G İ R İ Ş

1.2K 94 86
                                    



  .  J K I L L E R  .

| G İ R İ Ş |

15.10.2022

"Yirmi üç yaşında, 1999 doğumlu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



"Yirmi üç yaşında, 1999 doğumlu. İlkokul eğitimini Kore'de özel öğretmenler eşliğinde bitirdikten sonra büyükbabasının yanında Viyana'da bir sene geçirdi, büyükbabasının vefatının hemen ardından koruyucu ailesiyle birlikte Amerika'ya yerleşiyorlar, orada lise ve üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yüksek lisans için İngiltere'ye gidiyor fakat eğitimi yarıda bırakarak Kore'ye dönüyor. Neden sence?" diye sormuştu elindeki tablet bilgisayar ekranını kaydıran şişko; şişkoydu ve bu yüzden nefesleri tıpkı yüzlerce metre koşan bir köpeğinki gibi kesik kesik, insanı çileden çıkaracak bir biçimde çıkıyordu.

Durumu pek de merak etmiyordum ama ilgili durmam gerekiyordu. "Neden, efendim?" şeklinde konuşmasını bölmemek adına geri dönütümü vermiştim, karşımdaki adama efendim dediğim için benim yüce gönüllü olduğumu düşünüyor olmalıydı ama işler kesinlikle onun beklediği şekilde ilerlemeyecekti.

"Çünkü babası suikaste uğradı, bu yüzden Kim malikanesinin en küçük üyesi olan kişi, evin tek kızı Kore'ye döndü. Daha doğrusu evin tek kızını korumak için kaleye soktular, kızın tehlikede olma ihtimali bile aileyi tedirgin ediyor bu yüzden onu kaleye soktular, Kim Malikane'sine. Bu bir fırsat, bunu değerlendireceğiz. İşte tam da bu sebeple şu an karşımdasın."

Karşımda duran adamın gözlerinin içine baktım, kaşlarım hafifçe çatılı durmaya, zihnimin karmaşası çehreme yansımaya adım adım yaklaşmıştı. "Nasıl yardımcı olacağım ile ilgili detaylı bilgi verin efendim, durumu yeterince kavrayamadığımı düşünüyorum." Tek nefeste söyleyivermiştim aklımdan geçenlerin hepsini.

Beklediğim olmamıştı. Hiç beklemediğim bir emir gelmişti.

"Kim Ailesi'nin sır gibi sakladığı bu üyesini ortadan kaldıracaksın, biricik kızının senelerce gözlerden uzak, sıradan bir hayat yaşaması için tüm fedakarlıkları yaptığı halde nasıl kolayca öldüğünü görecek, hepsi görecek. Tüm Kim Ailesi görecek." Sonlara doğru hiddetlenmişti, ses tonuna yansıyan bu kuru öfke en sonunda yaşlı adamın boğazında bir öksürük olarak tezahür ederek cümlesini, duygularını, düşüncelerini noktalamıştı.

"Ölüm emri mi veriyorsunuz, efendim?" Benim soruma karşılık ağzını mendiliyle silerken başını sallamıştı.

"İnfaz emri veriyorum, öldür o kızı. Mührü unutmayın." Bunun anlamı, hangi aile tarafından öldürüldüğünü belli edecek şekilde belli usüllere göre infazın yani cinayetin işlenmesi gerektiğini söylüyordu. Faili meşhul bir cinayetten öte olmalıydı. Kim Aile'sine kin güven kişinin, göz dağı veren kişinin belli olasını istiyordu.

"Emredersiniz, efendim."

"Bu işi yapabileceğini biliyorum evlat, tüm yetkiyi sana veriyorum. Tek çalışmak istersen tek yap, yanına birini almak istiyorsan al. Bu işi sana veriyorum." Büyük bir gururla söylemişti bu sözleri, eğittiği av köpeğini ormana salmak üzere olan sahip gibi kabarmıştı göğüs kafesi.

Kendimi hiç bu kadar aşağılık hissetmemiştim. Av köpeği mi? Bu muydum gözlerinde?

Başımı eğdim ve kesik, acı dolu bir nefes çektim. Ne bekliyordun? Ne bekliyordun da böyle hayal kırıklığına uğruyorsun? Başımı saniyeler içerisinde kaldırarak gözlerimi önümde oturan yaşlı bedenin ışığı sönmekte olan gözlerine diktim; bu adam çok geçmeden ölecekti ve bu geçirdiği günler onun hayatının son demleriydi. Ölmekte olan birisinin yapacağı gibi aceleciydi, yaşlı olsa da gözlerinin içindeki pırıltı kırıntıları, hayatı boyunca yapmak istediği isteklerle doluydu. "Kızın adı nedir, efendim?"

Sönük gözler intikamın ateşiyle alevlenmişti, kısa bir andı ama dudaklarının hafifçe kıvrıldığını gördüm. Sanki kızın adını zihninden geçirirken sadece ismini, yüzünü değil; ölüsünü de düşlemişçesine gülümsemişti. "Adı, Kim Ryuna."

Hafifçe başımı salladım, her zamanki gibi bu verilen emri de yerine getirecektim. Bu mecrada benden iyisi yoktu ve ben yaşadıkça olmamaya devam edecekti.

"Kim Ryuna'yı, Kim Ailesi'nin gözü gibi sakladığı o kızı bulup öldüreceksin, Jungkook. Unutma, sen Jkiller'sın, bu işi layığıyla yapacak olan sensin."

Öyleydi, ben Jkiller'dım. Annemin dönüşmemi istemediği kişinin ta kendisiydim. Duygusuz bir ölüm makinesine dönüşmüştüm.

Duygu, yoktu.

Empati, anlamını bile bilmiyordum.

Şefkat, en son annemin gözlerinde gördüğümü hayal meyal hatırlıyordum.

Ben buydum. Yapabildiğim en iyi şeyi yapıyordum, duygusuz bir ölüm makinesi olmam istenmişti ve bu iş için ne benden iyisi olacaktı ne de benden başkası.

Şu an işim vardı, işimin adı ise Kim Ryuna'ydı.

...


Yeni hikayeme hoş geldiniz beybişkolar, farklı bir tarz denemek istedim, mafyavari bir hikaye yazmak istiyordum uzun zamandır ve neden denemiyorsun dedim kendi kendime. Jungkook'un isminden yola çıktım daha doğrusu, eğlenceli bir hikaye olur mu bilmiyorum ama aksiyonu ve dramı bol olacak o kesin hehehe

Yorumlarını, geri dönüşlerinizi o kadar merak ediyorum kiii :))) pamuk eller yorumlara beybiler haydin

Öptüm hepinizi yeni bölüm 20 Ekim'de gelecekkk

JKILLER - Jeon JungkookWhere stories live. Discover now