4.Bölüm: Cennetten Cehenneme

9 1 0
                                    

Yasemin Akağaç

Yasemin yanındaki adamla bilmediği yollarda gecenin bir yarısı ilerlerken saniyeler geçtikçe gerginlik damarlarında kol gezmeye başlamıştı. Üstündeki gerginliği belli etmemeye çalışıyordu. Özellikle dışarıyı izleyerek tanıdık bir yerler görmeyi ümit etse de buraları hiç bilmiyordu. Berkay ise sessizce arabayı sürerken arada göz ucuyla Yasemin'e bakıyordu. Kızın farkında olmadan hafifçe salladığı bacağı gerginliğini gözler önüne seriyordu. Berkay, Yasemin fark etmese de onu detaylıca izleyerek vücut dilini ezberlemeye çalışıyordu. Eğer bu kızla çalışacaksa onu yakından tanımalı, gerekirse bir hareketinden yalanını anlayabilmeliydi.

Yolu yarılamışlardı ki Berkay, Yasemin'e dönüp ''Bunu istediğinden emin misin?'' dedi. Yasemin beklemediği anda gelen soruyla irkilip Berkay'a baktı, ''Eminim.''diyip kestirip attı. Kafası tam yerinde değildi, çok yorgun hissediyordu. Saat ilerledikçe vücudundaki yorgunluk kendini belli etmeye başlamıştı. Bu yüzden uzun konuşmalardan kaçınıyordu, Berkay'a açık vermek isteyeceği en son şeydi. O belki yasak bir elmaydı, belki de kurbanları olan azılı bir şeytan. Ne olursa olsun uzak durması gereken yegane şeyin ta kendisiydi. Yasemin bunun farkındaydı, şu an için ipler kendi elinde değildi. Daha fazla kontrolü kaybetmemek için uğraşıyordu. Yanındaki adamın ne kadar tehlikeli olduğunu tahmin edebiliyordu. Onu az çok tanıyordu, babası bu işlerin kurucularından biriydi. O da bu işlerin içinde büyümüştü. Kimleri kimleri harcadığını tahmin dahi edemiyordu, yaptığı şeylerin hepsini bilmiyordu, bilmek de istemiyordu. Yanındaki gerçek bir kumarbazdı ve onun elini görürse oyundan çekilmekten korkuyordu. Bunu yapması gerekiyordu, vazgeçemezdi. Yine de adımlarını temkinli atmalıydı zira Berkay için tehlikeli her şey eğlenceli bir oyundan ibaretti.

Berkay yeniden sessizliği bölerek ''Çok sessizsin Yasemin. Bana mı özel yoksa?'' dediğinde Yasemin göz ucuyla ona baktı. Bu çocuktan hiç haz etmiyordu. Her ne kadar sıradan bir konuşma gibi dursa da tavırları ve mimikleriyle çok kibirli duruyordu. Yasemin'i ciddiye alır bir hali yoktu. Kızı avucunun içinde tutabileceğinden emin gibiydi. Burnu havadaydı, kıza o kadar yukarıdan bakıyordu ki şayet Yasemin özgüvenli bir kadın olmasaydı üzerindeki baskı onu şüphesiz zor duruma sokardı. Ama madem o bu oyunu böyle oynamak istiyordu, Yasemin'in de kaçmaya niyeti yoktu.

Mimik dahi oynatmadan ''Senden hoşlanmadım.'' Diyip omuz silktiğinde Berkay güldü. ''Neyse ki benden hoşlanmanı gerektirecek türden bir ilişkimiz olmayacak. Söz dinleyen bir çalışan olman yeterli.''

O andan sonra ikisi de konuşmamıştı. Bir süre sonra araba durmuştu. Yasemin geldiklere yere baktığında ışıl ışıl parlayan tabelalarla karşılaşmıştı. Sokak insan doluydu. Şık restorantlar, gece kulüpleri, oteller vardı. Berkay ''Geldik.'' diyip indiğinde Yasemin hala etrafı inceliyordu. İçten içe oraya gitmek istemiyordu. Geçmişin karanlık sayfalarını kapattığını düşünürken kendi aynı noktada bulmuştu. Bu yüzden arabadan hala inmemişti. Durumun farkında olan Berkay onu teşvik etmek adına kapısını açıp, ''Yasemin, vazgeçmek için son şansın. Eğer seni işe alacağımızdan emin olmasam konseye götürmezdim konuyu. Bu sokağa girdikten sonra çıkmak senin için kolay olmayacak. Birçok şeyi feda etmen gerekecek. Son kez soruyorum, emin misin?'' dedi. Eğer şu an vazgeçerse peşine düşmezdi, bu işlerde acemi bir kızın yerini pek ala doldurabilirdi. Ama bu geceden sonra vazgeçmek isterse Berkay'ın onunla uğraşması gerekirdi. En az Yasemin kadar kendisi de emin olmak istiyordu. Çünkü onu buraya getiren kendisiyse sorumluluğunu alacak olan kişi de yine kendisiydi.

Yasemin aldığı sorumluluğun farkında olarak arabadan indi. Bu, cenetten cehenneme geçmesini sağlayan ilk adımıydı. Geleceğin ona neler getireceğini şayet bilseydi, bunun sonu olacağını dahi bilse bu adımı kesinlikle atmazdı. Tüm yaşanacaklardan bihaber ''hadi bitirelim şu işi.'' Dedi. Berkay yüzündeki ufak, alaycı bir tebessümle kafa sallayıp yürümeye başladı. Yasemin de peşinden ilerlerken hâlâ etrafı inceliyordu. Bu sokak tanıdıktı, geçmişte Nehir'le, Yiğit'le birkaç kez geldiğini hatırlıyordu. Yine de çok değiştiğini söyleyebilirdi. Eskiden daha sakin olan bu sokak şu an gece hayatının gözdesiydi. Herkesin gözlerinin burada olduğundan emindi, buna polisler de dahildi. Yasemin, Berkay'ın bahsettiği konseyin ne olduğunu tahmin edebiliyordu. Buradalarda sözü geçen kurucuların toplantılarıydı. Hiç oraya gitmemişti, bu onun için ilkti. Yine de böylesine önemli bir topluluğun neden polislerin bu kadar irdelediği bu sokakta barındığını anlayamıyordu. Yedikleri baskınlarda kaybettikleri şeyleri haberlerde görmüştü, hatrı sayılır zaiyatlar vermişlerdi. Bunun yerine Yasemin'in devamlı gittiği ara sokaklarda olsalar verecekleri kayıpları en aza indirecekleri aşikardı. Ufak bir omuz silkişle boş verdi, ne kayıpları ne de kazançları onu ilgilendirirdi. Bu işlerde fazla derine inmek istemiyordu. Ne kadar derindeyse o kadar pisliğe bulaşırdı, bunlardan kurtulmak da bir o kadar zor hale gelirdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 15, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

RivaWhere stories live. Discover now