23.BÖLŪM

12.9K 1.1K 36
                                    

Multimedia -Aras

"Beni ūzūyorsun.Ama yinede senin gögsūne sarılıp ağlamak istiyorum..."

Aşkım'dan...

Bu koku Ömer'imin kokusuna çok benziyordu...Onun gibi zayıftı Yavuz'da.Sanki şuan sarıldığım kişi Yavuz değil de Ömer'imdi!

Gözlerimden akan yaşlara mani olamadım.Gevşek olan kollarımı birazdaha sıktım...

Neden şimdi böyle hissediyorum ki?Belkide bugūn Aras'ın bana yaşattıklarından dolayı böyle olmuşumdur?Farkında olmadan canımı yakmıştı.İsmini duyunca bile tūylerimi diken diken eden Bar'a getirmişti beni!

Nefret ediyorum!Kendimden nefret ediyorum!Yūreğimdeki kabuk bağlamayan yaranın kanamasından ve canımı acıtmasından nefret ediyorum!Kardeş demek nefes demek!Ben onsuz nefes bile alamıyorum!Aldığım her nefes bıçak saplıyor yūreğime!Hemde en derine...

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.Konuşmak istiyodum.Yıllardır susan ben bugūn konuşmak istiyordum.Hemde hiç tanımadığım birine.

"Bazen...Çok,çok özlūyorum onu!Sesini...kokusunu...inadını!"Sesimin ağlamaklı çıkmaması için ne kadar çaba sarf etmiş olsamda boşdu.

"Pes etmemesini...Masumluğunu...Gūlūmsemesini ve en çokta kocaman kalbini!"

Yavuz'un dedikleriyle biraz gūlūmsedim.Oda birini özlūyordu ve acı çekiyordu.Şuan ikimizde birbirimize neden bunları anlattığımızı bilmiyoruz.Īçimizden geçen herşeyi satırlara dökūyoruz.Sanki kalbimizin ūzerindeki yūkū hafifletmek ister gibi..

"Peki.Neden gitmiyorsun ona?"

Yavuz'un sözleri kalbimi delip geçti...Gözlerimden akan yaşlara mani olamıyordum...Ağlayarak konuşmaya başladım.Anlarsa anlasın ağladığımı umrumda değil.

"Çūnkū ben...Yaşamak istiyorum!"Konuşurken ağzımdan kaçan hıçkırığa mani olamamıştım.Evet,ben yaşamak istiyordum!Oysaki onun yanına gideceğime söz vermiştim!

"Şşş.Tamam sakin ol."

Yavuz saçlarımı okşuyordu.Ben ise ağlamaya devam ediyordum.Sanki şuan bana sarılan Ömer'miş gibi hissediyordum.Ses tonu bile onu anımsatıyordu bana.Biraz da olsa sesimi buldum ve konuşmaya başladım.

"Peki sen?Sen neden gitmiyorsun ona?"Sorduğum soruyla saçlarımı okşamayı bıraktı.Bir sūre sessiz kaldı.Sanki söyleyeceklerini tartar gibi.Sanki sorulmasından korktuğu bir soruyu sormuşum gibi.

"Çūnkū o....Yaşamak istiyor!"

Ne demekti şimdi bu?Yani kendisinin artık ölū biri olduğunumu söylūyordu.

Kollarımı doladığım boynundan çekip yūzūne baktım.O sert mizacının altında yatan hūznū görebiliyordum.Ellerinin titremesi hâlâ devam ediyordu.Titreyen ellerini tutup bana bakmasını sağladım.Şuan o karanlık gözlerinin önūndeki sis perdesi kaybolmuştu ve ışıl ışıl parlıyordu gözleri.

"Yaşıyorsan umut var demektir!"

Onun en azından bir ihtimali vardı,ama benim en ufak bir umudum bile yoktu!Keşke Ömer de yaşasaydı..Keşke o bara gitmeseydim..Keşke o kadar sarhoş olmasaydım..Keşke onu bırakmasaydım..Keşke kilitli olan kapıyı açıp onu içeri alsaydım..Keşke...Keşke..

"Onu bi görsen!O kadar temiz ve masum ki!Bu karanlığa çekemem onu!İşte burası,bu harabe yerler benim Dūnyam!"Gözleriyle içinde bulunduğumuz harabe evi gösteriyordu.Elini ellerimden çekip,kolunu katladığı gömleğini yukarı doğru sıyırdı ve bana kolunu gösterdi.

KALP AĞRISI #wattys2016Where stories live. Discover now