31 - SEVİYORSAN İSPATLA

216 38 53
                                    

Zavallı Gökhan, yirmi beşindeki değil, altmış yaşındaki  Aylin'le evleneceğini düşünerek şoke olmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. 

"Yine de çok fazla yaşlanmış olamaz değil mi Aysel teyze? Yani günümüz kadınları kendilerine iyi bakıyorlar, ben erkeğim pek anlamam ama kremler, miremler, botokslar, estetikler."

"En iyisi sen kendin gör çocuğum. Şu anda o kadar utanıyor ki, sana ve davetlilere görünmek istemedi. 'Evlenmekten vaz geçerse , anlarım' dedi."

"Evlenmekten vaz geçmek mi? Ben Aylin'e sırılsıklam aşığım. Onsuz bir hayat düşünemem."

" Bana gerçekten aşıksa yaşlı halimle de evlenmeyi kabul eder ve  beni sevdiğini ispatlar dedi. Yine de çocuğum bak iyi düşün; sen 30 yaşındasın, ayrıca bakalım annen  60 yaşında bir gelin ister mi ?Bir de konu komşu, hayranların ne der?"

"Annem de, konu komşu da  umurumda değil. Aylin'i seviyorum. Bunu ispatlayacağım."

"Eh, peki çocuğum, ben kızcağıza söyleyeyim gelsin. Umarım görünce fikrini değiştirmezsin. Davetliler hazır, nikâh memuru hazır, sen de hazırsın Maşallah pek de yakışıklı olmuşsun. Tü- tü- tü- tü. Şey; annenler ve davetliler şoka  girmesinler;  Aylin bahçeye gelmeden önce kısa bir duyuru yap."

"Tamam Aysel teyzeciğim." diyen yakışıklı dizi oyuncusu, nikâh masasının üstünde duran mikrofonu alırken; Melahat, eşine dönerek sordu:

"Ne oluyor ayol? Nikâh memuresi geldi. Güzel gelinimiz nerede kaldı?". Gökhan'ın bir şey anons etmeye hazırlandığını gören Feyzi:

"Hanım dur, oğlan bir şey söyleyecek galiba..."

diye cevap verdi. Yakışıklı oyuncu, 

"Hepiniz hoş geldiniz; "   dedi. Bir an durdu; boğazını temizledi ve devam etti:

" Bunu söylemek biraz zor ama şaşırmamanız için söylemek zorundayım

Nazan'ın gözleri ışıldadı. Aleyna'yla, Melek'e dönüp: 

"Ay! Ne söyleyecek acaba?  İnşallah kız evlenmekten vaz geçmiştir. "

diyordu ki, genç adam devam etti:

"Şey, büyü yani perilerin büyüsü maalesef bozulmuş. Nişanlım yeniden eski yaşına dönmüş. Birazdan gelecek; şaşırmayın o yüzden. Şu anda yine altmış yaşında yani."

Annesi

"Ne? Altmış yaşında mı? Aaaaa! " diyerek ayağa fırladı. Davetliler de 

"Aaaaaaaaaaaa! " diyerek şoke oldular. Eda, babası ve Aysel kikir kikir gülmemek için yüzlerini şekilden şekile sokuyorlardı. Tam o sırada yüzünde duvakla, gelin içeri girdi.  Ağır ağır yürüyerek pembe güllerle donatılmış masaya oturdu ve yavaşça duvağını açtı.  

Beyaz saçlı, ön dişi eksik, alnı, göz altları, yanağı dünya haritası gibi derin çizgilerle kaplı, gözleri çukura kaçmış, irisi grileşmiş, sırtı osteoporozdan hafif kamburlaşmış bir kadındı bu. Pörsümüş yumuşacık yanağının ortasına pembe allık, ince dudaklarına kırmızı ruj sürünce, ahı gitmiş; vahı kalmış kafadan çatlak tiplere benzemişti. Gerçekte, Aylin'in teyzesinin evini temizliğe gelen kadının 80'indeki annesiydi ama köyde egzoz dumanı yerine temiz oksijen soluyup; doğal et, süt, bal ve otlar yediğinden, yaşına rağmen aklı gayet başındaydı ve bu beş, on dakikalık rol için oldukça iyi bir ücret alacağı için çok mutluydu.

Nazan:

" Vah, vaaah! Acuzeye dönmüş. Gökhan bununla dünyada evlenmez. "

derken ağzı kulaklarına varıyordu. Bıraksalar zil takıp, oynayacaktı.

Melahat Hanım:

"Aman Tanrı'm! Bu da ne! Hayır! Oğlumuz bu kadınla evlenemez! Olmaz! Müsaade etmiyorum! Bir şey desene bey! "

"Hanım sus, ayıp!  Yaşlanınca evlenmekten vaz mı geçtim desin?"

"Tabii öyle desin ayol. Oğlumuza bunu mu layık görüyorsun?  Kocakarı olmuş, benden bile yaşlı."

Karı - koca tartışırken, nikâh töreni başlamıştı. Kırmızı cübbeli nikâh memuresi mikrofona eğilerek sordu:

"Siz, Aylin Alptekin, Gökhan Akın'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Altmış değil sekseninde görünen kadın, ağzı kulaklarına vararak; 

"Eveeet."

deyince, damadın annesi hariç davetliler alkışladılar. Ne yalan söyleyeyim; bazıları gülmemek için kendini zor tutuyor, ağzını, yüzünü büzüyor, şekilden şekle sokuyordu.

Sırada damat vardı.  Nikâh memuru kadın aynı soruyu tekrarladı:

"Siz Gökhan Akın, Aylin Alptekin'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "

Damadın annesi bağırdı:

"HAYIIIIRRR!"

Kadın kızdı:

"Han'fendi  damada sordum size değil! Size ne oluyor? "

"Ben annesiyim Hayır de oğluuumm!"

"Hanımefendi lütfen müdahale etmeyin. Evlenecek olan siz değilsiniz."

"Aaaaahhhh! Feyzi! Bir şey yapsana!"

Nazan, karnını tutarak gülüyor ve

"Hi,hi,hi,  ahahahaha, internette fırtına kopuyordur, Deli Aşık, İnatçı Sevgili'nin sevilen Mehmet Foçalı'sı bir kocakarıyla evleniyor diye! "

diyordu. Hümeyra kızını azarladı:

"Kızım sus!  Aaa!  Vır, vır, vır." 

Gökhan'ın alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Aylin'in bu kadar çirkinleşeceğine ihtimal vermemişti.  İçinden "Allah'ım ne yapacağım? Aşık olduğum kız neye dönmüş? " diyor; boğazını sıkıyormuş gibi papyonunu gevşetmeye çalışıyordu. Davetliler ise damadın vereceği cevabı merak ediyordu. 

Nikah memuru tekrar sordu:

"Tekrar soruyorum Siz Gökhan Akın, Aylin Alptekin'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Tüm gözler Gökhan'ın üzerindeydi. Bir yakışıklı genç adama, bir de yanındaki tek dişli kocakarıya bakıyorlardı. Annesi, kıpkırmızı olmuş ofluyor, pofluyordu. Memure dışarı atmasın diye oğluna fısıldadı:

"Hayır de oğlum! Hayır de kurban olduğuuuum! 

Feyzi Bey, kimse görmeden kızına göz kırptı. Eda, kıkırdadı. Aysel Hanım hem damada acıyor; hem de gülmemek için ağzını kapatıyordu. Canan da ondan farksız değildi. Kimsenin aklına gelmeyen şey ise Aylin'i hapiste sanan Nolanda'nın bu durumu öğrenince ne yapacağıydı.

GÜZEL KATİL (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin