya beyle siyah bir arabanın önünde sanki tartışıyorlardı. Kendimi gizleyerek biraz daha yaklaşmama rağmen bir şey duyamadım. Tam gideceğim sıra da Mercan'ın orta yaşlarda ki adama 'baba' diye seslendiğini duydum. Kafam da bin bir düşünceyle eve geldiğimde Buket ortalıkta yoktu, üst üste aramama rağmen ulaşamadım. Zaten onu son kez görüşüm bu oldu, senden de ondan da Mercan'dan da tek bir haber alamadım ta ki sen bugün yanıma gelene kadar. Hafızanı kaybetmişsin, bu yüzden de size yapılan kötülükleri hatırlamıyorsun. Senden tek isteğim Buket'i bul, onu bulamasan bile Mercan'ı bul; Çünkü tahminimce Mercan fazlasıyla bu olayların içindeydi. Rektörden bazı bilgiler istemişsin, bence çok lazım olacak bunlar sana alta yazdım aile bilgilerini. Kendine çok dikkat et, kimseye de güvenme." 

Ona İyi Bak (Yapboz Serisi 1)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang